Güntekin Onay: Deplasmanda yine kayıp
BEŞİKTAŞ, bu sezon ilk kez bir deplasmanda güçlü bir oyunla başladı. Topa sahip olan ve etkili pres yapan siyah-beyazlılar, Göztepe’nin dirençli ve kalabalık savunmasını açmakta zorlandı. Oğuzhan’ın kaçırdığı penaltı ise maçın dönüm noktasıydı.
Penaltı kaçabilir. Hele de rakip kaleci Beto ise. Ancak kullandığı son 3 penaltıyı da gole çevirmeyen ve attıklarıyla beraber hep aynı köşeyi seçen Oğuzhan’ın iyi bir penaltıcı olduğunu söylemek zor. Kanımca penaltıyı Love veya Babel kullanmalıydı.
GÖZTEPE’YE ilk 45 dakika pozisyon vermeyen Beşiktaş’ın ilk yarıdaki doğru yaptığı işler dışında orta alanda basit top kayıpları da göze çarpan olumsuzluktu.
NİTEKİM Beşiktaş’ın yediği gol öncesinde Tolgay Arslan’ın basit bir top kaybı var. Gol Göztepe’nin iştahını arttırırken Beşiktaş gereken reaksiyonu gösteremedi. Siyah-beyazlı ekip iyi başladığı ve penaltı kaçırdığı maçta golü yedikten sonra yine kronikleşmiş deplasman görüntüsüne döndü.
Ayrıca Beşiktaş’ta tamir edilmeyen ve sürekli tekrar eden hatalar var. Örneğin Caner Erkin’in top kayıpları. Dün 35 top kaybıyla oynamış. Adriano dönmediği sürece hem savunmadaki sorunlar hem de bu top kayıpları devam edecek.
BU sezon dış sahada sadece Erzurum karşısında kazanmış olmak Beşiktaş için kabul edilebilir bir tablo değil. Malmö, Linz ve Partizan maçlarını da hesaba katarsak Beşiktaş’ın bu sezon 8 deplasmanda sadece 1 galibiyeti var. Ligin en kaliteli kadrosunun geçen sezonu 4. bitirmesi ve şu anda da ligde 5. sırada bulunmasını birileri izah etmeli.
Çok tahmin edilebilir bir oyun, taktiksel, fiziksel ve defansif organizasyon açısından çok geriye giden bir takım var. Başta Oğuzhan ve Tolgay olmak üzere bireysel olarak da performansını yukarı çıkartan ve gelişme gösteren bir oyuncu yok. Bu tablo hiç iç açıcı değil. (Vatan)
Metin Tekin: Alternatif oyun şart
Beşiktaş'ın 11'ine baktğımızda en büyük sorunu Vida ve Pepe'nin olmadığı savunma dörtlüsünde, uzun süredir oynamayan Roco ve zaman zaman oynayan Medel'in handikap olup olmayacağıydı.
İlk 15 dakika istediği gibi oyuna hakim olan bir Beşiktaş vardı. 19. dakikada kazandığı penaltı ve Oğuzhan'la bunu kaçırması kırılma noktası oldu. Son 3 resmi maçta kullandığı penaltıyı kaçırmış bir Oğuzhan istatistiği var.
Sonrasında sadece Oğuzhan'ın değil takımın da kafası kaçan penaltıda kaldı. Oyunun geniş alanda oynanmaya başlaması, orta sahaların çabuk geçilip gel-gite dönülmesi, Göztepe'nin istediği oyunun resmiydi.
Beşiktaş, ikinci yarının başlangıcıyla geriye düşüşünden sonra ne tepki gösterebildi ne oyunu tekrar eline alabildi.
Dağılan oyunda bir türlü üretemeyen Beşiktaş'a dönüştü. Quaresma girdi, kenar ortaları başladı, çift santrfora dönüldü fakat yine de istediğini başaramayan bir Beşiktaş performansı vardı.
Biraz bireysel performans olarak bakarsak Caner, sol bekten çok oyun kurucu ama bu sezon itibariyle bu konuda çok geride kalan bir Caner izliyoruz.
Büyük top kayıplarıyla oynayan verimsiz bir sol kenar oyuncusuna dönüştü. Caner'i belki çok iyi bir savunmacı olarak adlandıramazsınız ama önde hücumda yaptığı oyun önemlidir. Bu sene istenen seviyeye ulaşmadı. Tolgay ilk golün sebebi olan oyuncu olarak öne çıktı.
Merkez savunması hariç isim isim bakıldığında bu kadrodan daha iyi oyunlar beklememize rağmen sezon başından bu yana istenen olamadı. Neden olamadı? Niye olmuyor? Bunların hepsinin cevabı Şenol Hoca'da ama bir şekilde artık Beşiktaş alternatif bir oyun arayışına girmeli.
Evet Beşiktaş deplasmanlarda kazanamıyor ama uzun bir aradan sonra ilk kez evinde kaybeden bir Beşiktaş'ı da gördük Antalya maçında. O güçlü oyunundan nasıl uzaklaştığını anlamak lazım.
Çünkü şampiyonluk oyununda iç saha-dış saha farketmez. (Sabah)
Bilal Meşe: Kartal, İzmir'de lastik patlattı!
Süper Lig’de 9. haftayı geride bırakırken, görüyoruz ki adı ne olursa olsun, hiç bir takımın işi kolay değil, büyükler dahil takılan, takılana! Tıpkı dünkü Beşiktaş gibi!
Evet Kartal’da da işler yolunda gitmiyor, mazisini mumla arıyor! Gördük ki, Göztepe karşısında ilk yarıda sürekli baskı yapan, penaltı kaçıran Beşiktaş, ikinci yarıda iki duran toptan teslim bayrağını çekti! Kartal’ın yenilgisi bence asla sürpriz değil, zaten kör-topal gidiyordu, dün de lastik patlattı!
Özellikle gol yollarında müthiş sancılı Kartal...Cenk Tosun’un yeri hala bom-boş... Güneş hoca Vagner Love umut bağladı, Larin ve Mustafa Pektemek ne güne duruyor hocam?
Göztepe karşısında ne yaptı Vagner Love? Kaleye arkası dönük pozisyonlarda müthiş etkisiz, bırakın bunu ayağındaki topu kontrol etmekte zorlanıyor, siz hala onu tercih ediyorsunuz! Savunmanın bankosu Pepe sakatlandı, Vida malumunuz cezalı.
Güneş ne yapsın, elinde bir Roco var, yanına da çaresiz Medel’i monte etti. İlk yarıda öyle bariz hata yapmadılar, ikinci yarının 51.dakikasında duran toptan Jerome’nin golünde ikisi de sınıfta kaldı! Bu Reis, sahneye çıktı, kalabalık savunma arasından kafayla takımını iki farka taşıdı. Dememiz o ki, duran toplarda adam paylaşımı sıfırın altında sıfır!
Eeee, bir de elinizin altındaki en etkili silahınız Quaresma’yı rekabet yaratacağım diye yedekte oturtursanız, olacağı da budur! Valla Quaresma’yı Lens ile kantara koymanın doğruluğunu kim savunabilir? Portekizli yıldızı yedek soyundurmak, ayağınıza kurşun sıkmaktır!
Kartal, bu handikaplarına karşın Göztepe deplasmanında rakibine oranla daha etkili bir oyun ortaya koydu.Beşiktaş, baskılı oynamasına karşın üçüncü bölgede maalesef etkili olamadı... Bunun temeli de Vagner Love’ın yaptığı top kayıplarıdır. Love, uzatma dakikalarında net bir pozisyon buldu, onu da dışarı attı!
Gelelim penaltı pozisyonuna...Caner’in kullandığı korner atışında Reis, topu elle oynadı, VAR’dan Fırat Aydınus’a uyarı geldi!Tecrübeli hakem pozisyonu inceledi ve penaltı noktasını gösterdi.
Kaleci Beto’nun başarılı bir file bekçisi olduğu herkesçe biliniyor. Oğuzhan gibi plase atmayı tercih ederseniz, Beto gole izin vermez! Kaldı ki penaltı atışlarındaki plase vuruşlar artık demode oldu!
Göztepe’ye helal olsun, iyi mücadele ettiler, savunmalarını sağlam tuttular, Pepe-Vida yokluğunu müthiş değerlendirdiler. İki gol buldular, alkışı da övgüyü de fazlasıyla hak ettiler. (Milliyet)