Yeni ders yılı

Yeni ders yılı
Süper Lig’deki rakiplerinden şüphesiz daha fazla zamana ihtiyacı olan Teknik Direktör Şenol Güneş’in yeni ders yılındaki en büyük şansıysa Videoton kurası ve lige Karabük-Elazığ gibi zorluk derecesi nispeten düşük bir fikstürle başlaması...   

4 büyükler içinde en uzun süredir çalışan hoca olan Şenol Güneş’in kadrosunda bu denli revizyon olması şüphesiz bir yönetim zafiyeti. 2010-11’in 82 puanlı başarılı kadrosunun yarısını 15 ayda kaybeden Şenol Hoca neredeyse sıfırdan yeni bir takım kurma uğraşında. Güneş’in yeni takım kurma konusundaki avantajıysa okuluna öğrenci kabulü konusunda doğru kriterlere sahip olması. 42 buçuk numara ayakkabı misali küçük takıma büyük, büyük takıma küçük gelmiş pabuçların uyacağı ayağı bulabilmesi... En önemlisi, o pabuçların aylarca süren üretim aşamasına yetecek kadar sabrı, enerjisi ve bilgisi olması...

Terim rövanşı

Trabzon 2010-11’i zirve ortağı bitirdi, bedelini de o takımın omurgasını kaybederek ödedi: 15 ay içinde savunmanın lideri Egemen, orta sahanın lideri Selçuk, ileri ucun liderleri Burak-Umut’un yanı sıra Jaja, Engin ve Ceyhun gibi kritik parçalar da kaybedildi. Trabzon açısından işin kötüsü, bu kayıplar şampiyonluk yolundaki rakipleri Galatasaray’a yaradı; Terim’in havalı “GS’2013”ünde 5 kritik “TS’2011”li yer aldı.

Şenol Güneş 2002’de Japonya-Kore’de Türk milli takımıyla ulusal futbolumuzun en büyük başarısını kazanırken Terim’e çok şey borçluydu; zira o takımın omurgası Galatasaray’ın UEFA şampiyonu ekibinden oluşuyordu.     
Belli ki tarih Terim’e bir rövanş hakkı tanıdı: Eğer Galatasaray bu kadroyla önümüzdeki yıllarda önemli başarılar kazanırsa Terim bir anlamda Güneş’ten 2002’den kalan alacağını tahsil etmiş olacak...

Soner’in rol modeli Colman

Peki önemli silahlarını kendi eliyle Terim’e teslim etmek zorunda kalan Güneş, rakibiyle baş edebilecek yeni silahlara sahip mi? Bu transfer döneminde Trabzon’a getirilen Soner, Yasin, Emre ve Bamba, genç ve kodlamaya açık adamlar... Özellikle Soner, Fuat Çapa’nın elinde başladığı iki yönlü oyuncu olma yönündeki dönüşümünü Güneş’le sürdürürse mevkiinde Türkiye’nin en heyecan verici futbolcularından biri olabilir.

Üstelik pas atan, şut atan, gol atan, frikik atan Soner Aydoğdu’nun Trabzon’da çok önemli bir fırsatı var: Stil olarak kendisine çok benzeyen Gustavo Colman’dan da muhakkak bir şeyler öğrenebilir.

Yasin ve Olcan skor silahı

Trabzon’da geçen yıl skor yükünün yarısını üstlenen Burak’ın ayrılışı bu sene skorun daha fazla adam tarafından paylaşılması mecburiyetini doğuracak. Gençlerbirliği’nden yeni transfer edilen Yasin Öztekin, Olcan gibi çizgiden içeriye kat edip isabetli şut atabilen bir oyuncu. Olcan Trabzon’a gelmeden bir önceki sezon 12 golle Antep’in en skoreriydi, yeni takımında ilk yılında bu özelliğini fazla gösterememişti. Bu yıl hem Olcan’ın hem de Yasin’in Robben tarzı içeri kat edip şut atarak goller bulabileceklerini düşünüyorum ben.    

Santrfor gerek

Yeni sezonda Yasin gol atacak, Olcan atacak. Takımın yeni lideri Colman daha fazla skor arayacak, Soner atacak. Ama tüm bu oyuncular skora katkı yapsalar bile Trabzon’un ligde zirveyi zorlayabilmesi için hâlâ iyi bir santrfora ihtiyacı var.
Mevcut kadroda gözü kapalı 11’e konabilecek kalitede bir santrfor yok, ama Güneş’in en büyük şansı bu santrforu bulmak için çok fazla acelesinin olmaması. Çünkü transfer döneminin bitişine (yani 1 Eylül’e) kadar Trabzon’un rakiplerine nispeten daha kolay bir fikstürü var. Trabzon Avrupa Ligi play-off’unda Videoton’u da, ligde Karabük ve Elazığ virajlarını da eldeki santrforlarla çok yara almadan geçebilir ve yeni ileri uç adamını milli maç arası sonrasına (yani Eylül ortasına) kadar takıma adapte edebilir.

Transferi hedeflenen Kopenhaglı N’Doye kuvveti ve kalitesiyle Trabzon’a yakışacak bir santrfordu. Eğer Güneş yine aynı kalitede bir santrfor bulursa ligde geçen yılki pozisyonun altına düşülmez gibi geliyor bana...