Var mısınız!

Var mısınız!
Lig TV Genel Müdürü Şansal Büyüka, şimdiden gelecek sezon için çağrıda bulundu. Lig TV’de yayınlanan Şansal Büyüka ile Dobra Dobra programında Ömer Güvenç’in sorularını yanıtlayan Büyüka şöyle konuştu: 
"Spor bakanı Faruk Özak’a, Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’e, Kulüpler Birliği Başkanı Aziz Yıldırım’a, TSYD Başkanı Esat Yılmaer’e, bütün kulüp başkanlarına ve ne kadar ilgili kişi varsa yeni sezon başlamadan bir şey söylemek istiyorum. Lütfen, yeni sezon başlamadan önce bütün kulüp başkanları bir araya gelsinler, omuz omuza açıklama yapsınlar... Yayıncı olarak ben de diyorum ki: Aleyhime bile olsa her türlü imzayı atmaya ben de söz veriyorum. Yeter ki futbol konuşalım! Bu konuda saydığım isimleri göreve davet ediyorum. Eğer ofsaytı, penaltıyı konuşmayın diyorlarsa ben buna da varım. Herkes bunu söyleyemez..."
 
Büyüka, hem geride kalan sezonu değerlendirdi hem de önümüzdeki sezon için tüm futbol camiasına bir çağrıda bulundu. Gelmiş geçmiş en unutulmaz sezonun yaşandığını ifade eden Şansal Büyüka, Beşiktaş'ın tertemiz bir ligde tertemiz bir şampiyonluk elde ettiğini vurguladı.
 
 
Yılın on birini de seçen Büyüka kadroyu şöyle kurdu:
 
Rüştü veya Petkovic
 
G.Gönül - Bilica - Egemen - İ.Üzülmez veya H.Balta
 
E.Dağ veya Holosko - İ.Dağaşan - Cisse veya Yusuf - Tello
 
Baros - T.Gülleri
 
 
Büyüka programda ayrıca Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve Sivasspor hakkında da çarpıcı değerlendirmelerde bulundu:
 
"YARIM ASIRLIK LİGİN EN UNUTULMAZ SEZONUYDU"

Yarım asırlık lig tarihinin belki de en unutulmaz sezonu oldu bu sezon. Çok adaylı bir yarış, heyecanı, temposu, mücadelesiyle iz bırakan bir lig yaşadık. Daha da önemlisi belki de son yılların “en namuslu, en temiz” ligi oynandı. Unutulmaz bir sezon olu hakikaten. Fenerbahçe ve Galatasaraylılar geride kalmanın üzüntüsünü yaşıyor belki ama Sivas ve Trabzon katıldı bu sefer yarışa. İyi bir lig bitti. Her şeye rağmen bu kadar eleştirdiğimiz hakemler ligin sonuna etki etmediler. İkinci yarıda konuşulacak bir karara imza atmadılar. Yönetimiyle, yayınıyla, teknik adamıyla, futbolcusuyla unutulmaz bir sezonu yaşadık. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
 
"CAN SIKINTIMIZ AZ OLDU"
Can sıkıntısının az olduğu bir lig yaşadık. Bundan dolayı mutluyum. Galatasaray – Fenerbahçe maçında çıkan olayların bu kadar büyümesi ve uzaması, 3’er, 5’er maç ligin en önemli motiflerinin ceza yemesi falan hoş olmadı. Kötü gidişatta haksız, gerekçesiz şekilde federasyonu, yayıncıyı suçlama gibi durumlar da can sıktı. Türkiye’ye çok örnek görüntüler verdi Sayın Yıldırım Demirören ve eşi ama keşke devre arasında o açıklamaları yapmasaydı. Herkes gördü ki o açıklamalar ne kadar yersizmiş. “2 büyük yaratmak istiyorlar” dedi o bahsettiği büyükler en geride kalan takımlar oldu.
 
"YAPILAN AÇIKLAMALAR ÇOK GEREKSİZDİ"
Galatasaray’ın da ligin ikinci yarısının başında federasyona cephe alışı da yanlıştı. Ligin ilk yarısı bitti “federasyondan memnunuz” dediler, ikinci yarı başladı yaylım ateşi yaptılar. Herkes gördü ki bu açıklamalar çok gereksizdi. Mesela başkan Demirören’in de devre arasında eleştirdiği kim varsa ikinci yarı bu başarının içindeydi. Federasyon ve hakemler doğru kararlarıyla olsun, yayıncı da başarılı yayınıyla olsun. Beni ürküten bir şey daha var. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, “3 yıl üst üste şampiyon olmak istiyoruz” diyor. Yiğit Şardan çıkıyor diğer yandan, “Biz de olmak istiyoruz” diyor. Öbür yandan en hazır takım Beşiktaş var, Trabzonspor var. Daha sezon başlamadan bile ortamı böylesine germenin gereği yok diye düşünüyorum ben. Olma kadar olamama şansın da var. Bu sefer beklentiler artıyor, beklentiler karşılık bulamayınca da gerilim artıyor.
 
"EN BÜYÜK PAY BAŞKAN DEMİRÖREN’İN"
Beşiktaş’ın başarısında en büyük pay sahibi olarak Yıldırım Demirören’i görüyorum. Fatura nasıl liderlere kesiliyorsa başarıda da en büyük katkı liderindir. Hem kulübün lideri olduğu için hem de herkesin kolay kolay yapamayacağı bir karara imza atıp Mustafa Denizli’yi göreve getirdiği için. Radikal bir karar aldı. Kaldı ki Mustafa Denizli’nin bu kulüpten içeri giremeyeceğini söyleyen de Yıldırım Demirören’di. Burada da önemli bir rol oynadı, inat etmedi. İşine asla müdahale etmedi. Başkan ve teknik adam zaman zaman seanslar yapmış olabilirler, bu son derece normal. Gidip soyunma odasına gireyim, takıma müdahale edeyim gibi fikirlerin içinde olmadı.
 
"MUSTAFA DENİZLİ BİR LİDER"
İkinsi sıraya da Mustafa Denizli’yi koyuyorum. Türk Futbolu’nun 2 tane lider hocası var. Biri Fatih Terim biri de Mustafa Denizli. Ben iyi hoca olmaktan bahsetmiyorum lider olmaktan bahsediyorum. Kaç hoca o kabtanlık bandını yönetimin haberi olmadan İbrahim Üzülmez’in koluna takabilir, kaç hoca kimse inanmazken “şampiyon olacağız” diyebilir. Bir de “Mustafa Denizli ballı hoca” diyorlar. Bu nasıl bir bal ben anlamadım. Adam üç büyük takımı da şampiyon yapmış. O zaman balla börekle oluyorsa bu işler hangi bal yarıyorsa bu işe gidelim marketlerden indirelim raflardan. Balla börekle olmaz bu işler. Yolladığımız Ümit Özat Köln’de, Tugay Blackburn’de neler yaptı görüyoruz. Biz başarıya ve karakterlere saygı göstermeyi ne yazık ki bilmiyoruz. Toplumsal bir zaafımız bu.
 
"BEŞİKTAŞ BİR YILDIZLAR TOPLULUĞU DEĞİL"
Üçüncü sıraya da futbolcuları koyarım başarıda. Beşiktaş bir yıldızlar topluluğu değil. Baktığın zaman “ne büyük yıldız” diyebileceğin oyuncu yok ama birbirini çok iyi tamamlayan oyunculardan kurulu. Donanımlı oyuncu olmak ayrı yıldız oyuncu olmak ayrı. Baktığımız zaman bir oyuncuyu ön plana çıkaramıyoruz. Golcülerden biri oynadı, biri oturdu… 11 gol atmış Bobo, 10’ar gol atmış Nobre ve Holosko. Görüyoruz ne kadar dengeli gol dağılımları bile. Bütün bunlar takım oyununun paylaşıldığını çok açık biçimde gösteriyor.
 
"BEŞİKTAŞ KADAR OYUNCU DEĞİŞTİREN OLDU MU?"
Bu sezon çok yaşadık yedek kulübesine alınan oyuncu formayı atıyor, şişeyi fırlatıyor… Beşiktaş kadar oyuncu değiştiren takım oldu mu ligin ikinci yarısında? Hangi futbolcu attı şişeleri, formayı? Beşiktaş’ta futbolcular daha az para almaya razı olup kadroya giremeyen oyuncuların da prim almasına imkan sağladılar. Bunlar çok önemli şeyler.
 
"MUSTAFA DENİZLİ’NİN TATİL YAPMASI LAZIM"

Ben Mustafa Denizli’nin bırakacağı haberlerinde doğruluk payı olduğunu düşünüyorum ama Beşiktaş’ın da hocayı ikna edebileceğini düşünüyorum. Ben Mustafa Hocayla dün konuştum, “üzerimden kamyonlar geçmiş gibi” dedi. Mustafa Denizli bir 10 gün 15 gün her şeyden uzak bir tatil yapmalı. Saçıyla, sakalıyla, terliğiyle yaşamalı ve bütün streslerden arınmalı. Ben hocanın böyle bir tatile, kafa dinlemeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Ben sonuç olarak Denizli’nin Beşiktaş’la devam edeceğine inanıyorum. Hoca için de Beşiktaş için de doğru olan budur.
 
"KOL KOLA AÇIKLAMA YAPILMALI"
Mustafa Denizli, Samet Aybaba, Hikmet Karaman, Aykut Kocaman… Bu isimlerin hepsi aynı şeyi söylüyor, “Türkiye’de futbol çok gergin yaşanıyor” diyorlar. Bu isimler yaşadıklarını anlatsa belki bir daha bu ülkede teknik adamlık yapamazlar. Kabul edelim ki dünyada futbolu bizim kadar baskı altında oynatan bir ülke yok. Bu baskı herkesi erken yıpratıyor, erken bıktırıyor, verimlilikler azalıyor. Mağlubiyetin ve galibiyetin kardeş olduğunu ve kol kola dolaştıklarını toplumumuza kabul ettirmemiz lazım. Bana kalsa 4 büyük kulübün başkanı sezon başında kol kola girip açıklama yapmalı, “Hepimiz istiyoruz ama bu 4 kulüpten birisi şampiyon olacak” demeli.
 
"BU İŞİN GARANTİSİ YOK"
Aziz Yıldırım 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü verdi. Hırslandın verdin. Kongreyi kazanman garanti olmasına rağmen verdin. Şimdi bu baskıyı hissedeceksin. Balkan hissedecek, yönetim hissedecek, taraftar hissedecek, federasyon hissedecek, yayıncı hissedecek… O bakımdan sezon başlarken bu gerginliği bu baskıyı kıracak bir tavır sergilemek lazım. Sonra sadece sözü verenlere değil hepimize pay çıkıyor buradan. En çok sözü verenler etkileniyor ama genelde hepsi başka yere atıyorlar suçu. Bu kadar germeyin ortamı, vermeyin bu kadar büyük sözler. Mutlaka iddialı olacaksın, futbolun doğasında var bu ama bu işin garantisi de yok. Hangi kadroyu kurarsan kur garantisi yok.
 
"DAUM’UN GELMESİ ARTIK KESİN"
Aragones’in gidecek olması bana göre doğru karar. Daum’un gelmesi de artık kesin bana göre. İstikrar diyoruz ama bu durumda 2. yıla devam edilemez. Daum niye gitti, şimdi neden geri geliyor? Bunu sorarlar insana. Son maçta gitti şampiyonluk diye gönderildi şimdi geri geliyor. Daum giderken, “oh kurtuldum baskıdan” diye gitti, şimdi geri geliyor. Erken konuşmak doğru değil ama bence Fenerbahçe akıllı bir adım attı. Daum Türkiye’yi tanıyor, Türk insanı onu seviyor, futbolunu biliyor. Başkan ne kadar kısıtlarsa kısıtlasın medyayla da arası iyi. Bir de şu var, Milne vardı Beşiktaş’a altın devrini yaşatmış, geldi 2. defa başarılı olamadı. Fatih Terim tarih yazdı Galatasaray’da, 2. defa geldi başarılı olamadı. 103 gollü Fenerbahçe’nin mimarı Veselinovic bile 2. gelişinde dikiş tutturamadı. Bütün bunlar rastlandı mı yoksa 2. gelişlerde o elektrik tutmuyor mu?
 
"UMARIM DAUM BAŞARILI OLUR"
Umarım başarılı olur Daum çünkü Fenerbahçe’nin başarısız olmasının kimseye faydası yok. Galatasaray’a da yok, Beşiktaş’a da yok, taraftara da yok, medyaya da yok. Seyirci heyecan arıyor, medya heyecan satıyor. Medya ister ki tıpkı bu sene olduğu gibi bir yarış olsun hep. Hatta daha fazla adaylı bir yarış olsun. Bak herkes çatır çatır gazete sattı, program yaptı… Beşiktaş store dünyanın parasını kazandı. Bunlar güzel şeyler, bunlar rekabetle olur. Bir kulübün başarısız olmasıyla olmaz.
 
"YILDIRIM DEMİRÖREN’İ TEBRİK EDERİM"
Yıldırım Demirören’in devre arasında yaptığı konuşmanın ne kadar geçersiz olduğu görüldü. Yaratılmaya çalıştığından bahsettiği 2 büyüğün biri 4. biri 5. oldu. Hakkı yeniyor dediği Beşiktaş bileğinin gücüyle şampiyon oldu. Bu durum bütün başkanlara ders olmalı, gerek yok böyle konuşmalara. Yıldırım Demirören’i eleştiriyoruz ama yaptıkları güzel şeylere de övgüler yağdırmamız lazım. Türk toplumunu ayakta tutan aile yapısıdır. Fedakar anneler, aileye bağlı evlatlar, ailenin birliği, diriliği… Türkiye’de büyük bir bölüm asgari ücretle geçiniyor. Nasıl oluyor bu? İnsanı dışarıya karşı aile birliği koruyor. Demirören ailesine bakıyorum. Bu aile tablosu Türk toplumunun çok hoşuna gitti bana göre. Ali İpek’i de tebrik ederim o da eşitle tribündeydi Denizli’de. Şefer tribünlerinde “yeni oradan alırım yok yatağından aldırırım” gibi kavgalar olurken bu görüntüleri vermemiz lazım artık topluma. Bir insanın iyisini de göreceksin, kötüsünü de.
 
"TÜRK TOPLUMU BU GÖRÜNTÜYÜ SEVİYOR"
Hasan Doğan’ın Avrupa Şampiyonası’nda ailesiyle birlikte verdiği görüntüler vardı. O gollerde birbirlerine öylesine sarıldılar ki Türkiye onları ne kadar kabullendi. İki aileyi de Türkiye ne kadar kabullendi. İnançlara saygı duyuyoruz biri başı kapalı bir bayan diğer tarafa bakıyoruz diğeri başı açık bir bayan. Bu ortamda bile iki aileyi nasıl kabulleniyor Türk toplumu. Böyle değerlere, böyle sıcaklıklara sahip çıkmamız lazım. Revna hanım da çok mütevazı bir insan.
 
"SİVASSPOR DESTAN YAZDI"
Sivasspor bu sezon destan yazdı, destan! İşini çok iyi bilen bir başkan, çok disiplinli bir başkan var yukarıda. Bülent Uygun da kabul edelim ki çok başarılı. Sivas’ın transfer politikası da diğer tüm kulüplere örnek almalı. Boş attıkları transfer var mı? Çok ucuza mal olan isimler hepsi. Demek ki başarının anahtarı doğru transfer yapabilmek, takımdaşlığı sağlayabilmek. Kabul edelim ki Sivas ikinci yarıda bir düşüş yaşadı. Eğer bu düşüş olmasaydı Sivasspor Beşiktaş’ın elinden bu kupalardan birini alabilirdi. Bu efsanevi başarıyı gölgeleyebilirdi.
 
"SİVAS’A DA BU KADAR YÜKLENMEYELİM"
Bilica, Galatasaray maçındaki gibi oynayacaksa bir soru işareti olacaktır tabi ki. Daha ne olacağı da belli değil. Sivasspor tabi ki başarılı olacaktır yine. Sivasspor’un da ikinciliği Beşiktaş’ın şampiyonluğu kadar büyük başarıdır bana göre. Fenerbahçelerin, Galatasarayların bile her sezon içinde olamadığı bu şampiyonluk yarışında Sivas’ı her sene beklemeyelim, bu kadar da yüklenmeyelim.
 
"TRABZON’DA ÇALIŞMAK ÇOK ZOR"
Trabzon’a da Şenol Güneş gelemiyor sanırım, öyle duyduk. O da Türkiye’de çok haksızlık yaşamış bir insan. Türkiye’yi dünya üçüncüsü yapmış bir insan. Trabzon’da da bu iş çok karmaşık. Ahmet Özen de son haftaya kadar çok iyi geldi Ersun Yanal’dan sonra. Ahmet Hoca’yı a bu kadar methediyorlar. Bu kadar methediyorsan kardeşim o zaman seneye devam et. Trabzon’da yerli olsun, yabancı olsun çalışmak çok zor. İnanılmaz bir baskı var.
 
"AYKUT KOCAMAN’IN FENERBAHÇE İÇİN ADI GEÇİYOR"
Aykut Kocaman’ın da Fenerbahçe’ye sportif direktör olabileceği yönünde haberler var. Rıdvan’ın da adı geçiyordu ama Aykut Kocaman ön planda. Lugano’nun da uzaklarda yaptığı açıklamalar var, demek ki bağları koparmış artık. Fenerbahçe seyircisinin sevgilisi haline gelmiş Lugano bunları söylüyorsa biraz dikkat etmek lazım. Başkan bu sezon futbol takımıyla çok yakından ilgilenecek gibi. Ben bir sportif direktörün aradaki bölgeyi oluşturması bana göre çok mantıklı bir karar olacaktır. 
 
"HASAN ŞAŞ’I UĞURLAMA BİÇİMİ HOŞ OLMADI"
Galatasaray’da bana göre iyi bir kadro var. Bülent Korkmaz gelirken başka bir seçim alternatifi olamazdı. Her başarısında imzan olan kulüp sana “gel” diyor. Gelmese, “şimdi gelmeyeceksen ne zaman geleceksin, Galatasaray’ı sattın” gibi sözler olacaktı. Getiriyorsan güveneceksin. “Son gazi” diyorum ben ona, Hasan Şaş’a… Mektupla “ilişkimiz bitmiştir” diyorsun. Çağırırsın Hasan’ı, küçük bir kokteyl yaparsın… Bunlar hiç hoş olan şeyler değil. Hasan’ı uğurlama şekli hiç hoş olmadı. Sanki Galatasaray Yönetimi’nin içinde de yetki tartışması var gibi. Önce yönetimin içinde beraberliğin sağlanması lazım. Ben Adnan Polat’ın, Aziz Yıldırım ve Yıldırım Demirören kadar yönetimine hakim olduğuna inanmıyorum açıkçası. “Fazla mı demokratik, fazla mı özgürlükçü acaba?” diye düşünüyorum. Galatasaray önce bu yönetiminde birlik kurmalı. Bu, takımdaki birliktelikten bile daha önemli.
 
"ERSUN YANAL, 3 BÜYÜKLERDE DENENMELİ"
Fatih Terim’in de adı geçiyor Galatasaray için ama ben gideceğini düşünmüyorum. Fatih Hoca da heyecan arar zaman zaman ama ben Milli Takım’da rahat olduğunu düşünüyorum. Federasyonun da onu bırakacağını düşünmüyorum. Ersun Yanal’ın da ben 3 büyüklerde denenmesi gerektiğini düşünüyorum açıkçası. Galatasaray’ın beli sakatlıklardan dolayı da doğrulmadı gitti. Buna bir çare bulmaları gerekiyor.
 
"FENERBAHÇE’NİN İŞİ ZOR"
İşi en zor olan takım Fenerbahçe gelecek sezon için. Çok fazla takviyeye ihtiyacı var. Van Nistelrooy, Cordoba, Barnetta isimleri duyuyoruz ama bunlar hep söylenti. Belli ki Aziz Başkan savaşan bir takım oluşturmak istiyor, bunu mutlaka yapmalı. Yenilgi olabilir, seyirci buna tepki koymuyor. Savaşmayan takıma seyirci tepki koyuyor. Böyle 2 ileri, 1 geri oynayarak kabul görmüyor takımlar. Fenerbahçe’nin ölüsü gitti Trabzon’u yendi. Elinde iyi bir kadro, bir ruh var… Bunu desteklemen lazım.
 
ŞANSAL BÜYÜKA’DAN YILIN KADROSU
Yılın takımı bana göre Beşiktaş, alkışı alan Sivasspor. Yılın teknik direktörü de, kazanan her zaman haklıdır, Mustafa Denizli. Alkış alan hocalar, Bülent Uygun, Ersun Yanal, Ertuğrul Sağlam, Hikmet Karaman, Mehmet Özdilek, Erhan Altın, Rıza Çalımbay. Bir karma kafamdan geçtiğinde kaleye Rüştü’yü mü koysam Petkovic’i mi koysam diye düşünüyorum. Geri dörtlüde Gökhan Gönül, Bilica, Egemen var. Ömer Erdoğan'a da buradan tebriklerimi gönderiyorum. Sol kanatta da İbrahim Üzülmez ve Hakan Balta’yı ayıramıyorum. Orta sahada sağ kanat için açıkçası çok düşündüm. İki Beşiktaşlıyı koydum sonuçta. Biri Ekrem Dağ diğeri Holosko. Orta sahanın ortasında İbrahim Dağaşan’ı düşündüm. Yanında yine iki Beşiktaşlı var. Biri Cisse biri de Yusuf. Orta sahanın solunda Tello. İleri ikilinin biri kayıtsız şartsız Baros. Yanına da küme düşen takımın santrforu Taner Gülleri’yi koyuyorum. Bunlar dışında Sercan, Volkan Şen, Veli’nin, Tjikuzu, Martin Kus, İbrahim Akın, Engin Baytar, Batuhan, Arda Turan, Ayhan, Mehmet Topal, Mustafa Pektemek, Troisi, Özer Hurmacı, Orhan Şam, Kocaeli’nden Hamza aklımda kalan isimler. Hayal kırıklıklarım var. Gençlerbirliği rakip takımlar sayesinde kümede kaldı. Antalya maçı berabere bitse Gençlerbirliği küme düşüyordu. İlhan Başkan’ın bir özeleştiri yapması lazım.
 
"BUGÜNE KADAR GÖRDÜĞÜM EN GÜZEL ŞÖLENDİ"

Beşiktaş’ın şampiyonluk şöleni bugüne kadar gördüğüm en güzel, en coşkulu şölen oldu. Ben Beşiktaş’ın şöleninden önce İtalya şampiyonu Inter’inkini de gördüm Beşiktaş’ınki kadar coşkulu değildi. Tüm statlarımızda bir ışık huzmesi dışında zifiri karanlık oluyor, bu yoktu. Seyirci çok coşkuluydu. Mahmut Özgener ıslıklanırken Yıldırım Demirören sahanın ortasına kadar gidip Mahmut Özgener’i aldı. Tribünlere bir anlamda “susun” dedi. Mahmut Özgener’e de haksızlık ediliyor bana göre çok dik bir duruş sergiliyor. Hep alışılmış ya federasyona iş yaptırmaya, bu ortadan kaklınca bazıları rahatsız oldu. Sonuç olarak Beşiktaş’ın kutlaması çok güzeldi ama sadece en sonunda keşke seyirci sahaya girmeseydi.
 
"TERTEMİZ LİGİN TERTEMİZ ŞAMPİYONU"
15 yaşında bir çocuk çıktı podyuma Beşiktaş’ın a takımıyla birlikte. Sordum Mustafa Hoca’ya “ne işi var?” diye. “Aykut o’nun adı, müthiş bir sol ayağı var, büyük futbolcu olacak” dedi. Kum çalışmasına yollamış onu. Hem tatil yapacakmış hem de kumda çalışacakmış. Bu sezon, bu çifte kupa Beşiktaş’a her şeyiyle çok yakıştı. Tertemiz ligin tertemiz şampiyonu oldular. Hak edilmiş bir şampiyonluktur.
 
"BUNLARI HERKES SÖYLEYEMEZ"
Spor bakanı Faruk Özak’a, Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’e, Kulüpler Birliği Başkanı Aziz Yıldırım’a, TSYD Başkanı Esat Yılmaer’e, bütün kulüp başkanlarına ve ne kadar ilgili kişi varsa yeni sezon başlamadan bir şey söylemek istiyorum. Lütfen, yeni sezon başlamadan önce bütün kulüp başkanları bir araya gelsinler, omuz omuza açıklama yapsınlar. Böyle bir mesajı, böyle bir görüntüyü kamuoyuyla paylaşsınlar. Görecekler ki bu görüntüden sonra bahsettiğimiz baskıdan herkesten önce onlar kurtulacaklar. Yayıncı olarak ben de diyorum ki: Aleyhime bile olsa her türlü imzayı atmaya ben de söz veriyorum. Yeter ki futbol konuşalım! Bu konuda saydığım isimleri göreve davet ediyorum. Eğer “ofsaytı, penaltıyı konuşmayın” diyorlarsa ben buna da varım. Herkes bunu söyleyemez. Ben bunu da diyorum. Bir maçın çekimi kur, çek, kaldır 10 saat. Eksi 25’te de artı 25’te de maç çektik. Zor oldu ama sanırım kusursuz bir yayın dönemini geride bıraktık. Son 4 hafta Türkiye’de yayıncılık tarihinin yazmadığı bir olay yaptık. 7 naklen yayını aynı anda yaptık. LİG TV’deki arkadaşlarıma da kamuoyu önünde teşekkür etmek istiyorum.
 
(Maraton.com.tr)