Galatasaray ligin iddiasız, orta sıra takımlarından birisine dönüştü.Galatasaray'da sorunlar çığ gibi büyüyor. Tarihte kulübü büyük buhranlardan çıkaran "ortak akıl" derhal devreye girmeli.
Futbol takımına dair yapılacak bir kaç hamle var.Takımı sezon sonuna taşıyacak bir teknik heyet bulmak, bazı oyuncuları kadro dışı bırakmak veya kaptan değişikliği gibi.
Şüphesiz ki bu hamleler derbi öncesi gelmeyecek. Son bir kaç cümlemi de Orhan Atik'e yöneltmek istiyorum; Hocam sizi tanımam, kim olduğunuzu bilmem ama Umut'tan gol atmasına dair hiçbir umut yokken kenarda bekleyen Volkan'ı sahaya sürmemenizi hiçbir şekilde anlayamıyorum. Üstelik siz bir altyapı hocasısınız. Ayrıca Bilal'in yerine Chedjou'yu oyuna almanın mantığını bana kimse anlatamaz. (Serkan Korkmaz\Fotomaç)
Bugün Galatasaraylı oyunculara "Lig bitti" deseniz hemen bayram yaparlar. Çünkü bırakın koşup mücadele etmeyi çoğunun yürüyecek hali bile yok. Galatasaray'ın sahadaki en iyileri gereksiz penaltı yapmasına rağmen Denayer ile Semih oldu.
Bu ikili savunmada Gençlerbirliği forvetlerini durdururken gol olabilecek kritik pozisyonlarda doğru müdahaleler yaptı.. Eğer Denayer-Semih ikilisi ön plana çıkıyorsa Galatasaray'ın haline bakın; zavallı ve çaresiz..
Galatasaray yönetimi o kadar basiretsiz ki; Denizli sonrası takımın başına bir hoca bile bulamadılar. Getirdikleri Orhan Atik'i kusura bakmasın ben alt yapıda bile çalıştırmam.Orhan hocanın soyadı Atik ama kararları hantal..
Orhan hoca sahada yürüyen çok top kaybeden, adamını kovalamayan Podolski ile inanılmaz pas hataları yapan Selçuk'u oyundan alacak cesareti hâlâ gösteremiyor. Haftalardır dökülen Umut'un yerine öğrencisi Volkan Pala'yı bile düşünemiyor. (Levent Tüzemen\ Fotomaç)
Galatasaray’ın en büyük hazinesi 25 milyon taraftarı. Herkes gelir geçer ama taraftarlar ölünceye kadar o formayı sırtlarından çıkarmazlar.
Böyle bir orta saha ile Galatasaray’ın nasıl bir geleceği olur. Orhan Atik Hoca’yı suçlamıyorum. Ama yanında oturan Donk var. Neden onu kullanmadı. Podolski, sağlıklı yaşam futbolu oynamak için Türkiye’ye gelmiş. Bu kadar mı olur. Bir futbolcu biraz gayret gösterir, rakibi ile didişir, çalım atar, şut çeker. Bunların hiçbirini yapmıyor.
Yasin’e ne demeli. Geçen hafta iki gol attı. Herhalde sezonu kapadı. Bilhassa ilk yarı Ahmet Oğuz, bırakın Yasin’e şut attırmayı nefes aldırmadı.
Manchester City’den kiralanan Denayer, ‘Benim yerim stoper’ diyor. Peki, yeri stoper olan bir futbolcu böyle penaltı yapar mı?
Norveç’ten gelen Linnes’in Sabri’yi kesmesi mümkün mü? Dün 90 dakika boyunca en ufak bir artısını görmedim. Olcan, kendisini hala Trabzonspor’un yıldızı zannediyor. Ne bir şut çekebiliyor, ne arkadaşlarına pas verebiliyor.
O mevkiide rakip takımlarda oynayan Caner’e, Hasan Ali’ye, İsmail’e bakıyorum, hakikaten Galatasaray’a yazık diyorum.
İşin özeti Galatasaray’da birlik beraberlik yok. Sahanın içinde hiçbir bütünlük yok. Nasılsa hepsi paralarını alıyorlar. Bu da onlara yetiyor. Gençlerbirliği’ne gelince de; İbrahim Üzülmez’i kutlarım. (Osman Şenher\Milliyet)
Bir maçın hiç mi iyi bir tarafı olmaz... Ankara maçında saha zemini dışında herşey kötüydü... Gençlerbirliği kötü oynadı, Galatasaray kötü oynadı... Hakem iki kötü penaltı verdi... Hele Galatasaray lehine verdiği penaltı, ekstra kötüydü... Doğa’nın eli ile en ufak teması olmayan pozisyona Galatasaraylı oyuncuların hep birlikte ellerini kaldırıp hakemi kandırmaları kötünün de kötüsüydü...
Bir halı saha maçı olsa, iki takım ancak birbirine bu kadar rahat izin verirdi... Hücum pozisyonları bile yürüye yürüye gelişti... Savunmalar bu gelişen ataklara çok rahat izin verdi... Öyle bir maç ki, penaltılar dahil, kaleleri bulan toplam şut sayısı sadece beş... Podolski gol atıyor, kabul... Ama oyuna, Galatasaray takımına en ufak katkısı yok. Orhan Hoca‘yı anlamadım, geçen haftanın iyisi Emre Çolak‘tı, çıkardı... Bu maçta kötüler arasında biraz iyi olan Bilal Kısa’ydı, bu defa Bilal‘i çık
Gençlerbirliği‘nin zafer haftalarından sonra ayağı yerden kesilmiş. Kötü oynarsın ama mücadele etmeden maç kazanamazsın. İki beki bile sakin, basit oyunu bırakmış varyete peşinde. Gençlerbirliği penaltı golünden sonra, son on dakikaya kadar hiç oynamadı. Bu maçın kazananı olsa, inanın futbol ağlardı...
Galatasaray takımı son yedi maçın altısında kalesinde ilk golü gördü. Zaten kalesinde ilk golü görmediği maçta 0-0 biten Konya maçıydı. Dahası da var; İki hafta önce Gaziantep’te beşinci dakikada gol yedi, geçen hafta bu defa Başakşehir karşısında aynı dakikada golü yedi. Dün de Djalma iki metreden boş kaleye ıskalamasa gene 5. dakikada bir gol daha yiyecekti. Gol yemek için bu kadar aceleniz ne kardeşim. Biraz bekleyin, biraz direnin...
Galatasaray‘a bakıyorum, her maçta iki yeni stoper oynuyor. Orta alanda Selçuk‘un yanına her maçta yeni bir partner monte oluyor. Hücumda Umut demirbaş. Ama Gençlerbirliği karşısında gören olmadı.Önceki gün Başakşehir-Osmanlı maçını izledik... Sezonun en iyi maçıydı. Gençlerbirliği-Galatasaray maçından önce Eskişehir-Akhisar maçını izledik, süperdi. Sonra Gençlerbirliği-Galatasaray maçı, futbolun stada uğramadığı bir karşılaşma oldu. Bu maçın kazananı olsa futbol ağlardı... (Şansal Büyüka\ Milli