"Şanssızlık mazeretimiz olamaz"

"Şanssızlık mazeretimiz olamaz"
Ünal Karaman... Trabzonspor'un 90'lı yıllarına damga vuran yıldızlardan biri... 8 numaralı formasıyla orta sahayı rakiplere dar eden, güçlü fiziğini mükemmel tekniğiyle birleştiren, bordo mavili bir efsane o... Futbolculuğu döneminde tekme, omuz, çekmeyle yılmayan bu savaşçı, şimdi çok daha zor bir savaşın içinde.
 
25 seneyi aşan şampiyonluk özlemini futbolculuğu dönemide dindiremeyen Ünal Karaman, çeyrek asırlık hasreti bu kez "Sportif Direktör" apoletiyle sona erdirmeyi amaçlıyor. Ancak bu amaca ilk sezonunda ulaşamayacağı daha şimdiden görülmeye başladı gibi. Sezona kötü bir giriş yapan Trabzonspor'da hedef artık bu sezonu en iyi yerde tamamlamak ve hatalardan ders alıp gelecek sezon yeniden şampiyonluk umutlarını yeşertmek...
 
Trabzonspor Sportif Direktörü Ünal Karaman, işte bu zor günlerde Ligtv.com.tr Haber Müdürü Erdem Erol'a açtı kapıları...
 
Karaman o bildik netliğinde konuştu.
Lafı gevelemedi, bahane üretmedi...
"Hatalarımız var" dedi...
"Şanssızlık mazeret olamaz" dedi...
"Taraftarımız konuşulanın aksine olgundur" dedi...

  
İşte Ünal Karaman'ın Ligtv.com.tr'ye yaptığı açıklamalar:
 
"FAYDALI ELEŞTİRİYİ DİKKATE ALIRIZ"
Uzun yıllar Trabzonspor’da forma giydiniz. Son yıllardaki ve hatta bu sezonki kadar eleştirilen bir Trabzonspor’u ne kadar yaşadınız?

Eleştirinin olduğu yerde ilgi vardır. Trabzonspor’a duyulan bu ilgiden rahatsızlık duymayız. Eleştiriler bizim düşünemediğimiz perspektiften, bizim göremediğimiz açıdan olunsa da dikkate alabiliriz, tabii ki kişisel haklara saldırıya dönüşmedikten sonra... Ama diğer açıdan da sadece Trabzonspor’da değil futbolda vardır eleştiri ve herkes bu işi çok iyi bilir veya bildiğini zanneder! İş olsun diye yapılmış bir eleştiriyi tabi ki dikkate almayız. Ama bize katkı sağlayacak, Trabzonspor’un her daim başarılı olması için yapılan önerileri de dkkate almamak mümkün değil. Ve onlardan çok faydalandığımızı da ifade edebilirim.
 
"GAZETECİLERE İDEAL 11 SORDUK, HERKESİNKİ FARKLIYDI"
Dikkate alıp da "Bunu düşünmemiştik, böyle yapsak daha iyi olur” dediğiniz bir eleştiriyi hatırlıyor musunuz?

En basitinden şunu söyleyeyim: Geçenlerde Trabzonspor ile ilgilenen basın mensubu arkadaşlara ve camiadan bazı isimlere ideal kadro soruldu. Herkesin 11’i farklıydı. Demek ki teknik kadronun çıkarttığı 11’e her saygı duymamız gerekiyor. Onlarla fazla zaman geçiren, diyalog halinde olan, ilişki kuran ve takımımızı başarılı kılmakla sorumlu olan insanların almış oldukları kararları saygıyla karşılamak gerekiyor. Onun ötesinde bizim olmazsa olmazımız şu olmalı: Trabzonspor içinde bulunduğu durumu elbette kendisine yakıştırmıyor. O anlamda yapılan her türlü eleştiriye sonsuz saygı duyuyorum. Ve insanlar şundan emin olsunlar, bunların hepsi geçicidir. Trabzonspor en kısa dönemde arzu ettiğimiz günlerine dönecektir. Ben iddialı bir şekilde şunu söylüyorum, önümüzdeki yıl yani bu senenin belli bir döneminden sonra inşallah önümüzdek yıl Trabzonspor şampyonluğun en güçlü adayı olacaktır. Bundan taraftarımız emin olsun.
 
“GÜZEL GÜNLER YAKINDIR”
Önümüzdeki sezon için diyorsunuz yani.

Şu dönem itibariyle işimizin zor olduğunu biz de biliyoruz. Biz asla hedefsiz olmayız. Trabzonspor’un hedefsiz olma şansı mümkün değil olmaz. Ama malesef kötü bir başlangıç yaptık ve beklemediğimiz puan kayıpları yaşadık. Şu andan itibaren “Şampiypon olacağız” demek çok uzak bir hedef olur. Biz oynayacağımız her müsabakayı hafta hafta değerlendirip, ligde en güzel yer neresiyse orayı bulmaya gayret edeceğiz. Ama önümüzdeki yıl çok öneml katkılarla iyi bir yapılanmaya gidip, bu seneki hatalardan ders çıkartıp, bu hataları yapmayan bir Trabzonspor’u sevenlerimize armağan etmek istiyoruz. Ve “İnşallah taraftarımızın da desteğiyle arzu ettiğimiz hedefe ulaşacağız” diyorum. Güzel günler yakındır.
  
“HATALARIMIZIN FARKINDAYIZ”
Bu sezon başında hedefinz neydi?

Trabzonspor’un hedefi bitmez. Trabzonspor her türlü yarışın içerisinde olmak ister ve öncelikli hedefi Şampiyonlar Ligi’nde olmaktır. Geçen sene ucundan kaçmış bir Şampiyonlar Ligi var. Geçen sene şampiyon olunabilecek bir ortam vardı ama bazen şartlar istediğiniz gibi oluşmuyor, arzu ettiğiniz puanları alamıyorsunuz. Belki onun yarattığı hayal kırklığıyla bu sezona böyle bir başlangıç yaptık. Ama yanlışların, nerelerde eksik kaldığımızın farkındayız. Biz kendimizi sorgulayan bir yapıya sahibiz. Trabzonspor camiasının önemli mesajları oluyor, bize yol gösteriyorlar, çok yapıcı eleştiriler söz konusu, bunların hepsi gelecekteki  aydınlık günler için bize yol haritası belirleyecek. Kayserispor galibiyetini de başlangıç gibi görüp; önümüzdeki günlere, yıllara daha güvenle bakacağız.
 
Geride kalan haftalarda alınan sonuçları...
Yakıştıramıyoruz kendimize.
 
“BAŞARI DA BAŞARISIZLIK DA TÜM CAMİANINDIR”
Teknik-taktik eksklik mi... Kadro eksikliği mi... Şanssızlık mı... Kötü sonuçları nelere ve hangi sıraya bağlıyorsunuz?

Öyle bir şey yapma şansımız yok. Başarı veya başarısızlık varsa tüm camianındır. O hata yaptı, bu hata yaptı gibi bir sorgulama küçük insanlar içindir ve biz onların üzerinde çok fazla durmayız. Ama tabii ki siz saha dışında ne kadar mükemmel şeyler yaparsanız yapın, tesisleşme, kulüp bütçesi, yapılanma anlamında; işin özü saha neticesi. Dolayısıyla bütün çalışanların motivasyonunun üst seviyeye çekilmesi anlamında bu saha sonuçlarının çok ciddi önemi var. Ama sonuç bazen olumlu olmayabilir. Siz doğru yaptığınızdan emin olursunuz ama arzu ettiğiniz sonuçları alamazsınız. Bütün birimlerimizle, bütün alanlarda profesyonel bir yapılanmayla birlikte inşallah en az hata yapan takım hüviyetine biran önce bürünüp, bizi ligde iyi yerlere taşıyacak, taraftarlarımızı sevenlerimizi mutlu edecek bir Trabzonspor’u oluşturma gayreti içinde olacağız. Başarısızlık varsa ilk önce ben bunda pay sahibiyimdir ve kendi üzerime alırım. Dolayısıyla “O hata yaptı bu hata yaptı” deme lüksümüz ve anlayışımız söz konusu değil.
 
“MAZERETİMİZ ŞANSSIZLIK OLAMAZ”
Şans faktörü?

Öyle bir şey yok.
 
Maçlarda şans faktörü yok mu yani?
Ben şu ana kadarki dönemde Trabzonspor’un mazeretinin şans olduğuna katılanlardan değilim. Demek ki birşeyleri eksik yaptık ve başaramadık. Ben şans faktörüne inanmıyorum.
 
“TARAFTARIMIZ ÇOK OLGUN, ONLARA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Trabzon insanının aceleciliği, istediği sonucun olmaması durumunda ağır biçimde eleştirmesi gibi özellikleri var. Ayrıca siz de “Basın mensuplarına ideal kadro sorduk, herkes farklı bir 11 yazdı” dediniz. Burada böyle ilginç tablolar var ve yıllardır bu böyle. Bu durum başarının gelmesini ne kadar engelliyor? Çok fazla etkili oluyor mu?

Çok fazla etkili değil. Ben bunu şu anlamda söyledim. Biz bir kere kendine inanmayan insanlar değiliz. Dolayısıyla yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyorsak birilerinin değil, onların, yüzlerin, binlerin yapmış olduğu kadro da bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Önemli olan doğru işi yaptığına inanmak ve Trabzonspor’u temsilde bireysel hırsların değil de Trabzonspor gerçeğinin ön planda tutulması mantığıyla hareket etmek. Trabzon insanının aceleci olması, başarıyı bir an önce istiyor olması şeklinde adledilebilir ama ben Trabzonspor’un uzun yıllardır sabreden bir taraftarı olduğunu düşünüyorum ve birilerinin şampiyonluk yaşadığı yerde Trabzon seyircisinin de bu şampiyonluğu hakettiğini düşünenlerdenim. Taraftarımız her geçen gün daha da olgunlaşıyor. Ben şu ana kadarki ilgiden, sabırdan dolayı kendilerine sizler aracılığıyla teşekkür ediyorum. Gerçekten inanılmaz bir olgunluk içerisindeler ve çok bilinçli şekilde eleştiriyorlar. Şundan emin olsunlar bizim tek amacımız onları mutlu etmek.
 
Kayserispor maçının ilk 25 dakikasında istediklerini yapmayan-yapamayan, bir anlamda rakibin üstünlüğünü kabullenmiş gibi görüntü çizen bir Trabzonspor vardı. Ardından yapılan 2 değişiklikle ilk yarı 2-1 üstünlükle tamamlandı. Maçın 2. yarısında da farklı 2 görüntü çizen bir Trabzonspor vardı. Bir duran, oynamayan, ardından koşan, topa basan, pas yapan, sonra yine duran, top yapamayan bir Trabzonspor. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

Bunlar futbolun içerisinde olan şeyler. Sonuçta bir rakiple oynuyorsunuz ve rakibin de bir gücü var. Ve gücünün sınırı ne olursa olsun karşınızda rakip oldukları için siz ona saygı duyuyorsunuz. O bahsettiğiniz 25 dakikalık bölüm, rakibin çok üstün olduğu değil, bizim arzu ettiklerimizi yapamadığımız bir bölümdü. Bu futbolda olağandır, zaman içerisinde bu tip sorunlar yaşayabilirsiniz ama gerekli müdahaleler yapılmıştır, futbolcu arkadaşlarımız oynadıkları oyunu ve sonucu kendilerine yakıştıramamışlardır ve direnişle beraber arzu edilen sonucu almışlardır. Onlara ayrıyeten teşekkür ediyoruz.
 
“İSTANBUL TAKIMLARINDAN FARKLI BİR RUH TAŞIMALIYIZ”
“Direnişle beraber” dedinizya; bir anlamda Trabzonsporluluk ruhu bu mu?
Bizim oyun karakterimiz bu. İstanbul takımlarıyla maddi anlamda belki boy ölçüşemeyiz. Onların transfer bütçesini belki biz gösteremeyiz ama bizim onlardan farklı bir ruhumuz olmalı. Karadeniz insanının genetiğinde hem haksızlığı, hem de başarısızlığı kabul edememek var. Hiç kimsenin sonuçla ilgili bir tavrı olduğunu asla düşünmüyorum. Biz orada o direnişi, o mücadeleyi göstermiş olsaydık ve yine malıp olsaydık, inanıyorum ki o taraftar kalkıp ayakta bizi alkışlardı. Varolan gücünüzü kullanmazsanız, insanların da genetiğindeki kaybetmeme, pes etmeme duygusundan dolayı ufak tefek serzenişleri, protestoları olabilir. Ben bunları doğal karşılıyorum. Bir kere daha üzerine basarak söyleyeyim, kesinlikle insanların işi sonuçla değil. Eğer varolan gücünü kullanmazsanız, kullanma gayreti içinde olmazsanız o zaman insanların eleştirilerini de normal karşılamanız gerekiyor. Ben özellikle bu sene taraftarımızda o olgunluğu görüyorum ve sonsuz saygı duyuyorum.
 
“BROOS DA ELEŞTİRİLEBİLİR”
Broos ile ilgili düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum. Kendisiyle ilgili eleştiriler var. “İstifa etsin”den tutun “Bu takımın teknik direktörü olamaz”a kadar eleştiri yapılıyor.
Hocamız bunların hangisini dikkate alıp hangisini dikkate almayacağını çok iyi bilmeli çünkü yeterli bir tecrübeye sahip. Ayrıca hiç kimse eleştirilmez değil. Bu ülkede cumhurbaşkanları, başbakanlar, ülkeye kupa kazandıran teknik adamlar, dolayısıyla herkes eleştiriliyor. Bu eleştirilerden alacağını almak, dikkate almaman gerektiğinde de çok fazla önemsememek gerekir. Çünkü Türkiye’de ne basında ne de bu eleştiriyi yapan insanlarda belli bir standart var. O standartın aranmadığı nokta içerisinde de bunları çok önemsememek lazım. Eğer birşeyleri gerçekten yanlış yaptığınıza inanıyorsanız, zaten aklınız size ne şekilde hareket etmeniz gerektiğini söyler. Ama şu an itibariyle herhangi yaşadığımız bir sorun yok. Elbetteki sonuçsal manada sorunlarımız var. Ligde bulunduğumuz durumu kabul etmemiz söz konusu değil. Teknik kadromuzla ilgili şu anda bir sorunumuz yok.
 
BROOS’A SİTEM: “ÖNCE İÇERİDE KONUŞMALIYIZ”
Broos’la bu istifa söylemlerini konuştuk. Kendisi asla istifa etmeyeceğini, istifa etmesi için bazı şartların oluşması gerektiğini söyledi. Ve bir dosya hazırladığını, yönetime bunu sunacağını, istediği yerlere transferler yapılmadığı taktirde istifa şartlarından birisinin oluşmuş olacağını ifade etti. Yani Broos da takımda eksikler olduğunu böylece dile getirmiş oldu.

Kulüp çalışanlarının birbirlerine karşı sorumlulukları var. Biz sayın hocamızın isteklerini elbette ki dikkate alırız. Ama bunları önce kendi içimizde konuşup yorumlamamız daha uygun düşer. Dolayısıyla kulüp menfaatleri, kulüp stratejileri, teknik kadroya göre ayrı yönetenlere göre ayrı şekilde olmaz. Biz hocamıza inanıyoruz, güveniyoruz. Elbette raporlarını ve söylediği oyuncuları dikkate alacağız ki; bunun en basit örneği Gabriç’tir. Trabzonspor’un başarısı ortak menfaatimiz olduğu için ayrı telden çalmamız söz konusu değildir ama şu anki tablo, bizim kadromuzun yetersizliği anlamı taşımamalı. Bizim çok değerli oyuncularımız var. Ve şunu iddialı olarak söyliyeyim, 2 tane 11 çıkartıp, ikisini de yarıştırabilecek şekilde yetenekli oyuncularımız var. Ama malesef iyi bir başlangıç yapamadık. Onlar da iyi olmadığının farkındalar. Biran önce o bütünlüğü sağlayıp arzu ettiğimiz sonuca ulaşmaya çalışacağız ama transfer dönemi geldiği anda da bütçe hesabı yapılır, mevcut oyuncularımızın kadro içerisindeki yapıları oturulup hocayla konuşulur ve hocamızın verdiği rapor doğrultusunda onlar dikkate alınarak gerekli katkılar yapılmaya çalışılır.
 
“FATİH TEKKE’Yİ İSTERİZ”
Fatih Tekke dersem ne dersiniz?

Fatih Tekke bizim çok sevdiğimiz bir kardeşimiz. Trabzonsporluluğu da tartışılmaz...
 
Transferi için epey uğraştınız.
Şu an transfer dönemi değil ama o dönem geldiğinde Fatih Tekke’nin de başka kulübe transfer olma şansı olabilir, Trabzonspor’un da Fath Tekke’yi transfer etme şansı olabilir.
 
Herhalde Fatih Tekke’yi yine istersiniz.
Elbette ki isteriz. Bizim için çok önemli bir oyuncu.
 
“GÖKDENİZ’İN BARÇA’YA ATTIĞI GOLÜ ABARTMAYIN”
Gökdeniz Karadeniz’i konuşalım biraz. En son attığı golle Barça’yı yıkan sim oldu.

Onlara gol atsınlar, başarılı olsunlar diye o takımın formalarını giyiyorlar. Dolayısıyla o konular çok fazla abartılmamalı. Onun için bu transferi yaptılar, onun için o takımların formalarını giydiler. Yapılması imkansız bir olaymış gibi değerlendirilmesi bence o oyuncuları övmekten daha ziyade biraz yeteneklerine haksızlık gibi geliyor. Onlar zaten bunları yapabilecek oyuncular. Ekstra birşey yapmıyorlar. Bizim gönlümüzden geçen bunların sürekli kılınması.
 
Trabzonspor taraftarı da bu oyuncuların bunları çok iyi yaptığını ve yapacağını bildiği için, bordo mavili formayla görmek istiyorlar. Bu değerlerin dışarıda oynamasını kabul etmiyorlar.
Her yeteneği kendi bünyenizde barındıramazsınız. Dolayısıyla da diğer takımlara haksızlık etmeyeceksiniz.
 
  
Erdem Erol
Ligtv.com.tr Haber Müdürü
[email protected]