Oyun iyi sonuç tatsız
Yayınlanma Tarihi 20 Eylül 2012 Per 08:56
Bir kaç gün önce hakemlik camiası haberlerini veren Worldreferee.com isimli internet sitesi Cüneyt Çakır'ı Dünya klasmanında ilk sıraya yazdığında bıyık altından gülenler, bunu bir sıradan değerlendirme olarak görenler dün akşam Old Trafford'da Alman hakem Wolfgang Stark'ın maçın hemen ilk dakikalarındaki açık penaltıyı es geçmesine hangi tepkiyi göstermiş olabilirler. Umut'un ezilen ayağını ne Stark ne de çizgi hakemi gördü.
Daha maçın başında Çakır ve arkadaşlarının Barcelona Chelsea şampiyonlar ligi ve Avrupa Futbol Şampiyonası maçlarındaki harika uyumunu, oyunların kaderini oyuncuların çizmesini sağlayan yönetimlerini hatırladık. G.Saray Valencia ve Kagawa'nın Carrick destekli hızlı içeri kat den oyununa karşı büyük savunma hatalarıyla başlamış olabilir ama maça daha kötü başlayan taraf şüphesiz Alman hakemdi.
Oysa Terim cesur bir kararla Umut Burak ikilisini sahaya sürmüştü. G.Saray muhtemelen Selçuk ve Melo'nun yüksek performansına bağlı olarak iki forvetinden yararlanacaktı. İlk yarıda Melo o kadar şaşkın ve ne yaptığını bilmez haldeydi ki bu durum Selçuk'un beklenen performansını da düşürdü. Kanatlar da çalışmayınca Manchester için alan bulmak kolaylaştı. Terim'in Elmander'i kenarda oturtması, Semih ve Dany'e oranla bir tecrübe abidesi olan Cris'i ilk onbire koymaması sürprizdi. Semih'in Estonya maçında yaptığı hatalar, Dany'nin bölgesini gereksiz bir özgüvenle terk etme alışkanlığı sorun olabilirdi. Nitekim Carrick'in golü bir "savunamama" oyununun sonucunda geldi. Muslera Carrick karşılaşmasında Carrick kendini yere bırakmış olsa bir penaltı ve Uruguaylı kaleciye kırmızı kart gelecek ve durum vahim olacaktı.
Galatasaray'ın her iki yarıda en aciz kaldığı anlar rakibin bir küçük bir büyük üçgeni arka arkaya yaparak forveti kaleciyle karşı karşıya bıraktığı pozisyonlardı. İkinci yarıda Burak'ın sebebiyet verdiği penaltıyı kurtaran Muslera Hamitle birlikte günün en değerli ismi oldu. Bu sezon takımın formda en geriden gelen adamı Hamit sahanın en tecrübeli Galatasaraylısı ve en iyi başkaldıran futbolcusu oldu. Muslera'nın kurtardığı penaltının ardından Galatasaray bir şampiyonlar ligi maçında olduğunun farkına vardı. Savunmada Dany'nin kritik savunmasına, Semih'in artan dikkati eklendi. Melo onlara ayak uydurunca takımın direnci yükselmeye başladı. Emre'nin girişi Galatasaray'ı ileri de etkin kılabilirdi ama gözler maçın başında sakatlanıp yerini Elmander'e bırakan Umut'u aradı. Umut Ferguson'ın en çekindiği ve takımın en formda golcüsü olarak çok arandı. Umut'un koşuları ve stoperlere vereceği rahatsızlık çok şeyi değiştirebilirdi. Özetle ilk dakikalarda penaltınız verilmez, en önemli gol silahınız sakatlanır ve oyuncularınızın çoğundan mücadelenin genelinde istediğiniz performansı göremezseniz kazanmak da kolay olmuyor. Yine de daha çok gol pozisyonu bulan topu direklere takılan Galatasaray dün gece'yi geride kalan oyunlar da ne yapması gerektiğini öğrenerek ve bir Avrupa takımı olduğunu hatırlayarak ayrıldı.
Daha maçın başında Çakır ve arkadaşlarının Barcelona Chelsea şampiyonlar ligi ve Avrupa Futbol Şampiyonası maçlarındaki harika uyumunu, oyunların kaderini oyuncuların çizmesini sağlayan yönetimlerini hatırladık. G.Saray Valencia ve Kagawa'nın Carrick destekli hızlı içeri kat den oyununa karşı büyük savunma hatalarıyla başlamış olabilir ama maça daha kötü başlayan taraf şüphesiz Alman hakemdi.
Oysa Terim cesur bir kararla Umut Burak ikilisini sahaya sürmüştü. G.Saray muhtemelen Selçuk ve Melo'nun yüksek performansına bağlı olarak iki forvetinden yararlanacaktı. İlk yarıda Melo o kadar şaşkın ve ne yaptığını bilmez haldeydi ki bu durum Selçuk'un beklenen performansını da düşürdü. Kanatlar da çalışmayınca Manchester için alan bulmak kolaylaştı. Terim'in Elmander'i kenarda oturtması, Semih ve Dany'e oranla bir tecrübe abidesi olan Cris'i ilk onbire koymaması sürprizdi. Semih'in Estonya maçında yaptığı hatalar, Dany'nin bölgesini gereksiz bir özgüvenle terk etme alışkanlığı sorun olabilirdi. Nitekim Carrick'in golü bir "savunamama" oyununun sonucunda geldi. Muslera Carrick karşılaşmasında Carrick kendini yere bırakmış olsa bir penaltı ve Uruguaylı kaleciye kırmızı kart gelecek ve durum vahim olacaktı.
Galatasaray'ın her iki yarıda en aciz kaldığı anlar rakibin bir küçük bir büyük üçgeni arka arkaya yaparak forveti kaleciyle karşı karşıya bıraktığı pozisyonlardı. İkinci yarıda Burak'ın sebebiyet verdiği penaltıyı kurtaran Muslera Hamitle birlikte günün en değerli ismi oldu. Bu sezon takımın formda en geriden gelen adamı Hamit sahanın en tecrübeli Galatasaraylısı ve en iyi başkaldıran futbolcusu oldu. Muslera'nın kurtardığı penaltının ardından Galatasaray bir şampiyonlar ligi maçında olduğunun farkına vardı. Savunmada Dany'nin kritik savunmasına, Semih'in artan dikkati eklendi. Melo onlara ayak uydurunca takımın direnci yükselmeye başladı. Emre'nin girişi Galatasaray'ı ileri de etkin kılabilirdi ama gözler maçın başında sakatlanıp yerini Elmander'e bırakan Umut'u aradı. Umut Ferguson'ın en çekindiği ve takımın en formda golcüsü olarak çok arandı. Umut'un koşuları ve stoperlere vereceği rahatsızlık çok şeyi değiştirebilirdi. Özetle ilk dakikalarda penaltınız verilmez, en önemli gol silahınız sakatlanır ve oyuncularınızın çoğundan mücadelenin genelinde istediğiniz performansı göremezseniz kazanmak da kolay olmuyor. Yine de daha çok gol pozisyonu bulan topu direklere takılan Galatasaray dün gece'yi geride kalan oyunlar da ne yapması gerektiğini öğrenerek ve bir Avrupa takımı olduğunu hatırlayarak ayrıldı.
