Rakip kim olacak ?

Rakip kim olacak ?

Bu yıl sonuncusu düzenlenen UEFA Intertoto Kupası'nda ülkemizi temsil edecek Sivasspor'un muhtemel rakibi Cumartesi günü oynanacak karşılaşmayla belli olacak. İşte rakipler

Turkcell Süper Lig'in 2007-2008 sezonunun belki de en çok tartışılan konusu sezon sonu itibariyle UEFA Kupası'na katılacak takımın belirlenmesi üzerindeki statü düzenlemesi oldu.

Sivasspor ve Beşiktaş'ı karşı karşıya getiren ve 3'lü averajla çözülen sorun, büyük tartışmaların ardından Beşiktaş'ın UEFA Kupası'na katılmasıyla sonuçlanırken, Sivasspor da Intertoto Kupası'na katılma hakkı kazandı.

UEFA İntertoto Kupası'nda 2006 yılına kadar UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası'na katılamayan 3 takım UEFA Kupası'na 1. Tur'dan başlama hakkı kazanıyordu. 2006 yılından itibaren statü değişikliği ile daha revaçta bir organizasyon haline gelen bu kupadaki ilk 11 takım UEFA Kupası'na 2.Ön Eleme Turu'ndan katılma hakkı kazanmaya başladı.

Bu tarihten itibaren isteğe bağlı olmaktan çıkarılan ve üye ülkeler için zorunlu hale getirilen organizasyon, Kayserispor'un 2 tur oynayarak UEFA Kupası'na katılması Türkiye'de de önemini artırdı.

Intertoto Kupası'nda 2. Tur ilk maçları 5-6 Temmuz, ikinci maçları ise 12-13 Temmuz'da oynanacak. 3. Tur maçları ise 19-20 ve 26-27 Temmuz'da yapılacak. Intertoto Kupası'nda 3. Tur'da başarılı olan takımlar, UEFA Kupası'nın İkinci Ön Eleme Turu'na katılmaya hak kazanacaklar. 

Bu yıl sonuncusu düzenlenecek olan Intertoto Kupası'ndaki muhtemel rakiplerimizi Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Özgür Dirim Özkan * Ligtv.com.tr okurları için değerlendirdi.

YUGO EKOLÜ MİRASI
Birçok futbol otoritesinin hemfikir olacağı bir nokta, eğer dağılmasaydı Yugoslavya’nın futbolda Avrupa’nın en güçlü ülkeler arasında yer alacağıdır. Tuna Ekolü diye bilinen ve İkinci Dünya Savaşı öncesinde Macaristan, Çekoslovakya ve Yugoslavya gibi ülkeleri dünya futbolunda fırtına gibi estiren üstün top tekniğine dayalı "Tuna Ekolü", 1950’li yıllarda kondisyon ve takım oyununa da verilen önemle bu ülkeleri Avrupa ve Dünya futbolunda yenilmez kılmıştı. Özellikle fiziksel performanstaki artış, futbolcuların aynı zamanda birden çok spor dalıyla ilgilenmesiyle birebir bağlantılıdr. Yugoslavya adeta bir futbolcu fabrikasıydı. Bazı kısıtlamalar olsa da yine de o dönemde Yugoslav futbolcular Avrupa transfer pazarında önemli bir yerdeydi. Ülkenin gelişkin spor altyapısı bu pazarı besleyebilecek kaynaklara sahipti. Türkiye’de de sıkça rastlanılan ve "Yugo" olarak nitelenen futbolcular bunun bir örneğidir.

Yugoslavya ulusal futbol takımı, farklı etnik gruplardan oyuncuları barındırmasıyla aynı zamanda ülkenin "birlik" ruhuna da hizmet etmekteydi. Fakat, futbol aynı zamanda Yugoslavya’nın bölünmesinde de önemli bir rol oynadı. Başta Kızılyıldız-Dinamo Zagreb (Sırp-Hırvat) rekabeti olmak üzere Yugoslavya’nın farklı cumhuriyetlerindeki taraftar grupları ülkedeki çatışmalarda etkin rol oynadılar. Yugoslavya’nın dağılması Yugoslav futbol okulunun da tarihe gömülmesine yol açtı. Fakat, yine de 1991’de Yugoslavya tam da dağılmanın eşiğindeyken Kızılyıldız UEFA kupasını kaldırma başarısını göstermişti. 1991-1995 yılları arasında yoğun olarak yaşanan çatışmalar sonrasında iktisadi krizlerle de boğuşan eski Yugoslav ülkelerinde durum yavaş yavaş düzelmeye başladıkça futbol da yeniden uyanmaya başladı. Hırvatistan ve ardından Slovenya’nın uluslararası arenada gösterdikleri başarılara Bosna-Hersek, Makedonya ve Sırbistan’ın "sağı solu belli olmayan" rakipler olarak Avrupa’nın belli başlı takımlarını bile ürküttüğü bilinmektedir.

Bu ülkelere bir yenisi eklendi: Karadağ...

KARADAĞ FUTBOLU
İki sene önce bağımsızlığını ilan edip Sırbistan’dan ayrılan 650 bin nüfuslu küçük bir ülke olmasına rağmen, Karadağ futbolda önemli başarılar elde eden Yugoslavya’da futbolcu fabrikası olarak biliniyordu. 1991 yılında UEFA kupasını kaldıran Kızılyıldız kadrosunda yer alan, daha sonra da AC Milan’da senelerce başarılara imza atmış olan Saviçeviç’in yanı sıra, Juventus’un efsanevi oyuncusu Predrag Miyatoviç ve seksenli yıllarda Beşiktaş’ta oynamış olan Kovaçeviç ve Galatasaray’ın efsane kalecisi Simoviç’in de memleketi olan Karadağ iki senedir kendi bağımsız ligine sahip. Menejerliğini Dejan Saviçeviç’in yaptığı Karadağ Ulusal Takımı oyuncularının büyük çoğunluğu yurtdışında profesyonel hayatına devam ediyor.

Mladen Bozoviç (kaleci): Partizan / Sırbistan
Srcan Blaziç (kaleci): Levadiakos / Yunanistan
Darko Bozoviç (kaleci): Partizan / Sırbistan
Vukaşin Poleksiç (kaleci): Debrecen / Macaristan
Milan Jovanoviç (defans): Cluj / Romanya
Savo Paviçeviç (defans): Voyvodina / Sırbistan
Radoslav Batak (defans): ANKARASPOR / TÜRKİYE
Jovan Tanesiyeviç (defans): Dinamo Moskova / Rusya
Dejan Ognjanoviç (defans): Estoril Praia / Portekiz
Elsad Zverotoviç (defans): FC Wil / İsviçrre
Vlado Yekniç (defans): Wiesbaden / Almanya
Risto Lakiç (defans): Partizan / Sırbistan
Simon Vukçeviç (orta saha): SPORTİNG LİZBON / Portekiz
Igor Burzanoviç (orta saha): Kızılyıldız / Sırbistan
Mitar Novakoviç (orta saha): OFK Belgrad / Sırbistan
Nikola Drinçiç (orta saha): Amkar Perm / Rusya
Vladimir Bojoviç (orta saha): Rapid Bükreş / Romanya
Branko Boşkoviç (orta saha): Rapid Viyana / Avusturya
Milorad Pekoviç  (orta saha): Mainz / Almanya
Corciye Çetkoviç  (orta saha): Hansa Rostock / Almanya
Rade Ptroviç (orta saha): Borats Çaçak / Sırbistan
Yanko Tumbaşeviç (orta saha): Voyvodina / Sırbitan
Vladimir Vuyoviç  (orta saha): Luch Energiya / Rusya
Stevan Yovetiç (forvet): FİORENTİNA / İtalya
Mirko Vuçiniç (forvet-kaptan): ROMA / İtalya
Dragan Bogavats (forvet): SC Paderborn 07 / Almanya
Milan Puroviç (forvet): SPORTİNG LİZBON / Portekiz
Radomir Calovits (forvet):Rijeka / Hırvatistan
Nikola Nikeziç (forvet): Le Havre / Fransa
Srcan Radonyiç (forvet): Odense / Danimarka

Şu ana kadar hiçbir uluslararası resmi turnuvaya katılmamış olan Karadağ 2010 Dünya Kupası’na katılabilmek için İtalya, Bulgaristan, İrlanda, Gürcistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’yle birlikte 8. Grupta mücadele edecek. Karadağ’a pek şans tanınmasa da özellikle evinde oynayacağı maçlarda Avrupa’nın önemli kulüplerinde oynayan uluslararası deneyime sahip oyuncuları rakip takımlara kök söktürebilir. Bir çok yıldız oyuncunun yurtdışında oynadığı Karadağ’da Birinci Lig’in tartışmasız en önemli takımı olan Zeta eski günlerini arıyor. Adını Karadağ’ın antik dönemdeki coğrafi ismine borçlu olan "Zeta", 1927 yılında kurulmasıyla Karadağ’ın ilk futbol kulüplerinden. Kulübün 2000 yılından bu yana başkanlığını yürüten eski Yugoslav gizli servis şefi, yeni işadamı Rayo lakaplı Radoyitsa Bojoviç döneminde özellikle altyapıya önem verilmiş. Altyapıya verilen önemin meyvaları Rayo’nun başkanlığındaki dördüncü sezonda toplanmaya başlanmış ve Zeta 2004/2005 Sırbistan-Karadağ liginde Kızılyıldız ve Partizan gibi takımların ardında ligi üçüncülükle bitirmiş. Bir sonraki sezon bağımsızlığını ilan eden Karadağ’ın ulusal futbol liginin de ilk şampiyonu olan Zeta bu sezon averajla şampiyonluğu kaybetmiş.

FK GRBALJ
Eski Yugoslav liginde önemli bir başarısı bulunmayan 1970 yılında kurulan ve maçlarını 1500 kişi kapasiteli Radonoviçi Stadyumu’nda oynayan Grbalj’in ise son iki senedir İntertoto Kupası’na katılması dışında bir başarısı bulunmuyor. Geçtiğimiz sezon şampiyon Buduçnost’un 11 puan ardından ligi dördüncü sırada bitiren Grbalj bir önceki sezon da Karadağ’ı İntertoto Kupası’nda temsil etmiş ve Romanya takımı AFC Gloria 1922 Bistrita’ya ilk turda elenmişti. Deplasmanda 2-1 yenilen Grbalj kendi evinde ise ancak 1-1 berabere kalabilmişti. Deplasmanda kaybedilen maçta Grbalj’in attığı tek golün sahibi bu sezon Zeta’da oynayacak olan Miloş Calas Karadağ takımlarının Avrupa Kupaları’ndaki ilk golünü atma unvanına da sahip oldu. Grbalj bu sezon Calas’la beraber bir çok oyuncusunu transfer sezonunda takımda tutamadı.

En iyi oyuncusu ve Karadağ milli takımı defansının da bel kemiği Luka Pejoviç’i Mogren’e, iki Nijeryalısı Victor Agboh ve Kelechi Collins’i Mladost Apatin’e kaptıran Grbalj’in en büyük kaybı ise yaklaşık 800.000 Euro değer biçilen Karadağ’ın en pahalı ayaklarından, bir önceki sezon Karadağ’da en iyi futbolcu ödülünün sahibi ve bu sezon Rudar Pljevlja için ter dökecek olan Aleksandar Nedoviç. Grbalj yaşadığı mali krizden dolayı transfer sezonunda takımdan ayrılan futbolcuların yerini dolduramadı. Fizik üstünlüğe dayalı teknik bir futbol oynayan Grbalj’in Bosna’nın Çelik takımıyla oynayacağı ön eleme maçlarında favori takım olarak Bosna takımı gösteriliyor.

BOSNA FUTBOLU
Futbol, Bosna-Hersek için her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Öyle ki, Bosna-Hersek’in ilk sivil toplum örgütlerinden olan Gjergelez bir futbol kulübüydü. Bosna Futbolunun gelişim süreci Yugoslav futboluyla birebir bağlantılıdır. Bosna’daki futbol kulüplerinin büyük çoğunluğu Yugoslav Krallığı’nın kurulmasından sonra kurulmuştur. İkinci bir atılım da Tito döneminde yapılmış, hemen hemen her kenti temsil eden futbol kulüpleri kurulmuştur. Eski Yugoslav’ya da Sarajevo, Zeljeznicar, Çelik, Velez gibi önemli takımlarla temsil edilen Bosna, özellikle atik ve teknik kapasitesi yüksek forvet oyuncularıyla nam salmıştı. Fakat, savaş herşeyi olduğu gibi futbolu da derinden yaraladı. Şu anda Bosna ligi belki de dünyanın en politik liglerinden. Bosna’daki futbol takımlarını birbirlerinden etnik kimlikler ayrılıyor. Aynı etnik kimliğe sahip takımların birbirlerine maç "verdikleri" sıkça rastlanılan birşey. Ulusal boyutta ise, Bosna’nın en büyük sıkıntısı "Bosna-Hersek Futbol Federasyonu" (Nogotmetni/Fudbalski Savez Bosna i Hercegovinu. Bosnalılar kısaca "Savez – yani Birlik" diyorlar). Bosna’da "Savez" denildiği zaman akla yolsuzluklar, rüşvet ve benzeri şeyler geliyor. Futbolseverler geçen yılki Norveç-Bosna maçında Bosnalı taraftarların sahaya attıkları meşaleler yüzünden yarım saatliğine durduğunu hatırlayacaktır. Bu davranışın sebebi kör bir fanatizm değildi. Maçta "Savez" protesto ediliyordu.

Aslında Bosna çok iyi oyunculara sahip. Fakat oyuncuların bir çoğu Savez yüzünden ulusal takımda oynamak istemiyor. Bosna futbolunun efsane ismi Sergey Barbarez bu isimlerin en başında geliyor. Juventuslu Hasan Salihamiciç de ulusal takımda oynamıyor. Bosna-Hersek ulusal takımı oyuncularının hemen hemen tamamı, tüm eski-Yugoslav ülkelerinde olduğu gibi, yurtdışında top koşturuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un tecrübeli file bekçisi Kenan Hasagiç’in yanısıra süper lige terfi eden Eskişehirspor da bu seneki transfer sezonunda 1,85 boyundaki Bosnalı milli defans oyuncusu Saffet Nadareviç’i renklerine bağladı.

Diğer ülkelerde top koşturan Bosnalı futbolcular ise şöyle:

Veldin Muharemoviç (defans): Lokeren / Belçika
Samir Merziç (defans): Teplice / Çek Cum.
Saşa Papats (defans): GLASGOW RANGERS / İskoçya
Emir Spahiç (defans): LOKOMOTİF MOSKOVA / Rusya
Ivan Radelyiç (defans): Energie Cottbus / Almanya
Sanel Yahiç (orta saha): Aris / Yunanistan
Senad İbriçiç (orta saha): NK Zagreb / Hırvatistan
Miralem Pyaniç (orta saha): O.LYON / Fransa
Zvezdan Misimoviç (orta saha - kaptan): WOLFSBURG / Almanya
Darko Maletiç (orta saha): Partizan / Sırbistan
Seyad Salihoviç (orta saha): Hoffenheim / Almanya
Branislav Kruniç (orta saha): FC Moskova / Rusya
Elvir Rahimiç (orta saha): CSKA MOSKOVA / Rusya
Dario Damjanoviç (orta saha): Luch-Energia / Rusya
Admir Vladaviç (orta saha): Zilina / Slovakya
Zlatan Muslimoviç (forvet): ATALANTA / İtalya
Edin Ceko (forvet): WOLFSBURG / Almanya
Vedad İbişeviç (forvet):  Hoffenheim / Almanya
Adnan Çuştoviç (forvet): Excelsior Mouscron / Belçika
Zelimir Terkeş (forvet): Zadar / Hırvatistan

Bilindiği gibi, Bosna-Hersek 2010 Dünya Kupası eleme grubunda Türkiye’yle birlikte. Kadrosunda çok iyi oyuncular bulunan Bosna yönetim kademesindeki sorunları giderirse grupta sürpriz yapabilecek bir potansiyele sahip. Özellikle forvet hattında hızlı ve teknik oyuncalara sahip olan Bosna, hatırlanacağı gibi geçtiğimiz Haziran ayında Türkiye’yi Saraybosna’daki maçta 3-2’lik skorla yenmişti. Türkiye’de oynanan ve Türkiye’nin 1-0 kazandığı maç ise Bosna-Hersek futbolu hakkında bizi yanıltmasın. Bosna halkı kadar, Bosnalı oyuncular da iddialarının kalmadığı gruptan Türkiye’nin çıkmasını istiyorlardı. Nitekim, Avrupa Kupası maçlarından sonra Bosnalıların büyük kentlerde yaptığı ve özellikle Hırvatistan maçı sonrası çatışmalara kadar varan kutlamalar bunun kanıtıdır.

Bosna ligi savaştan bu yana henüz kendini toparlayabilmiş değil. UEFA Bosna ligini 2002 yılına kadar, yani Sırp, Hırvat ve Boşnak takımlarının birlikte oynadığı bir lig kurulana kadar daha önce sadece Boşnaklarla Hırvatların bir arada oynadığı ligi tanımadı. Bu ise Bosna liginin uzun süre uluslararası müsabakalardan uzak kalması sonucunu doğurdu. Bunun dışında ülke ekonomisinde yaşanan durgunluk elbette futbolu da vuruyor. Yukarıdaki listede görülebileceği gibi, futbolcular ilk fırsatta yurtdışına transfer olmaya çalışıyor. Bunun ise temel sebebi ekonomik. Futbolun beklenen kalitede olmamasına rağmen Bosna ligi çekişmeli bir görünüme sahiptir. Sırp-Hırvat-Boşnak takımları birbirleri arasında rekabet ederken Saraybosna-Zenica-Tuzla-Mostar gibi büyük kentlerin takımları da kendi aralarında kent rekabetine dayanan geleneklerini devam ettirmektedir. Bunların arasında en ön plana çıkan Zenica takımı Çelik’le Saraybosna takımları Sarajevo ve Zeljeznicar’la yaşanan rekabettir. Bu rekabette sonu ölümle bile biten kavgalar yaşanmıştır. Çelik taraftarları Bosna’da en fanatik taraftar grubu olarak bilinmektedir.

Geçtiğimiz sene Saraybosna’ya taşınanana kadar Bosna’daki Türk Birliği’nin konuşlandığı Zenica kentinin futbol takımı Çelik’in ismi kentteki çelik fabrikasından geliyor. 1945 yılında kurulan kırmızı-siyahlı takım beş kere birinci lige çıkıp yeniden küme düşmesiyle Yugoslavya liginin "asansör" takımlarından biri olarak biliniyordu (Bosnalılar "Asansör" yerine "yo-yo" terimini kullanıyorlar). Buna rağmen toplamda 15 sene Yugoslavya birinci liginde oynayan Çelik 1972 ve 1973 yıllarında ardarda iki kere Mitropa Kup’u (Orta Avrupa Kupası’nı) kaldırmış. Alt yapısından Elvir Boliç gibi, Türkiye’de oynadıktan sonra Avrupa çapında da kendisi için hatırı sayılır bir üne kavuşmuş olan bir yıldızı çıkarabilmeyi de başarmış olan Çelik, bağımsızlıktan sonra Bosna-Hersek’teki Sırp ve Hırvat takımlarının da katıldığı karma lige kadar olan dönemde 1994-2000 yılları arasında sadece altı sezon devam eden Boşnak liginde üç kere şampiyon olabilmiş. Bu başarının ardında yatan temel unsur cepheden uzak bir bölgede bulunması nedeniyle altyapı tesislerinin 1992-1995 arasındaki savaşta zarar görmememesi. Buna rağmen 2000 yılından bu yana Çelik’in tek başarısı oldukça çekişmeli geçen 2007/2008 Bosna Premiyer Ligi’nde şampiyon Modriça’nın sadece üç puan ardından elde ettiği üçüncülük.

Çelik aynı zamanda 2001-2002 sezonunda katıldığı Intertoto Kupası'nda da Türkiye'den Denizlispor'la eşleşmiş ve Denizlispor'u her iki maçta da yenerek (1-0 ve 5-3) tur atlayan takım olmuştu. İlk maçta kendi evinde 1-0 kazanan Celik, Denizlispor'un daha sonra bir trafik kazasında hayatını kaybeden golcü futbolcusu Doğan Seyfi Atlı'nın da forma giydiği ve golle buluştuğu rövanş karşılamasında, Denizlispor'u 5-3 yenmeyi başarmıştı.

YETENEK FABRİKASI
Geçtiğimiz sezon Çelik’in filesini koruyan 23 yaşındaki genç kaleci Yasmin Buriç Bosna-Hersek’in son yıllarda yetiştirdiği en önemli yeteneklerden biri olarak gösteriliyor. 2007/2008 sezonunda en iyi onbir için seçilen Buriç çoğunluğu yurtdışında oynayan Bosnalı futbolcuların yeraldığı Bosna-Hersek Milli Takımı kadrosundaki halen Bosna liginde oynayan nadir futbolculardan birisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye kalecisi Kenan Hasagiç’in yedeği. Fakat, kulüple para sıkıntısı yaşayan Buriç takımı terketti. Çelik onun yerine geçtiğimiz sezonun şampiyonu Modriça’nın kalecisi Bojan Tripiç’i renklerine bağladı. Çelik’in transfer sezonunda en büyük kaybı Bosna-Hersek’te oynayan en iyi orta saha futbolcusu olan Josip Lukareviç oldu. Gol yollarında yaşadığı sıkıntılarla bilinen Çelik geçtiğimiz sezon sadece 36 gol atarken, kalesinde 30 gol görmüş. Beş golle Çelik’te geçtiğimiz sezon en çok gol atan oyuncu olan Emir Hadziç takımdaki önemli oyunculardan. Genç bir takıma sahip olan Çelik’in altyapısından yetişen 20 yaşındaki orta saha oyuncusu Şerif Hasiç de geleceğin yıldız adaylarından olarak görülüyor. Daha once İskoç takımlarından Heart of Midlothian’ı satın alan Rus milyarder Vladimir Romanov’un uzun zamandır mali kriz yaşayan Çelik’i satın alacağı yönünde dedikodular dolaşsa da Bosna’daki hjenüz yerine oturmamış mali yapı yüzünden böyle bir şeyin çok zor gerçekleşeceği biliniyor. Çelik’i ayakta tutan ve belki de üçüncü olmasını sağlayan en önemli etken ise ateşli taraftarları.
 
 
 
BOSNA'NIN ATEŞLİ TARAFTARLARI
Yugoslavya döneminde bile en önemli on taraftar grubu yer alan Çelik taraftarlarının bu desteği Bosna-Hersek Futbol Federasyonu tarafından da biliniyor. Öyle ki, bu desteği arkasında görmek isteyen milli takım önemli karşılaşmalarını Zenica’nın 18.000 kişi kapasiteli Bilino Polje Stadyumu’nda oynuyor.
 
Bu haftasonu Karadağ’da oynanacak rövanş karşılaşmasını Macar hakem üçlüsü yönetecek. Maç UEFA kriterlerine uymadığı için Grbalj’in kendi stadyumu olan Radonoviçi yerine Real Sociedad’ın golcü futbolcusu Delibasiç’in memleketi, şu sıralardaysa Rus Mafyası’nın sürekli villa ve arazi satın aldığı tatil beldesi Budva’da olan Niksiç’te oynananacak.

Maç her ne kadar akşam saatlerinde oynanacak olsa da, gün içindeki sıcaklığın 40 dereceye vardığı düşünülürse, futbolcuların fiziksel olarak zorlanacakları bir maç olacak. Zenica’daki maçta avantajı yakalayan Çelik turun favorisi olarak gösteriliyor. Çelik teknik direktörü Ivo İştuk, maçtan once yaptığı açıklamada takımda hâlâ eksikliklerin olduğunu, özellikle orta saha, forvet ve stopper mevkileri için bazı futbolcularla hâlâ görüşmekte olduklarını ama bu maça yetiştirmediklerini fakat bu sene kırmızı-siyahlı formayı giymeye başlayan golcü futbolcu Armin Kapetan’dan gayet memnun olduğunu, altyapıdan gelen Zahiroviç, Dilaver ve Duvnjak’ın da genç yaşlarına rağmen takıma olumlu katkıda bulunduklarını açıkladı.

Geçtiğimiz Cumartesi günü (21 Haziran) Zenica Bilino Polje Stadyumu’nda oynanan ilk maçta ev sahibi Çelik takımı Grbalj’i 3-2 yenmişti. Maça hızlı başlayan Grbalj yeni transferi Marko Kasalica’nın 7. dakikadaki golüyle öne geçmeyi başarmıştı. Fakat maçın geri kalan kısmında daha güçlü olan rakip karşısında 30. dakikada Çelik orta saha oyuncusu Mahir Kariç’in golüne engel olamadı. Maçın ikinci yarısında 59. dakikada Yunan hakem penaltı noktasını gösterdi ve Çelik’in skorer oyuncusu Emir Hadziç’in penaltıdan attığı golle Çelik öne geçen taraf oldu. Kırmızı Siyahlı ekipten oyuna ikinci yarıda giren Zoran Novakoviç’in 77. dakikada attığı golle farkı arttıran Çelik bu dakikadan sonra daha rahat bir oyun oynamaya başladı. Uzatma dakikalarında kontra ataktan Darko Paviçeviç’in ayağından bir gol bulan Grbalj farkı bire indirdi.
 
Çelik’in Karadağ takımı Grbalj’la 28 Haziran günü T.S.İ. 18:30’da Niksiç Şehir Stadyumu’nda oynayacağı ön eleme ikinci ayak maçı sonrasında belli olacak.


*: Özgür Dirim Özkan

Yeditepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Görevlisi

"Futbol Taraftarlığı ve Kimlik" konusundaki araştırmasını Balkan Futbolu üzerine sürdürüyor.