Şansal Büyüka: Kalite ve ciddiyet
Karabükspor’un “mahalle takımı” görüntüsü, Galatasaray’ın farklı ve çarpıcı galibiyetine gölge düşüremez. Hele iş disiplinine asla...
Galatasaray daha ilk çeyrekte üç farklı galibiyeti yakalamasına rağmen tek futbolcunun bile kişisel bir gösteriye girdiğini, bireyselliği seçtiğini, takım disiplininden uzaklaştığını görmedik.
Farklı galibiyetten çok, daha önemli olan Galatasaray’ın sahada futbola, formasına ve mesleğine en ufak disiplinsizlik yapmadan, alın teri ve emeğini maçın her dakikasında ve son dakikasına kadar sürdürerek tamamlamasıydı.
Gomis elbette bu ciddiyetin, bu yeteneğin en büyük temsilcisi... Karabük maçıyla birlikte Galatasaray’ın bugüne kadar en fazla gol atan yabancı oyuncusu olan Jardel’i (22) de Karabük maçında attığı gollerle geride bıraktı. Gomis’in hızla tırmanan gol sayısı Galatasaray’ı şampiyon yapar mı bilemem ama, kendisini bu sezonun gol kralı yapacağı sanki kesin gibi...
Galatasaray’da son maçlarla birlikte “tadından yenmeyen” bir baklava oluştu. Geride ve ortada Belhanda, sağ kenarda Feghouli, sol kenarda Rodrigues ve ileride uçta Gomis...
Öyle hücum organizasyonları geliştiriyorlar ki, baklava gibi tadından yenmiyor ve çoğu kez de golle sonuçlanıyor. Genelde Belhanda paslarıyla başlayan ve Feghouli ya da Rodrigues asistleriyle golle buluşan ataklar bunlar...
Galatasaray’ın Karabük karşısındaki hırsını anlatmak için bir duran top pozisyonunda aldığı iki sarı kartı anlatmak bile yeter... Galatasaray atışı kullanmaya çalışırken Donk ile Maicon rakipleriyle pozisyon önceliği almak için mücadele ederken aynı pozisyonda iki sarı kartı birden gördüler. Elbette kartı almak güzel değil ama Galatasaray’ın hırsını anlatmak adına anlamlı...
Karabükspor devre arası bütün takımını dağıtıp ikinci lige göre yeni bir takım yaptı. Kusura bakmasınlar, hiç becerememişler. Bu takım seneye ikinci ligde oynarken, bu defa da üçüncü lige düşmemek için mücadele eder. Üstelik bu ciddi anlamda yetersiz kadro ile ligin dengeleri bozuluyor.
Galatasaray kadro kalitesiyle bu Karabükspor’u her türlü yener. Ama bu şehre tehlike bölgesinde dolaşan takımlar gelecek ve Karabük ile maçı olanlar ligde kalma konusunda büyük avantaj elde edecek. Aslında ligdeki takımların en azından bir standardı olması gerekiyor.
Ancak zemindeki Karabükspor’u hiç beğenmesek de, o zemini, o drenajı, o sahayı hazırlayanlara büyük teşekkür borcumuz var. Gök delinecek, beş saat sürekli yağmur yağacak ve futbolu engelleyecek en ufak bir olumsuzluk olmayacak. Yıllardır bu konuda çok çektik ama artık iyi sahalarımızın, iyi zeminlerimizin olduğunu iftihar ederek görüyoruz.
Galatasaray dörtlü zirve yarışında 24. haftayı da lider olarak kapattı. Kalan 10 haftada elbette çok şey olur. Ancak ben Galatasaray’ı, Başakşehir ve Beşiktaş’ın da, lider takımın hiç kaybetmediği Aslantepe’ye geleceğini düşününce, bu dörtlü grubun en şanslısı ve en güçlüsü olarak görüyorum.
Rıdvan Dilmen: Sokağa çıkmasınlar
Maçtaki farklı skor nedeniyle Galatasaray'a bir şey söylemek doğru değil. "Frene bassınlar" demek de haksızlık çünkü bu bir lig maçı, kupa değil. Galatasaray'ın yediği gol sayısı da çok, o yüzden skora gitme arzusunu anlayabiliyorum. İkili averaj eşit olursa genel averaja gitmek isterler. Duygusallık kupa maçında olur, ligde olmaz. Karabükspor adına dramatik ama Galatasaray adına keyif verici bir maç geride kaldı.
Karabükspor, 1. Lig'in takımını yaptı deniyor ama bu görüntü bir alt ligde de Karabük'ü bir yere götürmez. Burada ligin sonlarına gelirken Karabük de savunma pek yapamıyor, açık oynamaya çalıştılar ama doğal olarak keyif eziyete döndü. Bu kadar açık oynarsanız Galatasaray cezayı keser.
Karabükspor'da kendi kalesine gol atan Özgür Yılmaz 32 yaşında, ikinci Süper Lig maçıymış. Bu duruma düşürenler utansınlar. Karabük'te sokağa çıkmasınlar.
Kaleci Çağlar'ı gördüğümde üzüldüm tabii ki duygusal bakınca.Ama bu duruma düşüldüyse suçlusu bu çocuklar değil, Karabükspor yöneticileridir. Paraları pullarını verme. Oyuncuları al sat, sonra çocuklar mı suçlu olacak? Kimse kızamaz onlara. Galatasaray da işini yapıyor, tabii ki oynayacak.
Galatasaray'da Gomis ilk golde sakatlanır gibi oldu, aldığı darbeden dolayı bacağını tuttu, sonra golleri sıraladı. Sakatlanmasa 25 tane atacak demek ki... Toplamda Gomis 24 oldu, bence gol krallığını artık garantiledi. Arkasından Burak geliyor, 18 golü var. Gomis dışında bireysel analizin bir anlamı yok, okuyucularıma da saygısızlık olur.
Nagatomo uçuyor, Mariano sağdan bindiriyor diye analiz yapamam böylesi bir maç için. Öyle anlar oldu ki Galatasaraylı futbolcular, kaleci Çağlar'la 3'e 1 kaldılar zaman zaman. İkinci yarıda Donk ve Selçuk'u çıkarıp sadece Fernando'yu sokarak farkı düşündü Fatih hoca. 7. santrada 3 kişi pres yapıyordu. Bunu da asla yadırgamıyorum. Güle oynaya dönüyorlar.
Son olarak Kardemir Karabükspor- Galatasaray karşılaşmasının hakemine değinmek istiyorum. 1 dakika uzatma verip onu da oynatmamak niye? Skor hakemi ilgilendirmez ki, ne kadar gerekiyorsa o kadar uzatsınlar, maç oynansın. Madem oynatmayacaksın, ne diye müsabakayı uzatıyorsun. O zaman uzatma dakikası gösterme. (Fotomaç)
Mehmet Demirkol: Çok rahat
Karabük’ün ligi bırakmışlığı sağ kanatta Osman Çelik’in neredeyse tek başına çaresiz kalmasıyla birleşince maç daha en başka onlar için cehenneme döndü. Ofsayt hattını ayarlayamadılar. Rodrigues ve Nagamoto çok rahat etti. Karabük savunması yerleşemeden hızla içeriyi Gomis’i gördüler.
Maç hızla 4-0’a geldi. Osman orta sahaya geçince Glatasaray’ın o kanadı kullanma gücü biraz düştü ve oyun dengelendi. Ancak bu da Galatasaray’ın vitesini biraz düşürdü. Ancak aman duralım ayıp olmasın demediler. Bu konuda zamanında ben de bayağı kafa karışıklığı yaşadım. Acaba skorla rakibi rencide etmemek mi lazım? Hayır, biletin karşılığını vermek lazım. TV başındakiler ne yapacak? TV’yi mi kapatacak?
90 dakika olabildiğince en iyisini yapmak lazım. Tabii bir de averaj durumu var. Sezon sonunda o 7. gole ihtiyacın olup olmayacağını asla bilemezsin çünkü. Terim de oyuncu değiştirdi, daha kontollü oynamaya başladılar.
Ama durmadılar. Belki sahada 8 yerli oyuncu olsa 4’ten sonra rica minnet durabilirlerdi ama onlar olabildiğince yapmaya çalıştılar. Bu maçtan deplasman fobisi bitti sonucu çıkmaz ancak rakipler gerginken serin kanlı bir dönem yaşadıkları kesin.
Gecenin sorusu: 26’da 4-0 olunca rakibe saygı gereği durmak gerekir miydi? Hayır. Karabükspor’u yönetenler lige ve seyircilerine saygı duyup takımı bu hale getirmemeleri gerekirdi.
Maçın starı: Gomis. Ligin yıldızı da o. 4 gol attı. Bir golü de o atmasın diye Özgür attı. Oyuna karakter veriyor. Şimdiden Galatasaray’ın unutulmaz santrfroları arasına girdi.
Maçın olayı: Zemin. Olağanüstü bir yağmura rağmen ideal bir futbol zemini vardı. Ülkede az olan bir durum. Tebrikler.
Kısa mesaj: Şampiyonluk adayları arasında ruh hali en iyi olan takım Galatasaray. Her şartta soğukkanlılar. Onları yıpratacak çok maç oynamadıklarından mı? Bakalım göreceğiz. (Fanatik)
Levent Tüzemen: Disiplinin eseri
Galatasaray'ın farklı galibiyetini göklere çıkaracak halim yok. Karabük zaten düşmeyi kabullenmiş ve kadro planlamasını birinci lige göre kurmuş.
Gomis başta olmak üzere Galatasaray takım olarak istekli, coşkulu, arzulu ve sakindi. Gomis sahada sinemalarda hasılat rekorları kıran fantastik film, "Black Panther" yani "Kara Panter" filminin başrol oyuncusu gibiydi.
Fransız yıldız Terim'le birlikte değiştirdiği "Duvar ol, top tut, kanatlara pas yap ve hızla hücuma git" şeklindeki oyun anlayışını Karabük'te başarıyla uygularken attığı 4 golle Galatasaray tarihinde yeni rekorlara imza koydu.
Nagatomo iki gole etki yaparken isabetli bir transfer olduğunu gösterdi. Feghouli'nin çalışkanlığı göz doldurdu ve galibiyetin açılış golünde Gomis'e indirdiği topun şiddet ayarı mükemmeldi.
18.dakikada skor 3-0 olmasına rağmen Galatasaraylı oyuncular "Bu maç bitti. Rakibin direnci tükendi" psikolojisine girmedi ve oyun ciddiyetinden kopmadı. Mariano sağ tarafa oyun aklı kattı.
Rodrigues çabukluğuyla yine etkili ataklar yaparken Mariano'nun Belhanda-Feghouli ikilisiyle oluşturduğu pas ortaklığı hücum zenginliği yarattı.
MAÇIN İYİSİ GOMIS: Attığı gollerle G.Saray tarihe geçti.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ ÇAĞLAR: G.Saray'ın 7 golüne engel olamadı. (Takvim)
Hakan Ünsal: ‘Fobi’den ‘hobi’ye
İstatistik olarak bir deplasman galibiyeti ama Türk Telekom’da oynanan maçlardaki coşkunun gerisinde kalan ve şampiyonluk için belirleyici olacak deplasman maçları adına aldatıcı. İki farklı ligin takımının maçını seyrettik. Öyle ki, çeliği eritecek, demiri bükecek kadar etkili oynadı Galatasaray. Deplasman fobisini, deplasman hobisine çevirdi bir maçlık.
Kazancı yok mu? Var elbette. Moral, keyifli bir oyun, iyi bireysel performanslar, istatistiklere artılar, ilkler, Fernando’nun dönüşü ve en önemlisi ‘Gol krallığı’nı ilan eden Gomis. Çok erken denilebilir belki ama konu Gomis ise ve doğru topları attığınızda gol yapma ihtimali yüksek bir oyuncudan bahsediyorsak ligin gol kralı olmuştur artık.
Galatasaray daha ilk yarıda tarihi farka giderken, Gomis’i krallığa götüren bitiriciliği, Rodrigues’in sol kenarı Nagatomo ile birlikte dümdüz etmesi, Mariano’nun akıl dolu pasları ve kendi çizgisini nefis kullanmasını, Donk’un yeniden doğuşunu, Feghouli’nin asistlerini ve Fernando Muslera’nın yalnızlığını seyrettik.
Galatasaray taraftarı için, devre arasında, “Yol uzun, hadi çıkalım maç bitti nasılsa” diyecek kadar rahat geçen bir deplasmandı. İlk yarı bittiğinde, her iki takımın teknik adamına, oyuncularına, taraftarlarına hatta hakemlere sorsanız hepsi, “İkinci yarıyı oynamaya gerek yok” derdi.
Benim için değerli olan ise, Galatasaraylı oyuncuların daha ilk yarıda bitmiş maçta rakibine karşı saygısızlık yapmadan maçı tamamlamış olmalarıydı.
MAÇIN ADAMI: GOMIS. KARABÜK deplasmanında daha ilk 45 dakika bitmeden maçın adamı oldu zaten. Sadece maçın adamı değil ‘Gol kralı’ da oldu Bafetimbi Gomis. (Hürriyet)