Taktik elastikiyet
Yayınlanma Tarihi 26 Ağustos 2012 Paz 11:40
Fenerbahçe maça klasik 4-4-2 ile başladı, ilk yarı boyunca Topuz sağda-Krasiç solda idi.
İkinci devrenin başında Aykut Hoca aynı oyuncularla 4-3-3’e döndü: Topuz orta sahayı üçledi; Krasiç sağ, Sow sol açık olarak 15 dakika mücadele ettiler.
Bu bölümde Sow’un etkinliği düşünce takım 60’larda Moskova düzenine döndü: Orta saha (Selçuk, önünde iki Mehmet, en önde Cristian’la) baklava dilimi şeklini aldı, Sow-Kuyt yine ön tarafı ikilediler.
Bu değişiklikler oyuna ne kadar tesir etti, Fenerbahçe taktik olarak rakibini ne kadar şaşırttı bilemiyorum. Ama benim anladığım şu: Aykut Hoca belli ki, sezon içinde ve maç içinde taktik elastikiyet istiyor. Maç içinde diziliş değiştirmeyi hayal ediyor, oyuncuların pozisyonlarını kaydırmak istiyor. Ve (Aykut Hoca’ya göre) bunu sahada Alex varken, yapmak pek kolay olmuyor. 8 yıldır Alex’in Fenerbahçesi’nin düzeni basitti: Alex’in arkasına 8, önünde 1 adam koyup “4-4-Alex-1” oynuyorlardı. Şimdi galiba değişim zamanı. En azından Aykut Hoca için öyle...
Maçın bütününde iki takımın oyunu arasında tabelada oluşan farklılık yok. Antep ilk devrede Ibricic organizasyonuyla ürettiği pozisyonların birini içeri atabilse işin şekli değişebilirdi. Antep atamayınca, Fenerbahçe’de de bireysel performanslarda kıpırdanma olunca fark geldi: Krasiç, Türkiye macerasına gayet iyi başladı. Rakibin (devşirme sağ bek Binya ve yeni transfer Kecojeviç’li) aksak sağını ilk bölümde felç etti. Mehmet Topal’ın pozisyonu Valencia’dakine benzerleşince performansı arttı, Selçuk da özellikle son 6 ayda her geçen gün yükselen ofansif performansını bir kademe daha gösterme şansı buldu. Selçuk Şahin (ben dahil) kendisini beğenmeyenleri 30’undan sonra gelişerek mahcup etmeye devam ediyor. İyi ki de ediyor.
Mert Günok, Eylül’deki milli randevular öncesi moral buldu; eleştirilen H.Ali ve M.Topuz’un asist, Sow ve M.Topal’ın da gol üretmesi önümüzdeki günler için kredilerini artırdı. Peki bu futbol Spartak’ı elemeye yeter mi? Bilmiyorum. Ama çarşamba günü de bireysel performanslar böyle zirve yapar ve Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’ne girerse, sarı-lacivertlilerde taktiksel bir devrim yaşanacak gibi...
İkinci devrenin başında Aykut Hoca aynı oyuncularla 4-3-3’e döndü: Topuz orta sahayı üçledi; Krasiç sağ, Sow sol açık olarak 15 dakika mücadele ettiler.
Bu bölümde Sow’un etkinliği düşünce takım 60’larda Moskova düzenine döndü: Orta saha (Selçuk, önünde iki Mehmet, en önde Cristian’la) baklava dilimi şeklini aldı, Sow-Kuyt yine ön tarafı ikilediler.
Bu değişiklikler oyuna ne kadar tesir etti, Fenerbahçe taktik olarak rakibini ne kadar şaşırttı bilemiyorum. Ama benim anladığım şu: Aykut Hoca belli ki, sezon içinde ve maç içinde taktik elastikiyet istiyor. Maç içinde diziliş değiştirmeyi hayal ediyor, oyuncuların pozisyonlarını kaydırmak istiyor. Ve (Aykut Hoca’ya göre) bunu sahada Alex varken, yapmak pek kolay olmuyor. 8 yıldır Alex’in Fenerbahçesi’nin düzeni basitti: Alex’in arkasına 8, önünde 1 adam koyup “4-4-Alex-1” oynuyorlardı. Şimdi galiba değişim zamanı. En azından Aykut Hoca için öyle...
Maçın bütününde iki takımın oyunu arasında tabelada oluşan farklılık yok. Antep ilk devrede Ibricic organizasyonuyla ürettiği pozisyonların birini içeri atabilse işin şekli değişebilirdi. Antep atamayınca, Fenerbahçe’de de bireysel performanslarda kıpırdanma olunca fark geldi: Krasiç, Türkiye macerasına gayet iyi başladı. Rakibin (devşirme sağ bek Binya ve yeni transfer Kecojeviç’li) aksak sağını ilk bölümde felç etti. Mehmet Topal’ın pozisyonu Valencia’dakine benzerleşince performansı arttı, Selçuk da özellikle son 6 ayda her geçen gün yükselen ofansif performansını bir kademe daha gösterme şansı buldu. Selçuk Şahin (ben dahil) kendisini beğenmeyenleri 30’undan sonra gelişerek mahcup etmeye devam ediyor. İyi ki de ediyor.
Mert Günok, Eylül’deki milli randevular öncesi moral buldu; eleştirilen H.Ali ve M.Topuz’un asist, Sow ve M.Topal’ın da gol üretmesi önümüzdeki günler için kredilerini artırdı. Peki bu futbol Spartak’ı elemeye yeter mi? Bilmiyorum. Ama çarşamba günü de bireysel performanslar böyle zirve yapar ve Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’ne girerse, sarı-lacivertlilerde taktiksel bir devrim yaşanacak gibi...
