Mesut Özil'e bir de böyle bakın

Mesut Özil'e bir de böyle bakın
Mesut Özil bizim dağarcığımızda atasının topraklarına Almanya'yı tercih etmiş Zonguldak eşrafından ortalama bir ailenin balık bakışlı çocuğu olsa da Şansölye Merkel için yüce Alman doktrininin temel taşlarından birisi..

Günter Walfraf'ın "en alttakiler" kitabından en üst kata çıkan bir birleştiricilik sembolü..

Alex Halley'in Kökler kitabındaki hikayenin üç beş kuşak sonrasındaki adam Mesut Özil..

Mesele Türkler ile Almanların sahipleniş retoriği olunca duygusal milliyetçilikle, akıl milliyetçiliğinin kötü ve iyi adamına dönüşüyor birdenbire..

İngiliz Financial Times gazetesi "Bir ikili mücadelede canı yandığı, sakatlandığı zaman bile hoşlandığı bir şeyi yapıyormuş gibi görünüyor. Mesut Özil mimiksiz oynuyor futbolu.Yüzündeki ifade taştan farksız ancak mutlak konsantrasyonu gösteriyor." diyor onun için ve ekliyor: "Mesut Özil gerçek bir pokerface'dir.."

Oysa bir sanatçı ona ne aidiyet, ne yüzündeki ifadesizlik üzerinden bakıyor, onu göründüğünden daha zengin bir şekilde betimliyor.

İspanyol fotoğrafçı Nacho Alegre Mesut Özil'le yaptığı fotoğraf çekimleri esnasında sıradışı bir detay yakaladı. Mesut beklediğinden de fotojenikti, bunun yanında iddia edilenin aksine yüzünde gizemli işaretler taşıyordu. Mesela, İtalyan aktör Rudolph Valentino'ya ait gizli portreler vardı Alegre'nin objektifine Mesut'un yüzünden yansıyan.. Örneğin, Schunulze'nin yönettiği 1922 yapımı "Blood and Sand" filmindeki Valentino ile Mesut adeta birebir kopya gibiydiler.

George Clooney'nin birkaç yıl önce yeniden çekilen Amerikan Futbolu'nun önemli isimlerinden Johnny Blood McNally'i canlandırdığı "Leathherheads" filmindeki mücadeleci karakteri ve başarısını görüyordu resimlerinde.. Alegre için sıradan bir fotoğraf seansı asla değildi. Karşısında Dünya'nın en önemli yeteneklerinden birisi duruyor ve yüzündeki kıvrımlar, vücut dilinin anlattıkları kendine özgü bir evrenselliği simgeliyordu. Nacho Alegre şansölye Merkel, Financial Times ve Türklerin bakamadığı bir taraftan gözlemliyordu..

İngiliz komedyen Stan Laurel'in "Mud and Sand" oyununda Vaselino adında bir matador karakteri canlandırdığını anlatır Mesut'a, Oyunun sonunda ateşli boğa ile mücadele eden matador boğa'yı öldürür.

Oyun "uzun yaşamak istiyorsan, boğa'yı öldür teması taşımaktadır." Laurel bir komedyen olmasına karşın birdenbire acımasız bir matador'a dönüşebilmektedir.

Alegre Özil'e ideal erkeğin ulvilik ve komiklik özelliklerini aynı anda kullanabilmesi gerektiğini anlatırken bir yandan anlattıklarına verdiği tepkileri gözlemlemektedir. Özil, ifadesizliğindeki anlamın farkına varan bir adamın karşısındadır.

Oysa o ifadesizlik bir durağanlık değil, zenginliğin anlatımıdır. İspanyol basınının erdemli ve yüce oyuncu tanımıyla yetinmeyip ondan "ihtişamlı Alman" diye bahsetmesinin bir kalem jimnastiği olmadığını gösteriyor Alegre'nin anlatısı..

Sarı röfleli saçlarına bol şekillendirici sürerek alnına düşürdüğü ilk fotoğraflarını hatırlayın... Bir süre yerini sonra sağa doğru fönlediği katlı kesimli saçlar almıştı. Sonra birdenbire Amerikan sinemasıyla tanınan düz koyu siyah saçlarını ortadan ayırdığı Torrero diye adlandırılan İspanyol boğa güreşçisi modeli ve ince saç bandıyla ensesine doğru taradığı saçlarla fotoğraflandı..

Saçları sürekli değişirken bakışları bir ergenlik ateşinden çok, Mikelanjelo tablolarından tanıdığımız saflıkta kalmaya devam ediyor.

Çimlerin üzerinde uzun ince yapılı, rahat ve soğukkanlı haliyle diğerlerinden hemen ayrılabiliyor. Özil oyunun bütünlüğünü ve kendisinin bu bütünlüğün parçası olduğunu asla unutmadığını söylüyor. Onu ince dönüşleri, zerafeti ve konsantrasyonuyla, tevazu ve hayat stiliyle 19. yüzyıl sanat eserlerindeki duygusallığa ilham veren bir model olarak tanımlıyor Madrid gözü..

Dram yazarı Schiller'in "İnsanın sadece insan olduğu yer" deyimini somutlaştıran bir kahramana dönüşüyor tarih atlasında.. Schiller'in tanımına ne kadar uygun bir adam olduğunu Mesut "Golden sonra ne kadar sakin olursam o kadar sahnenin gerisinde kalırım" diyerek ispatlıyor.

Özil "Ne zaman Zidane'dan yeni bir hareket görsem soluğu çocukluğumun geçtiği ülkede "maymun kafesi" diye adlandırılan ve hemen hemen her mahallede bulunan tel örgülerle çevrili sahada alır, onu taklit etmeye çalışırdım." diyor.

Cezayirli bir göçmen çocuğunun Türk bir göçmen çocuğa verdiği ilhamı itiraf ediyor.

Sakin bir oyun stilinin efektif bir oyun anlayışına dönüşmesinde Gelsenkirchen'de Bolzplatz caddesindeki bu yerin derin bir imzası var.

Yediği bir çalım sebebiyle acıyla aldığı bir nefesin başdöndürücülüğünü görebilirsiniz.

Ancak bedensel kontakları, kucaklaşmaları ve öpücükleri kendinden uzak tutuyor.

Bu yalnızlığı ve suskunluğu onun Türklüğünün bir özelliğidir Bu özellik aslında bir Auradır.

Ünlü İspanyol yazar Baltasar'ın yaşam bilgeliğinden bir örnek verebiliriz bu Aura'ya..

Gizlilik yetenekli bir aklın mührüdür!

Demek istenen şu, bu geri duruş ve sessizlik aslında derin bir zeminde ilerlemedir..

Özil, büyük ilhamı Zidane'ı izleyerek aldı. Şimdi Messi'yi izleyerek sindiriyor elde ettiklerini... Sessizliğinde gizli bir konsantrasyon gizli..

Babasına göre; Mesut'un çekingenliği gizemli bir çekingenliktir, bir adım geri durduğunda aslında neler olup bittiğini kaydetmekte ve kullanmak için ilerlemektedir. Merkel'in sosyal politikası, Türklerin milliyetçi mırıldanmaları, Financial Times'ın basit analiziyle baktığınızda bu kadar derin bir portre görebiliyor musunuz?

Şimdi tekrar onun fotoğraflarını açıp, Nacho Allegre gibi bakmaya çalışın..