Madrid yanılsaması

Madrid yanılsaması
Arda'nın oyun içi koşuları o denli başarılıydı.

Selçuk'u bir kenara koyup, Milli Takım'ın mağlubiyetini Hamit, Nuri ve Arda üzerinden anlamaya çalışalım.

Atletico Madrid Teknik Direktörü Simeone takımı sezona günde üç antrenman yaptırarak hazırlamış, takım 10 günde 120 km koşmuştu. Atletico Madrid, Süper Kupa maçında müthiş kondisyonuyla Chelsea'yi sahadan silmişti. Falcao'dan sonra takımın en iyisi Arda'ydı. Bizim teknik adamların sezon başı şikâyetleri ise istedikleri hazırlığı yapamadıkları yolundaydı.

Hocaların deyimiyle oyuncuların çoğu henüz hazır değildi.

Hamit Altıntop yıllardır Milli Takım'ın en çok koşan, oyundan hiç düşmeyen ismiydi ve hatta koşmayan, yardımlaşmayan arkadaşlarıyla ilgili cesur açıklamalarıyla taraftarın kahramanı olmuştu. Hamit, geçen yılı kral kupası maçları dışında hep kadro dışında geçirdi. Galatasaray'a, koskoca bir sezonu pas geçmiş, oyun pratiğine uzaklaşmış olarak geldi. Lige iyi başlamadı.

Hollanda maçının ilk yarısında Hamit'in kanadı ne kadar aksadıysa,

Hamit ile Arda arasındaki farkı, bir sezonu iyi geçiren yeni sezona yüklemeyle başlayan bir oyuncuyla, oyun pratiğini bir yıl boyunca kullanamamış, sezona kötü başlamış bir başka oyuncu arasındaki enerjiyle açıklayabilirsiniz.

Hollanda, Hamit'in kanadını iki topla yokladı. İlkinde basit bir duvar pasına engel olamadık, korner kazandılar. Türkiye liginin ve yıllardır Türk milli takımının hastalığı olan duran toptan golü yedik. Van Persie, alan savunmasında kendini öyle unutturdu ki, önce öne çıkmıştı, top geri süzülünce hafif geriye yaslanıp vurdu kafayı ve bir kez daha bir eleme maçına komik bir golle başladık.

Hollanda ise Türkiye'nin duran toplarında Umut'u Janmaat ile markaja tabi tutuyordu. Van Gaal, Umut'un ligde ve elemelerde attığı golleri izlemiş ve yeteneklerine saygı duymuştu anlaşılan.

İkinci yarıda Avcı neden Hamit yerine Gökhan Gönül'ü tercih etmedi, Burak'ı neden uzun süre kenarda bekletti, Selçuk'u niye hiç kullanmadı, cevabını bulamadık. Oysa Burak ile Selçuk, Arda'nın hücum iştahıyla, yolun başındaki zaafları olan Hollanda'yı alanına hapsedebilirdi.

Hamit gibi bir sezonu Madrid'te kenarda geçirmiş, oyun ritmine çok uzak Nuri'yi sahaya sürerek Hollanda'nın ekmeğine yağ sürdük.

Hızlı hücumlarla top kazanabilir, baskı ile rakibi hataya zorlayıp skor bulabilirdik dün akşam.

Üstelik ne Robben, ne Van Persie, ne Sneijder kendi en iyi oyunlarını bile oynamamışken.

Dün gece yanlış Madrid'ten ilham aldık.