Ekranları başındaki Fenerbahçeliler, "Biz kazanamayacağız" diyor. Sonra uyuta uyuta 3-0 oldu maç. Bunun sebebi ne? Biz Fenerbahçe'yi yorumlarken şöyle bir 5'li görüyoruz: Kalede Volkan, önünde Kjaer-Kadlec ve onların önünde de Souza ile Mehmet Topal. Tam 4 tane duran top dışında ofansı zayıf oyuncu var. Fenerbahçe'nin bekleri Tosic ve Beck olsa rakip kaleye gidemez. İlerde de Markovic yetenekli ama sıfır gol atmış. Bir tek Nani kaleye gitmeye çalışıyor. Ama bu takım bu yapıyla zaten bunu oynar.
Fenerbahçe, kanatlarda Caner- Markovic, Gökhan-Nani gibi çalım atan oyuncuları olmasına rağmen pozisyon üretemiyor. Bunun sebebi de merkezdeki oyunculardan kaynaklanıyor. Bu dizilişle deplasmanda zorlanacaktır Fenerbahçe ama içerde de kazanacaktır. (Rıdvan Dilmen/Sabah)
Hakem hatalarına gelirsek... Hakemlerimizin her gün geriye gittiğini görüyoruz. Futbolcuların önüne geçtiğini de. Ama sadece bu maçla ilgili değil. Fenerbahçe'nin bir tane net penaltısı var. Ulusoy'un kafasında kaldı, itirazlar da geldi ve gitti gereksiz bir penaltıyı çaldı. Sonuçta Fenerbahçe'nin kaderini etkileyecek bir penaltıyı vermedi Ulusoy, diğerini verdi. Yani hatayı hata ile örttü. (Rıdvan Dilmen/Sabah)
Fenerbahçe, savunma beklerini hücumun vazgeçilmez kaynağı olarak gören bir takım. Orta sahasında Ozan, Souza ve Topal’ın özelliklerinden ziyade görevlendirilişleri öncelikle savunma olduğu için, bu hücumun kaynağı olma durumunun önemi daha da artıyor. (Mehmet Demirkol/Fanatik)
Samet Aybaba bunun farkında olarak savunma beklerine önlem alınca Sarı-Lacivertliler için işler zorlaştı. Zira Caner hâlâ eski formuna ulaşabilmiş değil. Gökhan ise harika bindirmelerine rağmen son dönemde, son paslarda düşük yüzdeli. Bu çerçevede oyunu çözmesi gereken oyuncular Markoviç ve Nani’ydi. Onlardan da istenen ilk yarıda tam olarak alınamadı. (Mehmet Demirkol/Fanatik)
Bu çerçevede işi psikolojik olarak çözen, yarının sonunda gelen sürpriz penaltı oldu. Emre bilerek ya da bilmeyerek ayağını Nani’nin iki ayağı arasına soktu mu? Bence evet. Ne bu penaltı golü, ne de kırmızı kartın Fenerbahçe’yi deplasman oyunundan kopardığını söyleyemeyiz. Van Persie’yle çiftlenen santrfor dahi orta alanı hücuma sokamadı. (Mehmet Demirkol/Fanatik)
Fenerbahçe galip gelmesine rağmen, ortaya koymuş olduğu futbolla tat vermedi. “Pozisyonu olmayan” gollerle maçı Fernandao ve Van Persie ile noktalayarak, 3 puanı alan oldu. Fernandao’nun ilk yarıda kaleye giden şutunda, Sezgin’in ceza sahası içinde açık koluyla topun birleşmesi, yeni kurala göre penaltı, maçın hakemine göre ise değildi. Daha sonrasında maçın ilk yarı bitimine yakın, hakem Alper Ulusoy’un yarattığı penaltıyı Fernandao gole çevirdi ve ilk yarıda Fener soyunma odasına galip gitti.
Maçın hakemi, ne yazık ki eleştirilere göğüs germek zorunda kalacak. Ben böylesine hakem kararlarını anlamıyorum. Olan penaltıyı verme... Olmayanı verince, bunun adı çifte standart, yani yanlış kararlar demektir! Eskişehirli Alparslan ikinci yarıda ikinci sarı karttan kırmızı görerek oyun dışı kaldı. Bir kez daha hakem Alper Ulusoy sahnedeydi. Faul yapan Mehmet Topal’dı. Oyundan atılan ise hiçbir günahı olmayan Alparslan oldu. İzleyenlere sormak isterim: Bu nasıl hakemliktir Allah aşkına?! (Ziya
Fenerbahçe için Eskişehir deplasmanı zor gibi görünüyordu. Fenerbahçe kötü oynadığı bir maçta 3 puanı, gardı düşen rakibi karşısında 3 golle alarak, şampiyonluktaki iddiasını sürdürdü. (Ziya Şengül/Star)
Korkulan ağır hava şartları oluşmayınca Eskişehir'de belki de bu sezonun en iyi zemini vardı. Bu Fenerbahçe için önemli bir avantajdı. Ancak Fenerbahçe her yönüyle çok olumsuz bir ilk yarı sergiledi. Yeri geldikçe defalarca vurguladım. Üç ön libero özelliğine sahip oyunculardan kurulu orta saha düzeninin sağlıklı işlemesi mümkün değil. (Ömer Üründül/Sabah)
Fernandao'nun akılcı takipçiliği ve Buffon'un hatasıyla galibiyeti garantileyen gol geldi. Fenerbahçe eğer dünkü farklı deplasman galibiyeti yüzünden ciddi saha içi rahatsızlığını göz ardı ederse önemli sorunlarla karşılaşır... Ozan 10 numara orta saha formatında başarılı olamaz. Mutlaka Diego'ya alternatif bir transfer şart. (Ömer Üründül/Sabah)
Ayrıca Pereira'nın da Volkan Şen'den fazla yararlanması lazım. Ayrıca Kadlec, kalitesi ve disiplinli görev anlayışıyla kesinlikle stoperde 4.sıraya indirgenmez. Eskişehirspor, disiplinli hırslı bir mücadele sergiledi. Ancak kadrosu bu lig için son derece yetersiz. (Ömer Üründül/Sabah)
Ülkece en büyük sorunumuz bu oyunu hakem üzerinden görmek. Lakin hakem arkadaşlar da yangına körükle gitmeye bayılıyorlar. 35’te Fernandao’nun şutu Eskişehir ceza sahası içinde Sezgin’in açık olan eline çarpıyor. Çok net penaltı ama hakem Alper Ulusoy çalmadığı düdükle maçı kendi adına bitiriyor. Veremediği penaltı peşinden koşuyor resmen. 45’te Eskişehirli Emre Güngör ile Nani arasındaki pozisyona penaltıyı çaldı. Hayatımız böyle hakem düzeltmelerini izleyerek geçti. (Serkan Akcan/Fanatik)
Futbol takımları için topun elayak yaktığı ‘matematik’ sezonu açıldı. Fenerbahçe, Eskişehir deplasmanında tabelayı parçalamış gibi görünse de pozisyonsuz oyunu üzerine konuşulacak çok şey var. Samet Aybaba’nın sol bek Anıl’ı orta üçlüde başlatması aslında ligin en iyi kanat hücumu yapan takımına karşı önemli bir savunma önlemiydi. İkinci yarıda Anıl’ın sol beke, maça sol bekte başlayan Kaan’ın da sağ öne geçişiyle Fenerbahçe’nin zaten sorunlu olan hücum performansına ekstra bir darbe daha geldi.
Sezona iyi başlayamasa da performansını her geçen gün artıran adam Simon Kjaer. Dün sahada oyun zekası da fiziksel seviyesi de en üstte olan Fenerbahçeli’ydi. Hiç hata yapmadı, takımını arkadan itti. Fenerbahçe’de Kjaer’in durduğu yerde duran, onun kadar formda oyuncu sayısı artmalı. Hali hazırda zor hücum edilen bir takım Fenerbahçe. Vitor Pereira, bu cümleyi ‘savunulması en zor takım’ haline getirene kadar hücum planları üzerine ekstra kafa yormalı