Metin Tekin: Atiba faktörü
Bana göre iki gol atmasına rağmen maçta öne çıkan isim Gomez değil, bitmeyen enerjisi, ve oyundan kopmamasıyla Atiba oldu...
Pozitif oyun etkinliği bu galibiyette önemli rol oynadı. Ama dün Beşiktaş adına geçtiğimiz sezonda baş gösteren oyun alışkanlığını yine gördük. Bu da rakibini sürekli oyunda tutma özelliğiydi.
Oyunu 2-0'a getirmesine rağmen rakibini oyunda tuttu ve hiç gereği yokken skoru 2-1'e getirdi. Rhodolfo'nun bu golde büyük bir hatası vardı. Eskişehir'in son saniye direkten dönen topu Beşiktaş'ın kurtarışı oldu. (Sabah)
Mehmet Demirkol: Kral Mario Gomez
Beşiktaş zaten iyi işleyen hücum destek ekibini tamamlayacak bir santrfor arıyordu. Almeida’dan sonra Demba Ba ilaç gibi gelmiş ve bu ekipteki eksiği tamamlamıştı.
Mario Gomez, bunun da ötesine geçti. O sadece var olan düzeni tamamlamıyor. Onları dönüştürüyor. Hücum servisine başka bir ufuk açıyor. Sadece 2. golde yaptığı vuruş bile başlı başına iş.
Sıradan bir pası beklenmedik bir asiste çevirdi birden. Boffin’i hatalı görmek kolay yol. Ancak öyle değil. Gomez beklenmedik olanı en iyi şekilde yaparak Beşiktaş’ın hücum gücünü başkalaştırıyor. (Fanatik)
Cem Dizdar: Daha iyi maçlar hak ediyoruz!
Memlekete hakim olan ‘yavan futbol’un temel formülünü ezberlemişsinizdir; ‘Takım olarak iyice geriye yaslan, koca maç boyunca bir ya da iki tane pozisyon nasılsa bulursun.
Atarsan ne ala... Atamadın, yükle suçu hakeme!..’ Bu, hem izlenirlik hem oyuncu yetiştirme konusunda futbolu aşağı çeken tarza karşı ‘önde oynamak’ hem müşkül hem risklidir.
Bu muhafazakar formülün sadık uygulayıcılarından Eskişehir, dün ilk devre net bir pozisyon da buldu ama kaleci Tolga’ya takıldı. Bu tarzın kuralıdır, yakaladın mı atacaksın!.. (Fanatik)
Ömer Güvenç: Direkten döndü!
Beşiktaş lider geldiği Eskişehir’den lider olarak ama yüreği ağzında İstanbul’a döndü. ‘Yüreği ağzında’ diyoruz çünkü öyle bir son dakikalar yaşadılar ki, yüreklerinin ağzına gelmemesi mümkün değil.
Direkten dönen top gol olsa santrası bile yapılmayacak, Beşiktaş farklı kazanacağı bir maçı beraber bitirecekti. Yani kısacası direkten döndü. (Vatan)
Turgay Demir: El değemeden!
Rahatlıkla laubalilik arasında ince bir çizgi var ve Beşiktaşlı oyuncular bu çizgiyi çoğu zaman aşıyorlar, özellikle de Gökhan Töre ve Oğuzhan.
Eskişehirspor'un gücü belli, son üç haftada gol atamamış yani moralman da çökmüş durumdalar.
Bu şartlarda ilk golü bulan bir Beşiktaş'ın farka gitmesi doğal olurdu. Quaresma'nın asisti Gomez'in bitiriciliği ile Beşiktaş o golü buldu ve arkasından da kaleci Boffen'in hatasıyla ikincisi geldi ama gelin görün ki Beşiktaş takımı 2-0'dan sonra ciddiyetten uzaklaştı. Rakip kale önünde... (Fotomaç)
Attila Gökçe: Gomez iyi, şut yetersiz!
Perşembe'nin UEFA yorgunluğu üstüne bir de deplasman yolculuğunu eklerseniz, Beşiktaş'ın zorlanabileceğini düşünebilirdiniz. Ancak akla gelmesi normal olan bu olasılık gerçekleşmedi.
Beşiktaş korktuğuna uğramadı. Süper Lig'de bu yıl hayal kırıklığı yaratan sonuçlarla dibe düşen Eskişehirspor, ne fizik ne de mental olarak Beşiktaş'a bir sorun çıkarabildi.
Heyecan deseniz, zaten öyle bir duyguyu da yaşamıyor Eskişehirspor. Michael Skibbe, göreve gelirken kulüp tarihinde ilk yarıyı 37 puanla bitirmiş olmanın kredisini kullandı. Korkarım ki bu gidişle sezon sonunda 37 puanı bile zor toparlar Eskişehirspor. (Milliyet)