Ersun Yanal: Aferin çocuklar!
Avrupa Şampiyonası’nda grupta oynayacağımız son maç olan Çek Cumhuriyeti karşılaşması bir anlamda bizim için devam mı tamam mı anlamı taşıyordu. Oynadığımız Hırvatistan ve İspanya maçlarında kötü de oynasak mağlup da olsak grubun son maçı öncesi turnuvaya devam etme gibi bir şansımız vardı.
Şampiyona başladığından beri sürekli turnuva oynadığımızın farkında olmamız ve demoralize olmadan maçlara hazırlanmamız gerektiğini belirttik. Oldukça problemli, sıkıntılı ve sert eleştirilere maruz kalan bir Milli Takımımız var.
Yaşanan bunca olumsuzluklara rağmen bu krizi fırsata çevirmek için oyuncularımızın elinde son bir şanstı Çek Cumhuriyeti maçı. Her biri ayrı değer olan oyuncularımızdan Çek Cumhuriyeti maçında yapılan eleştirilere karşı bir duruş sergileyerek kapasitelerini sahaya yansıtmaları da çok önemliydi. (Milliyet)
Rıdvan Dilmen: Keyfini sürelim
ANAHTAR şuydu; Çek Cumhuriyeti'nin bizim gibi kazanmaktan başka şansı yoktu. Sıkı, sert, düz ama disiplinli bir takım. Rakip hücum yaptığı zaman yetenekli oyuncuları olmadığı zaman pozisyon bulamıyorlar.
Orta sahadan bir oyuncu çıkarıp, ikinci santrforu soktuklarında o dakika biz kilidi açtık. Dönen topları almaya başladık. Hem hücum hem savunmada dönen topları alınca ve hoca Oğuzhan'ı oyuna alıp, Arda'yı sol kenara alınca, üstüne bekler çıkmasın diye Olcay'ı da oyuna sokunca bizim de işimiz kolaylaştı.
Yapılan yuhalamalar, "o oldu, bu oldular" bu saatten sonra gereksiz. Bu saatten sonra artık İtalya ve Belçika'nın kaybetmemesini bekliyoruz. (Fotomaç)
Mehmet Demirkol: Bizim stil
Her seferinde daha büyük sorunlarımız olmak zorunda. Çukura düşmeliyiz. İşte kaos derken, bir oyun stratejisinin yanı sıra biraz da bundan bahsediyorum.
Başka türlü yapamıyoruz. Her seferinde daha büyük sorunlarımız olmak zorunda. Çukura düşmeliyiz. Başkalarına kriz olan bizim doğal yaşam ortamımız. İşte kaos derken, bir oyun stratejisinin yanı sıra biraz da bundan bahsediyorum.
Biz böyle rahat ediyoruz. Böyle yaşadığımızı hissediyoruz sanırım. Çekler çokça karşılaşmamıza rağmen bunu çözebilmiş değiller. İçinde bulunduğumuz sıkıcı durumdan yararlanmak için önde basarak, Gökhan’ın kanadına Pudil ve Krejci’yi yollayarak başladılar.
Hemen maçın başında. Çıkmakta zorlandık. Ancak 10. dakikada ilk çıkışımızda Arda, Emre’yi mükemmel kaçırdı. Volkan markajcısını ön direğe götürdü. Burak da golü buldu. Çekler durmadı.
Beklerimizle stoperlerin arasına attıkları toplarla çizgiye indiler. Ne mutlu ki, son pas şut tercihleri sorunluydu. Volkan günündeydi. Şansımız da bizimleydi. (Fanatik)
Uğur Meleke: Her şeyi Emre'ye borçluyuz
BiZ, top ayağımızda olduğunda Brezilya'laşan ama top rakipte olduğunda Faroe'ye dönüşen garip bir futbol takımıyız.
Hırvatistan ve İspanya maçlarında sahada yokları oynamamızın nedeni de bu basit gerçekti zaten: Hırvatlar ve İspanyollar topu bize vermediler. Biz de Faroeliler gibi çaresizce dolaştık sahada...
Rosicky’siz Çekler’se topu ayağımızdan alamadı. Bu kez de Brezilya’laştık bir anda! Top ayağımızda kaldığında UEFA üyesi 54 ülkenin 45-46’sını yenecek kalitedeyiz zaten. (Hürriyet)
Gürcan Bilgiç: Beklenen ve özelenen
Ne zaman ki “kibirden” uzaklaştık, şansı da yanımızda görmeye başladık, doğru mücadeleyi de kazanmayı gerektirecek aklı da. (Sabah)
Levent Tüzemen: Cumhurbaşkanımızın mesajını aldılar...
İsteyince adam gibi mücadele edilebiliyor, adam gibi futbol ortaya konuyor, yürekli olunuyormuş. Milli Takım oyuncularının aklı başına yumurta kapıya dayanınca geldi. Bu kadar inançlı, yardımlaşması yüksek, kişilikli ve karakterli oyunu Çekler'den önce kaybedilen iki maçta sahaya yansıtsalardı yine alkışlanacak bir Milli Takım olurdu. (Sabah)
Feyyaz Uçar: Neredeydiniz!
Takımımızda görevini yapmayan yok gibi. Takım olmak işte budur. Arda’ya tribünlerden ıslık değil, alkış var. Olması gereken de bu. Turnuvadan elenirsek çok yazık olacak. Tam da oynamaya başlamışken...
Burak’la gol orucumuzu bozduk. Bismillah. Asistin Genç Emre’den gelmesi güzel. Özgüveni artacak, adaptasyonu yükselecek.Golümüzün Burak’tan gelmesi daha da güzel. Golcülerin moral motivasyonunu golü atmış olmaktan daha fazla ne yükseltebilir ki? Arda’ya tribünlerden ıslık değil, alkış var. Olması gereken de bu. Arda bizim gururumuz. Unutmamakta fayda var... (Fanatik)
Ercan Güven: "Bitti" deseler de inanmayın!
Bunun adı “derin motivasyon”!.. “Öl ya da ayağa kalk” modeli!.. “Bitti desek de inanmayın” tavrı... Avrupa Şampiyonası’nda düşman bulamayan Millilerimiz muhtaç olduğu gerilimi takımın içinde yarattı... (Milliyet)
Tunç Kayacı: Gereken yapıldı!
Bu çocuklar bize acı çektirmekten zevk alıyorlar herhalde... Tribündeki herkes oynanan futbola bakınca, ‘ilk iki maçta neredeydiniz?’ diyordu.
Tabii ki kadro değişikliği önemli bir etkendi ama her şeyden öte koşan, savaşan bir takım gördük sahada. Emre Mor’u izlerken bizim de bir Ribery’imiz var dedim. Kolay değil bu kadar ağır baskı altında ilk 11’de oynayıp asistiyle takıma katkı vermek.
Bir kere Fatih Terim sol kanattaki arızayı halletmiş, belki o bölgeden akın yedik ama çizgiye indirmedik. Orta alana geçen Arda, Arda gibi oynayınca fabrika ayarlarını yakaladık ve çok da şık bir Burak golüyle ilk yarıyı 1-0 önde bitirdik. (Fanatik)