Arda ve ötekiler!

Arda ve ötekiler!
Oyunun tamamı garip.. Mesela ilk 15 dakika.. Sadece sağdan çalıştı G.Saray. Arda, 3 kez düğümledi Komşu çocuklarını. Messi’yi bırak Maradona kıskanmıştır. Üç asisti de stoper bloklarında kayboldu. Sonra ilginçtir oyuna küstü Arda. Uzun soluk almak ister gibi...

Fakat sol taraftan oynamak yasaktı sanki. Kewell ve Elano üşüdüler. Benim anlamadığım şu: G.Saray’ın görüntüde merkez oyuncusu Elano. Ancak Arda liderli bir takım izliyoruz. Bu Arda’ya dayalı düzen demek. O zaman G.Saray, Arda-saray’a dönüşüyor ki, bu tehlikeli bir durum.
 
90 dakikanın tamamında izlediğimiz tablo enteresan.. Arda’nın oksijeni kadar oynadı mesela G.Saray. Son 30 dakikaya bakıyorsun. Biten bir Arda... Daha da kötüsü tükenen bir takım. Yaz kampında bu G.Saray ne yaptı merak ediyorum.. Eğer sıradan bir Avrupa maçında derbi yorgunu bir rakibe karşı 60’ta piliniz bitiyorsa, az çalışmışsınız, hatta sürekli yatmışsınız demektir..
 
Maçın soluk soluğa bitmesinin nedeni bu. Öyle ki, son bölümde uçak Keita’nın ileri anlamsız dalışları dışında, ileride faydalı bir iş yapan, top tutan yok. Nonda 90 dakikalık adam değil. Einstein Kewell zeki ama fizik kondisyon olarak yarım..!
 
Ve Elano.. Komplo teorisine girecek ancak adam pas almak için yalvarıyor adeta.. Çırpınıyor ama gören yok. İnsan bir yıldızın sahada aciz bırakılışına üzülüyor. Koşmuyor diyorlar ama dün koştu da! En azından top alabilmek için. Onun sevildiğinden şüphe ettim açıkçası.. Şu da var ki koştuğunda da bacakları dayanamadı, iflas etti.. Sakatlandı...
 
Sakatlık demişken.. Potansiyel cam adam Zan’ın sahayı erken terkedişiyle Avrupa maçlarında gelenekselleşmiş çakma stoperle (Topal) 60 dk. oynamaya mahkûm kaldılar. Topal’ın ileri oyun kuruşu güzel de geriye gelişiyle Servet’le birlikte araya atılan topları kesememesi önemli bir arıza.. Nitekim bol bol arkaya sızdı Pana’lılar.. Ama kimi anlarda cin libero Franco vardı sahnede.. Çoğu anlarda da riskli ofsayt (12) taktiği tuttu...
 
Tabii tersten sahne aldığı 3 pozisyon var. Yürekleri hoplattı... Bir kalecinin hem zirve hem dip yaptığı ender maçlardan birisiydi.. Kahramanca kurtarışlarının yanındaki ıskaları onun güvenilirliğini gölgeliyor. Nazar boncuğu olur umarım...
 
Gole gelelim.. Dedik ya, Arda ve ötekileri izledik dün gece... Onun 2. yarıda sahne aldığı tek andı. Serbest vuruştan güzel bir kurşun orta yaptı.. Ters kavisli ortalar hep nereden geldiği belli olmayan gollere yol açar. Öyle de oldu.. Sarp’ın kaleyle alakasız şutu rakibe çarpıp Tzorvas’ı avlayan bir pompalı tüfek gibi patladı..
 
Sevinç fotoğrafını ise iyi irdelemek gerekiyor. Arda koşarak Rijkaard’a geldi.. G.Saray’da ne zaman bir hoca eleştirilse özellikle yerliler hocasının kucağına atlar. Ancak bu koruma içgüdüsü hep yanlış anlaşılır. Benden söylemesi...
 
Özetle G.Saray’ın favori olduğu gruptan çıkması ülke adına güzel. 1-0’ı korumayı başarmak da! Tek şerhim ise Arda’nın hakeme kabaca itiraz edişine.. Resmen hakemi tehdit etti.. Bir kaptana yakışmıyor. O hakem ki, Nilis’in penaltısını çalabilirdi. Sevgili Arda, orantısız itirazlarını bırak lütfen.. Ancak o zaman dünya yıldızı olabilirsin.. Sabıkalı yıldızları örnek alma.. Sakın ha Arda sakın...