TAKTİK İDEAL DEĞİL
Kalecisi 94 doğumlu... En uçta oynayan santrforu, o da 94 doğumlu. Genç yaş ortalaması 22.8 deniyor. Ama bir o kadar da dinamik ve gördüğüm en iyi kontratak takımlarından birisi Anderlecht.
Galatasaray ideal kadrosuyla çıkarken, taktiği ideal miydi (4-3-1-2) o soru işareti. Avrupa maçlarında bunu oynamak zordur. / Rıdvan Dilmen - FOTOMAÇ
PRANDELLİ'NİN HAMLESİZLİĞİ
Devrenin sonlarına doğru Anderlecht'in hücum gücü azalmıştı ancak Galatasaray rakibin savunmasını delemiyordu. Bu durumda Prandelli'nin ikinci yarıya hamlesiz başlaması kabul edilemez.
Anderlecht saygı duyulacak bir oyun oynadı. Yaş ortalaması 22 olan, savunmasının göbeğinde 20 yaşında biri olan, oyun merkezi yaratıcılığını 17 yaşındaki Tielemans’a bırakmış olan bir takım... Galatasaray, bu genç ve tecrübesiz takımı baskıyla sindirmek istedi. Bu genç takım, bu baskı stratejisini 3 dakikada çözüp, Şampiyonlar Ligi tecrübesi yüksek Galatasaray’ı 30 dakikada kendi sahasına hapsetti. / Mehmet demirkol - Fanatik
ÇOCUKLAR, ADAMLARI UTANDIRDI
Anderlecht koçu Hasi, ilk 11’de 21 yaş altı tam 7 oyuncuyla çıktı sahaya. Sanırım bu bir Şampiyonlar Ligi rekoru... Üstelik iki sağ beki (Vanden Borre ve N’Sakala) sakat olduğu için 21’lik bir sağ açık Najar, savunmanın sağında başladı.
20 yaşındaki sol açık Acheampong da nerdeyse maçın tamamını sol bek oynadı. Yani bir bakıma Galatasaray’ın Belçika deplasmanında ilk 11’de Alperen, Koray, Emre Can, Birhan gibi gençlere yer verip sol bekte Bruma, sağ bekte de Sinan Gümüş’ü oynatması gibi bir şey bu!
Anderlecht, kelimenin tam anlamıyla çoluk çocukla çıktı TT Arena’ya. Ve çoluk çocukla utandırdı, koskoca adamları. Daha fazla topa sahip oldu, daha fazla şut attı, 3 kat fazla pozisyona girdi ve bir puan aldığına sevindirdi ev sahibini... / Uğur Meleke - Milliyet
SELÇUK'A İNAN'AMIYORUM
Sezonun ilk maçlarında yeni transfer edilen ofansif kanat oyuncuları Olcan ve Yasin'in beklentilerin altında kalmasından sonra Galatasaray dün gece de kanatsız orta sahanın ev baklavası şeklinde dizildiği 4-3-1-2 düzeninde maça başladı. Daha doğrusu ilk 15 dakika Galatasaray maça başlayamadı!
Özellikle ilk 15 dakikada Galatasaray forması giyen bazı oyuncular Prandelli'nin 4-3-1-2'sine "yabancı" kaldılar. Veysel sağ bek oynamak ile "sağda bekleme"yi karıştırdı. Selçuk İnan bir süredir devam eden ve artık tribünlerden tepki gören "ruhsal sürgün"ünden yine dönemedi.
Prandelli, Selçuk'un çift yönlü oynamasını istiyor ama Selçuk hücum-savunma arasında hızlı geçişler yapmak yerine bir süre % 90 defansif, bir süre % 90 ofansif ama her ikisinde de maalesef % 101 statik oynuyor, saha içindeki en önemli mental sıkıntısı da bu. / Ali Ece - Akşam
NASREDDİN PRANDELLİ
Akıl hocaları Cesare Prandelli'yi kadro seçiminde yanlış yönlendiriyor. Ayrıca rakiplerin analizi de sağlıklı yapılmıyor. Anderlecht önüne çıkan kadro, "İsimlerle maç kazanmak istiyorum" anlayışındaydı.
7 yabancı oyuncunun 11'de yer alması, yerlilerden sadece Semih, Veysel, Selçuk ve Burak'ın tercih edilmesi, Prandelli'nin kamptan bu yana sergilediği "Formayı adaletli dağıtma" anlayışına aykırıydı.
İtalyan hoca, "Benim tercihim" diyebilir. Baklava düzenindeki Galatasaray kadrosu, ne yazık ki "Acemiler Mangası" gibiydi. Bir liderin görevi emirler vermek değil, koordinasyonu sağlamaktır.
Birbirleriyle sezon başından bu yana oynamamış oyunculardan rakibe göre değil de isimlere dayalı takım kurarsan ortaya böyle uyumsuz ve çatlak sesli bir orkestra çıkar. Eskişehir maçının iyisi Tarık Çamdal kulübede, orta yapamayan, çalım atamayan, adam geçemeyen, pozisyon veren Telles kimden torpilliyse 11'deydi. Hadi Telles'i koydun o zaman iki ayağını da kullanan Tarık'ı neden Veysel'in yerine düşünmüyorsun.
ALIŞILMIŞ PERİŞANLIK
Hep aynı şeyleri tekrarlamak zorunda kalmanın beni sadece futboldan değil mesleğimden de soğuttuğunu söylemek zorundayım. Değerleri akıl almaz paralarla ifade edilen oyuncuların hiçbirşey oynamayışları ve başlarındaki kişinin de bu soruna çare bulma yönünde ortaya en küçük bir etkinlik koyamayışı kabul edilemez bir durum.
Galatasaray bundan çok daha zayıf kadrolarla Avrupa Kupalarında olağanüstü işler yaptı. Dün akşam ise grubun en zayıf ekibi karşısında perişan oldu ve yenilgiden son anda kurtulabildi.
Devler Ligi maçlarını bile dolmayan tribünlere oynama zorunluluğu artık üzerinde konuşmaya değmez bir memleket gerçeği… Eskişehirspor maçının en iyisi Tarık Çamdal’ın 11’de yer bulamayışı şaşırtıcı, Bruma’nın olmayışı da öyle.
Onca yatırımla takımın güçlenme yerine zayıflaması ancak bizde görülebilecek bir durum. Bu süre ve sonrasında rakibin üstünlüğü, mutlak gollük pozisyonlar yürekleri ağızlara getiriyor, tribünlerde haklı tepkiler başlıyor.
Sonrasında da birşey değişmiyor; koca bir ilk yarı inanılması zor hücum kabızlığı içinde geçiyor. Prandelli’nin özellikle Ağustos’taki çalışma yetersizliği Sarı Kırmızılılara çok pahalıya malolacak gibi görünüyor.
Kaleyi bulan ilk şut 50’de, o da tehlikeli filan değil. Prandelli’nin tek değişikliği bile gerekli görmeyişinin cezası bu şutun hemen ardından kesiliyor; ilk dakikadan beri bağıran rakibin golü geliyor.
Rakibin en çabuk adamının karşısında Tarık’ın değil de Veysel’in oluşu golde en büyük etken.
Peşinden Anderlecht attığından çok daha kolayını kaçırıyor ve tribünlerin isyanı başlıyor. Pandev-Bruma değişikliği için Prandelli’ye ‘günaydın’ demek gerekiyor. / AHMET ÇAKIR - ZAMAN