Karıncaydı Galatasaray

Karıncaydı Galatasaray
Galatasaray yaz kampında çok çalışmış belli... Süper Lig'e, Avrupa kupalarına, Türkiye kupasına ez cümle uzun ve yorucu sezona hazır.

Fenerbahçe pek çalışmış denemez sanki; acilen gelişmeye, gelişemiyorsa değişmeye muhtaç.

Galatasaray topu her alanda kullanmayı, hızlı oynamayı, kanat bindirmeleri yaparak mesafe kat etmeyi çok rahat yapabiliyor. Fenerbahçe'de top kullanma acemiliği, oyun kurma şaşkınlığı ve fiziksel kırılganlık had safhada. Galatasaray'ı kupaya taşıyan en temel fark, bariz fizik üstünlüğüydü.

Ağustosböceği gibiydi Fenerbahçe, karınca gibiydi Galatasaray. Galatasaray aslında ilk yarıda yakaladığı pozisyonları gole çevirebilmiş olsaydı maç çok erken bitebilirdi.

Alex'in devrenin sonunda baraja çarptırarak attığı gole kadar Fenerbahçe'nin elle tutulur hiçbir tarafı yok. Galatasaray önce G.Gönül'ün yokluğunda O.Şam'a verilen kanadı atakların komuta merkezi olarak belirleyip E.Çolak ile etkinlik kuruyor. Emre'ye Umut Bulut'un katkısı ile Bekir ve Orhan'ın sorumluluk alanından 15 dakikada 4 etkili orta geliyor, Galatasaray'ın hücum presleri başlıyor ve kanat ortalarından birinde Volkan'ın omzu çıkıyor.

İşte ilk yarıya damgasını vuran ilk 15 dakika ve Volkan'ın yerine Mert'in girmesinden sonra başlayan drama.

Fenerbahçe tamamen geriye yaslanınca Galatasaray oyuna hükmediyor ve Mert daha topa dokunmadan golü yiyor. Umut ile Elmander son derece uyumsuz olan Fenerbahçe savunmasının arasında elini kolunu sallayarak dolaşabiliyor, Emre topu ayağına yapıştırmış, sürekli içeri oynuyor. Selçuk, Umut'a attığı ilk golün pasıyla bıraktığı yerden devam ediyor. İkinci yarıda Fenerbahçe'nin savunmayı önde kurduğu dakikalarda hafif bir etkinliği var. Ancak Kuyt ve biraz Topuz dışında oyunu isteyen yok gibi!

Nitekim Kuyt'a verilmeyen bir faul sonrası topu alan Selçuk'un pasıyla Umut'un attığı bir başka Trabzon patentli golle Galatasaray'ın üstünlüğü net ortaya çıkıyor. Rakibine pozisyon vermeyen Galatasaray, karambol golü yiyor ama oyunun her bakımdan hakimi durumda. Daha çok koşuyor, daha çok paslaşıyor, daha fazla istiyorlar. Engin'in yakışık almayan hareketler serisine Cüneyt Çakır'ı hırpalayarak devam etmesi, Galatasaray'ın tek kusuru. Bu kusur onları 10 kişi bırakıyor, Terim forveti teke düşürüp Amrabat ile gücü koruyor. Krasiç hamlesi bu durumu bozmaya yönelik ama telaşla yapmaya çalıştığı işler dışında katkısı yetersiz. Terim'in takımı sürekli yenileniyor. Kocaman ise son dakikaya kadar kadro kurmakta kararsız. Kocaman'ı son iki Vasliu maçında Volkan'ın harika oyunları korumuştu. Dün gece sakatlanınca kötü giden takımı kurtaracak kimse kalmadı.

Fenerbahçe'nin ciddi bir değişikliğe ihtiyacı var!

Sadece Volkan, Yobo, Gökhan'ın dönüşü yeterli olur mu? Daha fazlasına ihtiyaç var sanki!