Ersun Yanal: Kritik eşiği aşamadı
Galatasaray - Fenerbahçe derbileri takımların konumu, hedefleri ne olursa olsun oldukça zorlu ve çekişmeli geçer. Dün akşam iki takımın hedefleri ve amaçları çok farklıydı.
Galatasaray’ın amacı kötü ve olumsuzluklarla geçen koca bir sezonun izlerini derbi galibiyetiyle silmek, taraftarın ve camianın yüzünü güldürmekti. Fenerbahçe ise şampiyonluk yarışından kopmamak ve puan farkının açılmaması için kazanmak zorundaydı.
Fenerbahçe tartışmasız ligin en iyi savunma yapan takımı. Galatasaray ise rakibinin tam aksine savunma anlamında büyük zaafları olan bir ekip. Öyle ki sarı-kırmızılılar bu sezon kalesinde 41 gol gördü. Pozisyona girmekte ve golü bulmakta zorlanan Fenerbahçe’nin derbide savunma zaafları olan rakipleri karşısında ortaya koyacağı ofansif oyun da merak konusuydu.
Evinde oynadığı maçlarda ligde 30 gol bulan Galatasaray’ın ligin en iyi savunma yapan takımı karşısında hücum anlayışı da derbinin sonucu etkileyecek önemli bir faktördü. (Milliyet)
Rıdvan Dilmen: Hırs yok, istek yok
Fenerbahçe'nin son deplasmanlarına bakalım. Konya 0, Antalya 0, Bursa 1, Galatasaray 1 puan... Şampiyonluğa oynayan takım 4 deplasmanında 10 puan kaybetmiş. Rakibi Beşiktaş'a bakıyorum, 4 puan daha önde aynı dönemde...
Çok açık söyleyeyim, ne Fenerbahçeli ne Galatasaraylılar kırılmasınlar, iki takım adına da üzülmesi gerekilen bir derbiydi. Fenerbahçe kalecisi bir kez yattı maç boyunca.
Galatasaray prestij mücadelesi verdi ama Galatasaray eğer Volkan Demirel'i hiç yere yatıramadıysa, düşünmek lazım..
Fizik-taktik hiçbir anlayışı olmayan Galatasaray üzülmeli. Fenerbahçe'yi şampiyon yarışından 2 puan geriye atmak derbi anlayışında sevinç yaratır, doğrudur ama maçtaki tablo üzücüydü. İlk yarıda Muslera en çok topla buluşan oyuncuydu. İlk 15 dakikada 17 kere topla buluşmuş, dünya tarihi böyle bir şey yazmıyordur. (Fotomaç)
Mehmet Demirkol: Santrforlar belirler
İnanılmaz bir durum var: Derbinin 95 dakikası, tamamı, hiçbir set oyunu olmadan geçti. Bu bir ligin en büyük derbisinde, muhtemelen modern zeminlerde hiç rastlanmamış bir durumdur.
Bu durum Fenerbahçe’nin tercihiyle oluştu. Orta sahayı hiç kullanmadan uzun ve direkt oyunla Galatasaray savunmasının arkasına ve arasına indiler. Nani’nin merkezde destek santrfor olarak oynayışıyla Galatasaray’ı şaşırttılar. Üstüne Mehmet Topal ve Souza’nın düşük topla oynama süreleriyle bir rekor kırarak da şaşırttılar. (Fanatik)
Gürcan Bilgiç: Bundan sonrası ancak mucize!
Maçın başlangıcı, oyunun efendisini de belli etti. Fenerbahçe, ligin en çetin tribünlerine karşı "Maçı kazanacağız" diyerek başladı adeta. Üst üste pozisyonları bulması bir kenara, Galatasaray takımının da cesaretini kıracak bir agresiflik ile gidiyordu topun üstüne. Bunun nimetlerini de yediler. 2-3 golle kapamaları gereken bir ilk 45'i tamamladılar.
Bu şartlarda yapılabileceklerin en iyisini sergiliyorlardı. Muslera'ya da takıldılar, Volkan Şen ve Van Persie'nin kalecisiz kalelere isabet ettiremediği fırsatlar da yakaladılar. (Sabah)
Altan Tanrıkulu: Gökhan Gönül kalsa yeter!
Son 4 maçında iki gol attı Fenerbahçe.. Ve sadece 1 galibiyet aldı.. Buna karşın teknik direktör Pereira, Mehmet Topal-Josef ikilisini son iki maçta 90 dakika sahada tuttu.. Volkan Şen gibi, Alper gibi, Persie gibi gol silahlarını kenara çekti..
Maç öncesi yaşanan Caner olayı.. Maç içindeki Diego-Gökhan Gönül gerginliği takım içindeki stresin açık göstergesi.. Bu stresin iyi yönetilmesi gerek.. Fenerbahçe takımı dağılmamalı ve sezonu en azından Türkiye Kupası’nı kazanarak bitirmeli..
Şampiyonluğu matematiksel olarak kaybedene kadar kovalamalı.. Caner’den sonra Diego’nun da gelecek sezona kalacağını düşünmüyorum.. Mehmet Topal bile soru işareti.. Taraftarın en sevdiği futbolculardan biri olan Gökhan Gönül kalmalı.. Ama şartları çok fazla zorlamamalı.. (Meydan)
Bağış Erten: Mutsuz beraberlik
Bir süredir bu derbiyle ilgili karmaşık duygularım vardı. Hayatım boyunca heyecan içinde beklediğim, sporumuzun en büyük olayı dediğimiz Galatasaray-Fenerbahçe derbisi artık bana sadece olumsuz şeyler çağrıştırıyordu. Zaten yakın tarihin sayfaları bu duygunun neden oluştuğu ile ilgili kanıtlarla dolu. Oynanamayan finaller, yanan statlar, tekmeler tokatlar, kırmızı kartlar-¦ Üstelik heyecan falan da yaratmıyordu artık. (Cumhuriyet)
Levent Tüzemen: Psikolojik üstünlük
Sneijder, Selçuk ve Hakan Balta'nın kadroya dönüşüyle Galatasaray'ın hem heybeti arttı hem de tecrübeyle birlikte denge oluştu.. Galatasaray topa belki daha çok sahip oldu ama pozisyon zenginliği Fenerbahçe'ydi. İlk 10 dakikada Van Persie ve Nani'nin kaçırdığı gollerden sonra Galatasaray taraftarı, derbiyi "Aman gol yemeyelim" huzursuzluğu içinde izledi. (Takvim)
Fenerbahçe, milenyumun en kötü Galatasaray’ını yenemeyerek şampiyonluğu Seyrantepe’de bıraktı. Beşiktaş akıl almaz hatalar yapmadığı sürece kupayı bırakmaz. İsmail Kartal’dan sonra Vitor Pereira da Aziz Yıldırım’a sözünü çiğnetiyor. Başkanın ‘Ben de bilirim 50 milyon Euro harcayıp locamda keyifle maç izlemeyi’ sözü daha birinci yılını doldurmadan çürüdü gibi. (Fanatik)
Alaattin Metin: Gol kaçırma yarışı yaptılar
Önce Caner olayından başlayayım; Kim olursa olsun, bir futbolcu 11'de olmadığı için hocasına küfür edip, üzerine yürüyemez. Bu profesyonelliğe yakışmaz. Kulübüne, arkadaşlarının emeğine ihanettir. Yerine oynayan Hasan Ali'ye de saygısızlıktır.
Taraftar Caner'i sevebilir, oynamasını isteyebilir. Saygı duyarım. Ama kadro da olmadığı için hocasının üzerine yürüyen, küfreden oyuncu cezasız mı kalmalı. Pereira, Konya maçında oyuna girerken yaptığı trip ve adamını kaçırdığı için takımın yediği golden dolayı bu maçta 11'de almamış olabilir. Braga maçında da aynı hataları yaptığını düşünüp, tercihini Hasan Ali'den yana kullanmak da isteyebilir. (Akşam)
Hakan Ünsal: Sezon şimdi bitti...
Nani ve Van Persie’ye doğru zamanlama izni vermeyen Muslera ile Selçuk’un nefis vuruşunu güzel çıkaran Volkan, maçın gidişatına imza atacaklarını belli ettiler.
G.Saray’ın verdiği ve Muslera’nın zamanlamasıyla önlenen olmayan pozisyonlardaki asıl sorun Denayer’dı. Aynı Denayer, Van Persie karşısında fazla hata yaptı.G.Saray’ı maça çeken ve tempoyu yükselten, F.Bahçe’nin daha ilk dakikalarda pozisyona girmesi ve taraftarın desteğiydi. (Hürriyet)
Mustafa Sapmaz: Kupaya yöneliş!
Hücum planı olmayan (!) Fenerbahçe maç boyunca girdiği pozisyonları gole çeviremediği için derbiyi kazanamadı. Bu maç bir kez daha gösterdi ki, Fenerbahçe'nin pozisyon üretmekte sıkıntısı yok. Ligin en net gol pozisyonuna giren ikinci takımına yapılmış haksız bir eleştiri olur bu. (Akşam)
Uğur Meleke: Moussa Sow gitti, hayaller bitti
Galatasaray’ın bu sezon 5 maçı kalmıştı, ligdeki iki derbi, kupadaki iki yarı final ve olası final maçları. Oyuncular da tribünler de bunun bilincindeydi dün gece. Belki oyunun geneline F.Bahçe hükmetti, pozisyonları sarı-lacivertliler buldu. Ama Podolski’nin de iptal edilen golü sayılsa, G.Saray beklemediği puanlarla da çıkabilirdi Arena’dan. (Hürriyet)