Sadece daha iyi

Sadece daha iyi
İngiltere kararlı ve hırslı başladı. 4-4-2’nin sağı için ideal bir oyuncu olan James Milner’ın sayesinde çok daha olgun ve etkili ataklar yapabilmeleri bu maçtaki en büyük farklarıydı.

 
Milner arkasından sürekli destek veren Johnson ile birlikte sağ kanadı çok iyi kullanırken, uzun boylu Sloven savunması arasında gerek Jermain Defoe gerekse de Rooney havadan gelen toplarla buluşmakta güçlük çekti. Milner’ın Defoe’ye attırdığı golün ardından kontrolü elinde tutmaya devam eden İngiliz takımı ikinci yarıda tempoyu da yükseltince ilk kez beklenen çizgisine ulaşmış oldu.
 
Kağıt üstünde kadrosunda kaleci ve santrfor bölgelerinde yıllardır sorun yaşıyor İngilizler. Rooney’nin yanında kim oynamalı sorusunun cevabı görüldü ki herşeye rağmen Defoe. Manchester United, Chelsea, Arsenal ve Liverpool’da bu mevkiilerde oynayan tüm santrforlar ve kaleciler (Rooney hariç) yabancı.. Bu durum milli takımı da olumsuz etkiliyor.
 
İkinci yarının ilk 20 dakikası sonrasında düşen tempo ile Slovenya, İngiltere ceza sahasına gelmeye başlayınca Capello, Rooney’i çıkartıp Joe Cole’u oyuna alarak tek santrfora döndü. Bu bölümden sonra skoru korumak isteyen İngiltere’ye -0-0 devam eden diğer maçın da etkisi ile- risk almak istemeyen bir Slovenya eklenince maç yavan bir ekmeğe benzedi.
 
İngiltere önceki maçlarına oranla daha pozitif ve umut veren bir görüntü çizerken gruptan ABD’nin son saniyede gelen golü Slovenya’yı devre dışı bırakmanın yanı sıra İngilizler’i de grup ikinciliğine itti.
 
Slovenya turu kaybetti ise bu maça değil 2-0’dan berabere bitirdiği ABD maçına yansın. Şahsi fikrim ABD’nin bu grupta liderliği en çok hakeden takım olduğu şeklindeydi ve hakeden kazandı..
 
Bir kez daha görüldü ki "Futbol böyle bir şey, kendi işini kendin yapmazsan bazen de sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın."