Ömer Üründül: Yankaya bir çuval inciri berbat etti
Galatasaray, maça hırslı ve tempolu başladı... Ayrıca beklenmedik bir şekilde de ilk yarıda topa fazla sahip olma oranıyla oynadı. Ama takımın genelindeki ciddi saha içi rahatsızlıkları, alışılmış ofansif ve defansif arızaları yine gündeme getirdi...
Başakşehir; ligimizin topun arkasına geçerek en iyi yerleşimli alan savunmasını uygulayan takımlarından bir tanesi. Bu yüzden yoğun baskıda Galatasaray ilk 45 dakikada tek net pozisyon bulabildi. Onda da Yasin'in kafa vuruşunu, Bekir çizgiden çıkardı. Bunun yanında bölüm bölüm gelişen Başakşehir kontratakları da hep tehlike koktu ve de devre başı ve sonunda iki de gol geldi. (Sabah)
Levent Tüzemen: Hakkını verin
Futbolda atan ile tutanın ne kadar önemli olduğuna bir kez daha tanık olduk. Gol atamayan Umut ile top tutamayan kaleci Cenk'li Galatasaray takımı soyunma odasına 2-0 geride girdiği maçı eğer ikinci yarı döndürebiliyorsa bu taraftarın eseridir.
Tribünlerin, "Çıkarın formayı çıplak oynayın...Yönetim istifa" şeklinde protestosu olmasaydı Galatasaraylı oyuncuların ikinci yarıdaki yürekli, istekli, mücadele gücü yüksek, tekmeye kafa sokan oyununu göremezdik.
Herkes Muslera için, "Para için oynamadı" yorumunu yaptı. Maçı eşiyle locadan izleyen Muslera belindeki ağrılar nedeniyle oynamadı. Florya'daki toplantında Başkan Dursun Özbek oyunculara, "Paralarınızı zamanında ödüyoruz. Sizden sadece sahaya çıkıp Galatasaray'a yakışan futbolu oynamanızı bekliyoruz. Ayağınızı denk alın" şeklinde konuşmuş. (Fotomaç)
Hakan Ünsal: Kaybetmeme artısı!
G.SARAY için kabus sürüyor. Dönem ve şartlar içerisinde oynanabilecek en kötü rakipti Başakşehir. Çünkü onlar ligin, saha içi yerleşim uzmanı, disiplin ve mücadele standartçısı... Üstüne G.Saray, böyle bir rakibe yapılmayacak en ölümcül hatayı yaptı ve daha maçın başında yenik duruma düştü. (Hürriyet)
Hakan Can: Aslında bu bir hezimet
Soyunma odasında her ne yaşandıysa, Hamza Hamzaoğlu ile başarılı günlerindeki coşku ve konsantrasyonla sahaya dönen Sarı-Kırmızılılar maça ortak olmayı başardılar. Gerçi puan Özgür Yankaya’nın ucuz penaltı düdüğüyle geldi ancak hiç değilse ikinci yarıda takım, “Takım gibi” mücadele etti. 35 dakika Başakşehir’i yenmeye yetmedi! Visca’nın sağ kanattan arka direğe yaptığı ortada Doka bomboş durumda kötü vurduğunda dakika 4’tü ve, “Başakşahir’in gole ulaşması zor olmayacak” diye düşündük. (Fanatik)
Mustafa Denizli’nin Galatasaray’a oynattığı savunma futbolundan sonra Orhan Atik’in hücum futbolunu izliyoruz iki maçtır. Orhan Atik, Mustafa Denizli’nin prensi Donk’u 2 maçtır yedek soyundurup hiç şans verilmeyen Bilal ve Emre Çolak’a forma veriyor artık. Bu Galatasaray’ın daha çok pas yapmasına ve karşı kaleye daha çok gitmesine sebep oluyor elbette. (Star)
Osman Şehner: Sorun teknik direktörde mi!
Galatasaray çok sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Peki takımı bu sıkıntılı dönemden kim çıkaracak. Teknik direktör mü? Bu takıma dünyanın en iyi üç-beş hocası gelse yapacağı hiçbir şey yok. Neden? Kadro kalitesi çok düşük. Bir Sneijder ve Muslera’yla nereye kadar gidilebilir ki? Zaten gidilmiyor da. (Milliyet)
Arif Kızılyalın: Penaltı kurtardı
İlk yarıda Başakşehir iyiydi; öne geçti, farkı açtı. İkinci yarıda G.Saray; gösterdiği direnişle rakibine yetişti, puana ortak oldu. Skoru ‘kayıt dışı’ bir penaltı belirledi ve UEFA yarışındaki iki takım punları paylaştı. Galiba dünkü maçın en kısa anlatımı bu. (Cumhuriyet)
Şansal Büyüka: Alkış mı, yuh mu?
Garip bir maç izledik... Özellikle ikinci yarıda... Alkış ile “yuh“ seslerinin birbirine karıştığı bir ikinci yarı... Düşünün, Galatasaray kaptanı penaltı atışına “yuhlar“ altında geldi. Tribünleri dolduran taraftarlar bir karar vermeli. 30 saniye önce “yuh“, otuz saniye sonra alkış. Kaldı ki Galatasaray bu sezon için, bu maçın ilk yarısı için, geride kalan maçlar için “yuh“u haketmiş olabilir. Ama Başakşehir maçının ikinci yarısında bu “yuh“ları hakettiğini düşünmüyorum.
Başakşehir maçı hep önde götürdü ama, maçı kazanacağı duygusunu kimseye vermedi. Sanki ihtiyacı oldukça attı, sonrasında vaziyeti idare etmeye kalktı. Asla Başakşehir‘in iyi maçlarından biri değildi. Ama özellikle ikinci yarı Galatasaray için unuttuğumuz duygusunu, coşkusunu yakalamak adına olumlu sinyallerle doluydu.
Galatasaray‘da özellikle sol kanatta Olcan ve Yasin, çok iyi işler yaptılar, çok iyi bindirdiler. İki gol atan Edin Visca savunma anlamında ortalıkta görünmeyince Olcan ile Yasin, bu sol kanadı adeta otobana çevirdiler. (Milliyet)