Final Rakip Raporu: Olimpiakos

Final Rakip Raporu: Olimpiakos
Turkish Airlines Euorleague'de şampiyonluk maçına çıkacak temsilcimiz Fenerbahçe'nin rakibi Olimpiakos'u beIN SPORTS basketbol ekibinden İsmail Şenol değerlendrdi. 


"Fenerbahçe, sakatlıkların olumsuz etkisine rağmen kusursuz planladı sezonu. Zeljko Obradoviç, ne yaptı etti Nisan sonunda forma soktu takımını. Kasım ayından bu yana en iyi basketbolunu oynuyor Fenerbahçe ve bunun tesadüf olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Ne geçen sezon kaçan ribaund akıllarında, ne Real Madrid'i nasıl yendikleri. Fenerbahçe'nin önünde Euroleague kupası var. 40 dakika uzaklıkta duruyor hem de. Doğru planlamayla, sıkı çalışarak ve bir arada hareket final maçına geldi Fenerbahçe. Ancak finaldeki rakipleri Olimpiakos için de bu cümlelerin aynısı kurulabilir. Ioannis Sfairopoulos, takımını tüm sezon boyunca kusursuz yönetti ve en doğru yerde forma girmelerini sağladı. İstim üzerinde olan iki takımdan, kalitesi daha yukarıda olan Fenerbahçe. Sabırlı olup bir arada kalınırsa, bu maçın net favorisi de Fenerbahçe.

En farklı galibiyet: Baskonia, 92-62
En farklı mağlubiyet: Real Madrid, 83-65
Normal sezon derecesi: 19G – 11M
5 sayının altında biten maçlarda: 3G – 3M
Sıcak istatistik: Maç başına 37.1 ribaundla Euroleague'de lider. 
Soğuk istatistik: En düşük yüzdeyle üçlük atan ikinci takım. %33.5. 
Kulüp tarihi: 3 EuroLeague, 1 FIBA Kıtalararası Kupa, 12 Yunanistan Ligi, 9 Yunanistan Kupası şampiyonluğu 
Antrenör kariyeri: Ioannis Sfairopoulos. 2015 Yunanistan Ligi Yılın Koçu, 2 Yunanistan Ligi şampiyonluğu.

KADRO
G, Vassilis Spanoulis (11.8s, 1.8r, 6.0a)
F, Giorgios Printezis (13.0s, 5.0r, 1.2a)
G, Vangelis Mantzaris (5.5s, 2.7r,2.2a)
F, Kostas Papanikolaou (8.2s, 4.6r, 1.4a)
F, Matt Lojeski (9.8s, 3.0r, 1.6a)
G, Erick Green (10.0s, 1.9r, 1.0a)
C, Khem Birch (7.3s, 6.0r, 2.4 hücum ribaundu)
F, Ioannis Papapetrou (4.4s, 2.3r)
C, Nikola Milutinov (4.3s, 3.3r)
G, Dominic Waters (5.0s, 0.8r, 1.7a)
F, Dimitris Agravanis (4.1s, 2.1r)
C, Patric Young (2.9s, 2.5r)

EN GÜÇLÜ YÖNÜ
Takım savunması. Olimpiakos’un bir gelenek haline gelmesini sağlayan en önemli faktör, savunma. Bazı takımlar kötü bireysel savunmacılara rağmen iyi takım savunması yaparlar; bazı takımlar iyi bire bir savunmacılarına rağmen yardım savunmasını beceremezler... Olimpiakos iki tarafı da çok iyi başarabilen nadir bir örnek. Doğru yerleşimle kurdukları defansı kısa baskısıyla başlatıp, fizikli forvetleriyle sertlik düzeyini artırıp, iyi çember savunucularıyla kusursuz hale getiriyorlar. Mantzaris’le başlayan savunma, Birch ile bitiyor. Üstelik savunmayı bir hücum enstürmanı olarak da kullanmayı başardıklarında, geçiş hücumuyla kolay sayı da bulabiliyorlar. Eğer Oly bu kadar iniş-çıkış yaşadığı bir sezonda ligi üçüncü bitirdiyse, rollerin doğru oturtulması ve sert savunması sayesinde. 

EN ZAYIF YÖNÜ
Olimpiakos çok net görev tanımlarına sahip bir takım olduğundan, sene içinde gelişimini kovaladığı bir pek bir yön yoktu. Oly, kurgusu gereği Ağustos ayında yapamadıklarını Nisan ayında da yapamıyor ve esasında bu onların en güçlü yönü. Kabul ettikleri eksilerden birisi, takımın dış şut potansiyeli. Özellikle Lojeski’nin sezonu kapatması sonrası bu eksiklik takımı daha da çok yaralamaya başladı. Lojeski tek başına %42 isabetle üçlük atarken, onun haricindeki Oly oyuncuları çizgi gerisinden sezonu %32 ile tamamladı. Bu, takımın saha içi yerleşimini çok olumsuz etkiliyor. 

EN İYİ OYUNCUSU
Vassilis Spanoulis. Evet, evet, Spanoulis bu sezon maç başına dört top kaybediyor, üç sayı çizgisinin gerisinden %28 ile oynuyor, rakamlar ortada. Fakat Oly’nin bu sezonki ana hedefi, Kill Bill lakaplı yıldızını Nisan ayının sonuna sağlıklı ve formda tutmaktı. Onu başardılar. Kariyeri boyunca kritik anları, önemli maçları, büyük sahneleri oynamayı seven Spanoulis’i çeyrek finale takımı taşıdı. Sıra, Spanoulis’in takımı taşımasında. Onun skor potansiyeli ve hücumdaki doğru tercihleri Olimpiakos’un şampiyon ruhunu yeniden sahaya yansıtmasını sağlıyor. 

X FAKTÖRÜ
Vangelis Mantzaris. Oly savunmasının öncü lideri Mantzaris, özellikle Daniel Hackett’ın sakatlanıp sezonu kapatmasının ardından oyun kurucu pozisyonunda tek kaldı. Baskıyı yapmasının yanında, dış şut istikrarını bulabilecek tek kişi Mantzaris. Euroleague’deki tüm maçlarda forma giyen 27 yaşındaki oyun kurucu sahadayken, Oly rakiplerine 151 sayı fark attı. Yani Mantzaris’in sahada olması demek, Olimpiakos adına tabelaya +5 yazıyor. 

HÜCUMDA NE YAPARLAR?
Hücumda öncelik perdeleme oyunları. Birch, Milutinov ve Young gibi iyi perdeleme yapan oyuncular sayesinde adam eksiltmeyi başaran Olimpiakos kısaları, kararları rakip savunmanın durumuna göre çeşitlendirebiliyorlar. Bu noktada Lojeski’nin de eksikliğiyle, karar verici sayısının azlığı, Oly için en büyük handikap. Tüm yaratıcılık Spanoulis ve Green’in üzerinde. Topun bu kadar az kişinin elinde kalmasının sonucu olarak, Pire temsilcisi 15.2 asistle Euroleague'in en az asist yapan ikinci takımı. Üstelik Lojeski’siz Euroleague'in en kötü üçlük atan takımı olan Olimpiakos’un artık saha içi yerleşimini sağlaması da kolay değil. İşte tam bu noktada, Printezis gibi bir süper yıldız sahneye çıkıyor. Avrupa’nın en iyi dört numarası olan 32 yaşındaki Printezis, kıta sınırları dahilinde sırtı dönük oyunu en iyi oynayan isimlerin başında geliyor. Sol blokta 2012 yılında şampiyonluğu getiren basketle hatırlansa da, çoğunlukla sağ blokta topla buluşan Printezis, sağ omzunun üstünden dönerek attığı şutlarda büyük bir isabet oranı yakalıyor. CSKA Moskova’ya karşı kazandıkları tarihi zaferde tüm takım, Spanoulis’e maçı kazandıracağı zemini hazırladı. Sadece Printezis değil, Papapetrou ve Papaloukas’tan da aldılar sırtı dönük oyunu. Son bölüme gelince de, Avrupa’nın kritik anları en iyi oyuncusu Spanoulis efsanevi bir oyun ortaya koydu. Sonuçta, rahat kazandılar.

SAVUNMADA NE YAPARLAR?
Olimpiakos'un savunma kusursuzluğunu bazı istatistiklerle açıklamak mümkün. Rakipleri en az üçlük deneyen, en az üçlük isabeti bulan, en az asist yapan, en düşük yüzdeyle şut atan, en çok blok yiyen takımlar. Yetmiyormuş gibi 74.2 ile Euroleague'in en az sayı yiyen ikinci takımı olan Oly, 3.3 blokla da Avrupa'nın en çok blok yapan ikinci takımı. Üstelik Oly, kazandığı maçlarda rakiplerini tam 70 sayıda tutuyor. 

OLIMPIAKOS NASIL KAZANIR?
CSKA’ya karşı hazırladıkları oyun planına aldanmamak lazım. Çünkü Fenerbahçe, her pozisyonda iri oyunculara sahip ve sırtı dönük oyunları her şekilde savunabilir. Bu yüzden, Olimpiakos başka bir planla sahaya çıkacaktır. Lojeski’nin yokluğunda saha içi yerleşiminde zorluk çekebilecek kırmızı-beyazlılar için iki kritik nokta var. Çok istikrarlı bir takım olan Oly’de kazanılan ve kaybedilen maçlar arasında standart sapması yüksek olan tek hücum istatistiği, üç sayılar. Pire ekibi kazandığı maçlarda %36 ile üçlük atarken, kaybettiklerinde %29’da kalıyor. Bu yüzden Olimpiakos’un kazanması için birinci kritik nokta dış şut performansını yukarı çekmesi. Bunu perdelemelerden oyuncu çıkarak yapabilirler. O konuda da kusursuz bir oyuncuları var: Erick Green. Yine son dönemde forma giren Papanikolaou ve top getirmediği anlardaki Spanoulis’i de bu şekilde kullanacaklardır. İkinci kritik nokta da bire bir oyunlar. Darüşşafaka Doğuş, Baskonia ve Maccabi maçları gösterdi ki, Fenerbahçe’nin zayıf karnı bire bir hücumlar. Burada da yine en etkili oyuncuları Spanoulis ve Green. 

FENERBAHÇE NASIL KAZANIR?
1- Uzunların pasları
Fenerbahçe çok çeşitli bir hücum takımı değil. Savunmadaki başarısını zaman zaman hücumda göstermekte zorlanıyor ve bunun temel sebebi, kısa oyuncuları. Rakipler, ikili oyun savunmasında tuzak kurup, Sloukas ve Dixon’a baskı yaptığında kısalar top kaybetmeye meyilliler. Hem Panathinaikos, hem Real Madrid bu tarafa saldırdı. Ancak Zeljko Obradoviç’in buna da bir çözümü var. Topu daha uzun Bogdan Bogdanoviç’le getirip, hemen Ekpe Udoh’a teslim ediyor. Udoh da, takımın saha içi yerleşimini iyi kullanarak boşu buluyor. Panathinaikos’a karşı dört, Real Madrid’e karşı sekiz asistle bitirdiği maçlar, Obradoviç’in nasıl bir sorun çıkarıcı olduğunun resmi. Fenerbahçe, rakibin yarattığı sorunlarla uğraşmıyor, rakibe sorun yaratıyor. Üstelik Olimpiakos, kazandığı maçlarda rakiplerini 12.9 asistte tutuyor, kaybettikleri maçlarda rakipleri 17.1 asist yapıyor.

2- Sabır
Olimpiakos, 24 saniye savunma yapmaktan bıkmayan bir takım. Üst üste kaç pas yaparsanız yapın, baskıyı hiç bozmuyorlar ve defansta kalmaktan mutlu oluyorlar. Üstelik fark ne olursa olsun, maçın içinde kalmayı da başarıyorlar. Finalin düşük skorlarla geçeceğini düşünürsek, tribünlerin de hücumda tıkanma olduğu zamanlarda enerjiyi yukarı çekmesi çok önemli. Özellikle hücumda işler kötü gidebilir, iyi oyun skora yansımayabilir. Ancak Fenerbahçe çok daha kaliteli bir takım. Oyun planına sadık kalındığı zamanda, şampiyonluğun gelmesi işten bile değil.

3- Dış şut isabeti
Fenerbahçe’nin kazandığı ve kaybettiği maçlar arasındaki en büyük fark, dış şutlarda. Kazandığı maçlarda %44 ile üçlük atan Fenerbahçe, kaybettiği maçlarda %32’de kalıyor. Başta Nikola Kaliniç olmak üzere, şutörlerin yüksek yüzdeyle sokması Fenerbahçe’ye kupayı getirecektir.