Çok sıkıcı!..
Yayınlanma Tarihi 22 Nisan 2012 Paz 09:55
Hayatım boyunca hatırlamak istemeyeceğim tek futbol sezonu 2011-12 Türkiye Ligi...
Sadece adı 'Süper' olan bu sezon boyunca kaç maç yazısında 'İlk yarıda kayıp süre 45 dakikaydı' yazmışımdır? Malesef hatırlamayacağım kadar çok maç için bunu yazdım, o yüzden bir kez daha okuyuculardan özür dilerim. Ama malesef Türk futbolunun acı gerçeği bu.
Her iki takıma 'Süper Final'in kalan maçlarında 1'er puan ve maçlardan kaynaklanan her türlü geliri sizlere vereceğiz ama maçları oynamayacaksınız' deseler, özellikle futbolcuların % 90'ı bu teklifi kabul edecek kadar isteksizler, futbol neşesinden, hırstan, heyecandan yoksunlar.
Beşiktaş özelinde ne Carvalhal, Tayfur Havutçu'dan çok kötü bir teknik direktör; ne de Tayfur Havutçu, Carvalhal'dan çok daha iyi bir teknik adam. Kesin olan bir şey varsa o da bu sezon Beşiktaş'ta görev alan her iki teknik adam da Beşiktaş tarihinin gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörlerinden değiller.
Ancak asıl mesele sadece teknik adam tercihinden kaynaklanmıyor. 8 yıllık Fetret Devri'nde bilinçli şekilde geliştirilmekten çok, günlük konjonktüre göre 'tortulanan' bu kadroyu kim çalıştırsa işi zor. Şu anda dünyanın en iyi teknik direktörlerinden olan Bielsa, Guardiola, Mourinho ya da Klopp'tan biri dahi bu takımın başında olsa kariyerlerinde en zorlandıkları görevlerinden birisi olur.
Çünkü Beşiktaş'ta (Fernandes hariç) 'bireysel yeteneklerin toplamı kadar yetenekli bir kadro'dan daha çok birbirini tamamlamayan, aralarında beyinsel ve ruhsal bağlantı kopuk olan 'çelişkili yetenekler' var.
ALİ İHSAN EDU
Beşiktaş için ismi dışında hiçbir şeyi 'süper' olmayan bu final sürecinde miadını doldurmuş, Beşiktaş'tan aldığından daha fazlasını Beşiktaş'a vermemiş oyuncularla oyalanmak yerine Muhammed, Atınç, Ali İhsan, Erkut'lara şans vermek en azından yeni sezonları kurtarmak adına çok daha iyi sonuçlar verebilir. Cuma günü Fulya'da izleme mutluluğuna eriştiğim 14-18 yaş arası yetenekleri de seyretmenizi öneririm. En azından dünkü maçın en büyük eksiği olan futbol neşesi onlarda fazlasıyla var.
Sadece adı 'Süper' olan bu sezon boyunca kaç maç yazısında 'İlk yarıda kayıp süre 45 dakikaydı' yazmışımdır? Malesef hatırlamayacağım kadar çok maç için bunu yazdım, o yüzden bir kez daha okuyuculardan özür dilerim. Ama malesef Türk futbolunun acı gerçeği bu.
Her iki takıma 'Süper Final'in kalan maçlarında 1'er puan ve maçlardan kaynaklanan her türlü geliri sizlere vereceğiz ama maçları oynamayacaksınız' deseler, özellikle futbolcuların % 90'ı bu teklifi kabul edecek kadar isteksizler, futbol neşesinden, hırstan, heyecandan yoksunlar.
Beşiktaş özelinde ne Carvalhal, Tayfur Havutçu'dan çok kötü bir teknik direktör; ne de Tayfur Havutçu, Carvalhal'dan çok daha iyi bir teknik adam. Kesin olan bir şey varsa o da bu sezon Beşiktaş'ta görev alan her iki teknik adam da Beşiktaş tarihinin gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörlerinden değiller.
Ancak asıl mesele sadece teknik adam tercihinden kaynaklanmıyor. 8 yıllık Fetret Devri'nde bilinçli şekilde geliştirilmekten çok, günlük konjonktüre göre 'tortulanan' bu kadroyu kim çalıştırsa işi zor. Şu anda dünyanın en iyi teknik direktörlerinden olan Bielsa, Guardiola, Mourinho ya da Klopp'tan biri dahi bu takımın başında olsa kariyerlerinde en zorlandıkları görevlerinden birisi olur.
Çünkü Beşiktaş'ta (Fernandes hariç) 'bireysel yeteneklerin toplamı kadar yetenekli bir kadro'dan daha çok birbirini tamamlamayan, aralarında beyinsel ve ruhsal bağlantı kopuk olan 'çelişkili yetenekler' var.
ALİ İHSAN EDU
Beşiktaş için ismi dışında hiçbir şeyi 'süper' olmayan bu final sürecinde miadını doldurmuş, Beşiktaş'tan aldığından daha fazlasını Beşiktaş'a vermemiş oyuncularla oyalanmak yerine Muhammed, Atınç, Ali İhsan, Erkut'lara şans vermek en azından yeni sezonları kurtarmak adına çok daha iyi sonuçlar verebilir. Cuma günü Fulya'da izleme mutluluğuna eriştiğim 14-18 yaş arası yetenekleri de seyretmenizi öneririm. En azından dünkü maçın en büyük eksiği olan futbol neşesi onlarda fazlasıyla var.
