Çelişkiler kadrosu

Çelişkiler kadrosu
011-12 model Beşiktaş kadrosu, her şeyden önce 'çelişkiler yumağı' olarak hatırlanacak. Salt bireysel yetenekler açısından değerlendirilince, kesinlikle Beşiktaş'ın en kötü kadrolarından birisi değil bu kadro. Ancak sürekli aynı tip golleri yeme hastalığını incelersek, Beşiktaş tarihinde birbiriyle bu kadar az kaynaşabilen 2. bir kadro da saymak zor.
Bu sezon F.Bahçe'yle oynanan ilk lig maçında da Beşiktaş öndeyken baraj hatasından golü yemiş ve maç son dakikalardaki o saçmasapan hatayla berabere bitmişti. O günkü Beşiktaş ilk 11'inden 7'si dün gece yine ilk 11'de yer aldılar.
Ancak aralarından hiçbiri sanki o maçta o golü yediklerini hatırlamıyorlarmış gibi göz göre göre aynı derecede vahim bir baraj hatası yaptılar.
Beşiktaş, rakip kaleyi tutan ilk şutunda golü bulduktan sonra Miroslav Stoch'un frikik golünde bu hayalkırıklığı ötesi sezonun özeti mahiyetindeki vahim hatayı tekrarladı.

CAMUS'UN SISYPHUS MİTİ
Nasıl Beşiktaş 11'inde bazı oyuncular, hücum yaparken sanki 2-3 ayrı takımın oyuncularıymış gibi yardımlaşmadan, birbirlerine küsmüşçesine hareket ediyorlarsa, savunmada da aynı kolektif akort bozukluğu söz konusu. Böylesine göz göre göre basit hatalar, bu sezonki Beşiktaş'ın kaderinin eski bir kaleci olan Albert Camus'nün Sisyphus Miti eserindeki senaryoya benzetiyor. Sisyphus, binbir emek verip sırtındaki kayayı yüksek dağın en tepesine taşıyor ama zirveye geldiği anda düşüp kayayı taşımaya başladığı yere geri dönüyor. Sonra tekrar uğraşıyor ve tekrar tepeye gitmeye çalışırken yine düşüyor, her şey bir kısır döngüye dönüşüyor! Tıpkı dün gece Egemen'in başına gelenler gibi!
Beşiktaş'ı dün gece de sezonun büyük bir kısmında olduğu gibi Fernandes, Sysphus edasıyla sırtında taşıdı. Yanındaki Veli ise iki ayağını da kullanıyor olabilir. Ancak maalesef ayaklarından hiçbirisini Beşiktaş için özlenen merkez orta saha kalitesinin gerektirdiği ölçülerde kullanamıyor.
Koşuyor, çalışıyor ama Cruyff'un tarif ettiği ofans-defans akort bozukluğuna sebep olan oyuncu gibi daha çok pozisyonları süzmede geç kaldığı için o anda gerekenden daha fazla koşuyor. Hem kendi yoruluyor, hem de bizi yoruyor!