En kötü Hollanda

En kötü Hollanda
Hollanda, Euro’2012’de puan alamadı, dibe çöktü ve Van Gaal de acı neşteri vurdu: Kabuk değiştirdiler, ilk resmi maçta grubun ikinci torba takımına karşı 6 tane 23 yaş altı oyuncu sahaya çıktılar.

Dibe vuran takımlarda bu tarz nesil değişiklikleri normaldir, bazen iyi sonuçlar da doğurur: 1994’te M.United Ş.Ligi’nden elenmesi garantilenince G.Saray önüne 18-19’luk Giggs, Beckham, Butt, Scholes, Neville’le çıkmış; sonra bu adamlar kulübün tarihini değiştirmişlerdi. Ama aynı ManU’nun aynı niyetle 2004’te F.Bahçe önüne çıkan takımının gençlerini (Liam Miller, Fortune, Djemba-Djemba, Spector, Eagles, Bellion’ı) hatırlayan var mı?

Dün geceki Hollanda, özellikle savunmasıyla bana F.Bahçe önüne çıkan ManU hissiyatı verdi. Acemiler mangası gibilerdi; ilk yarım saatte bir Janmaat, bir Martins, bir Willems ikramını değerlendirebilsek 3-0 öne geçebilirdik. Macarlar Salı günü bu Hollanda’yı yenerlerse ben şaşırmam.

Bizim milli takımın, (Abdullah Hoca’nın akıl almaz Selçuk tercihine rağmen) zamana ihtiyacı olduğu ortada, kabul ediyorum. Dünyada (uzaylı İspanyollar hariç) Gökhan’la Selçuk’un dakika alamayacağı tek milli takım bizimkidir herhalde!
Ayrıca kabul edemediğim bir şey var: Bir alan savunması rüzgarıdır gidiyor; İBB Almeida’dan, G.Saray İlhan’dan aynı saçma savunma düzeniyle basit kafa golleri yediler. Dün gece sıra milli takımdaydı.

Duran topta 3N1K prensibi geçerlidir: Tam olarak görevinin NE olduğunu bil. Tam olarak NEREDE pozisyon alman gerektiğini bil. Tam olarak KİMlerin nerede olacağını bil. Tam olarak ne zaman ve NASIL hareket etmen gerektiğini bil...


Adam adama savunmada bu 4 prensibi uygulamak tamamen bireysel bir mesele... Alan savunmasındaysa işler zorlaşıyor. Çünkü senin görevin kadar arkadaşlarının görevine de hakim olmak aylar sürebilecek bir çalışma istiyor. Dolayısıyla alan savunmasını başarıyla uygulamak için yıllarca bir arada oynayan bir defansa ve uzun süreli çalışan bir hocaya ihtiyaç var.

Dünyada çok az takımın alan savunmasını başarıyla uygulayabiliyor olmasının nedeni de bu. Çünkü sekiz oyuncunun alanı doğru paylaşması kolay bir iş değil, çok fazla kesişim bölgesi var ve özellikle kornerlerde toplar sıkça kavisli bir şekilde bu kesişim bölgelerine düşüyor. Ayrıca geriden koşarak gelen hücumcunun, duran/bölgesini kollayan savunmacıya göre momentumunun daha fazla olması ve genelde daha yükseğe daha kuvvetli sıçrayabilmesi de önemli avantaj.

Şimdi birisi bana yeni bir hoca ve yeni bir takımla alan savunması uygulamak nasıl bir karardır açıklarsa, ben de üzülmeyeceğim Van Persie’nin golüne...