Kimi yeneceksin?
Yayınlanma Tarihi 17 Kasım 2008 Pts 09:05
Beşiktaş, Kayseri deplasmanında rakibini ceza alanına bile sokmadı...
Kaybetti...
Beşiktaş, Bursa deplasmanında özellikle ilk yarıda “tek kale” oynadı...
Berabere kaldı...
Arka arkaya iki deplasmanda kaybedilen beş puan...
Kardeşim, iyi oynadığın, hadi ondan da vazgeçtim, kötü oynamadığın iki deplasmanda beş puan kaybedersen...
Sallandığın, dağıldığın maçlarda ne yaparsın...
Düşünün, Beşiktaş’ın Bursa deplasmanında kullandığı tam 17 korner var...
Ama atabildiği tek golü yok...
Bugün Ümraniye’de PAF takımı ile oynasan bu 17 korneri orada bile bulamazsın...
Özellikle ilk yarıda öyle bir baskı ki, Bursa nefes almakta bile zorlandı...
Beşiktaş’ın çizgiden çıkan iki topunu kimlerin çıkardığına bakarsanız, baskının şiddetini de anlarsınız...
Gökhan Zan’ın şutunda topu çıkartan Sercan...
Nobre’nin kaleciyi geçip boş kaleye vurduğu topu çıkartan Melo...
İkisi de Bursaspor’un savunma oyuncusu değil...
İkisi de Bursaspor’un hücumcusu...
Peki, bu kadar baskı, bu kadar korner, gol niye gelmiyor...
Söyleyelim... Beşiktaş rakip ceza alanında “cirit” atmasına rağmen final paslarını ve son vuruşları iyi yapamadı...
Örneğin Nobre...
Kaleci Ivankov’a müthiş bir çalım attı, kale boş...
Ama rakip oyuncular kalesine doğru koşuyor...
O zaman plase yapacağına daha hızlı vursana...
Rakibin müdahale şansını ortadan kaldırsana...
Delgado ile Holosko...
Beşiktaş’ın en büyük iki kozu...
Bu kadar önemli iki futbolcu “kötü” oynamıyor, adeta “sıfır” oynuyor...
Yani neredeyse 11’e karşı 9 oyuncu...
Nasıl kazanırsın o zaman...
Oysa, Yusuf gibi bir futbol cambazına büyük ölçüde göz açtırmayan İbrahim Toraman...
Sol kanat savunmasında iyi işler yapan İbrahim Üzülmez...
Çalışan, boğuşan Ekrem...
İyi bir dönüş yapan Gökhan Zan...
Ama yetmiyor...
İşi bitirmesi gereken ustalar “sıfır” çekiyor...
Üstelik sezon başındaki havasını kaybeden, Güvenç Kurtar’la toparlanmaya çalışan Bursaspor önünde...
Daha yazıp söyleyecek çok şey var ama maçı bir iyi, bir kötü ile bağlayalım...
Bu zeminin hali ne böyle...
Yağmur yok, kar yok...
Buna rağmen saha tek kelimeyle “berbat...”
En önemlisi, iyi bir gelişme... İyi bir teselli...
Kavga yok... Taşkınlık yok...
Tribünlerde centilmen ve ateşli bir Bursaspor seyircisi...
Maçın kazananı olmadı ama, hiç olmazsa dostluğa doğru bir adım atıldı...
Bu da sonuç kadar önemli...
Kaybetti...
Beşiktaş, Bursa deplasmanında özellikle ilk yarıda “tek kale” oynadı...
Berabere kaldı...
Arka arkaya iki deplasmanda kaybedilen beş puan...
Kardeşim, iyi oynadığın, hadi ondan da vazgeçtim, kötü oynamadığın iki deplasmanda beş puan kaybedersen...
Sallandığın, dağıldığın maçlarda ne yaparsın...
Düşünün, Beşiktaş’ın Bursa deplasmanında kullandığı tam 17 korner var...
Ama atabildiği tek golü yok...
Bugün Ümraniye’de PAF takımı ile oynasan bu 17 korneri orada bile bulamazsın...
Özellikle ilk yarıda öyle bir baskı ki, Bursa nefes almakta bile zorlandı...
Beşiktaş’ın çizgiden çıkan iki topunu kimlerin çıkardığına bakarsanız, baskının şiddetini de anlarsınız...
Gökhan Zan’ın şutunda topu çıkartan Sercan...
Nobre’nin kaleciyi geçip boş kaleye vurduğu topu çıkartan Melo...
İkisi de Bursaspor’un savunma oyuncusu değil...
İkisi de Bursaspor’un hücumcusu...
Peki, bu kadar baskı, bu kadar korner, gol niye gelmiyor...
Söyleyelim... Beşiktaş rakip ceza alanında “cirit” atmasına rağmen final paslarını ve son vuruşları iyi yapamadı...
Örneğin Nobre...
Kaleci Ivankov’a müthiş bir çalım attı, kale boş...
Ama rakip oyuncular kalesine doğru koşuyor...
O zaman plase yapacağına daha hızlı vursana...
Rakibin müdahale şansını ortadan kaldırsana...
Delgado ile Holosko...
Beşiktaş’ın en büyük iki kozu...
Bu kadar önemli iki futbolcu “kötü” oynamıyor, adeta “sıfır” oynuyor...
Yani neredeyse 11’e karşı 9 oyuncu...
Nasıl kazanırsın o zaman...
Oysa, Yusuf gibi bir futbol cambazına büyük ölçüde göz açtırmayan İbrahim Toraman...
Sol kanat savunmasında iyi işler yapan İbrahim Üzülmez...
Çalışan, boğuşan Ekrem...
İyi bir dönüş yapan Gökhan Zan...
Ama yetmiyor...
İşi bitirmesi gereken ustalar “sıfır” çekiyor...
Üstelik sezon başındaki havasını kaybeden, Güvenç Kurtar’la toparlanmaya çalışan Bursaspor önünde...
Daha yazıp söyleyecek çok şey var ama maçı bir iyi, bir kötü ile bağlayalım...
Bu zeminin hali ne böyle...
Yağmur yok, kar yok...
Buna rağmen saha tek kelimeyle “berbat...”
En önemlisi, iyi bir gelişme... İyi bir teselli...
Kavga yok... Taşkınlık yok...
Tribünlerde centilmen ve ateşli bir Bursaspor seyircisi...
Maçın kazananı olmadı ama, hiç olmazsa dostluğa doğru bir adım atıldı...
Bu da sonuç kadar önemli...
(Şansal Büyüka - Akşam)
