"Nuri Şahin'in acıları"

"Nuri Şahin'in acıları"

Almanya'da yayınlanan "11 Freunde" (11 arkadaş) adlı spor dergisi, Bundesliga takımlarından Borussia Dortmund'da oynayan milli futbolcu Nuri Şahin'i kapak yaptı.

"Nuri Şahin'in acıları" başlığı altında yayınlanan yazıda, toplam 6 sayfada Nuri'nin genç yaştaki kariyeri anlatıldı.

Profesyonel futbol kariyerinde 4. sezonunu oynayan Nuri'nin, yetenekli oyununun, profesyonel futbol yaşantısında yeterli olmadığının bilincinde olduğu belirtilen yazıda, Nuri'nin genç yaşta şöhreti yakaladığı, bu şöhretin geçici olabileceği endişesiyle yeni yollar denediği, Hollanda'nın Feyenoord Rotterdam takımına gittikten sonra kendisine Bundesliga'da tüm zamanların en genç futbolcusu unvanını kazandıran Borussia Dortmund'a döndüğü ifade edildi.

Hollanda liginde 29 kez forma giyen Nuri'ye Galatasaray ve Beşiktaş gibi takımların da talip olduğu, ancak Borussia Dortmund'un 2010 yılına kadar kendisiyle bir sözleşme yaparak renklerine bağladığı kaydedilen yazıda, Türkiye'nin 17 yaş altı takımıyla 2005 yılında Avrupa Şampiyonu olduğu, turnuvanın en iyi oyuncusu seçildikten sonra da Chelsea, Manchester United ve Galatasaray gibi uluslar arası kulüplerden kendisine transfer teklifleri geldiği hatırlatıldı.

Eski Alman Futbol Federasyonu (DFB) Başkanı Gerhard Meyer-Vorfelder'in Nuri'ye, Alman milli takımıyla birlikte antrenmanlara çıkmasını da önerdiği ifade edilen yazıda, ancak Almanya'nın Lüdenscheid kentinde doğan Nuri'nin Türk milli takımı formasını giyme kararı verdiği ve milli takımda gol atan en genç futbolcu unvanını da aldığı kaydedildi.

Borussia Dortumund Menajeri Micheal Zorc, takım arkadaşları Dede ve Raman Weidenfeller'in, bu dönemde Nuri'ye önemli ölçüde destek vererek, kendisini yanlışlar yapmaktan koruduklarını söyledi.

Yazıda, çok çekingen olduğu belirtilen Nuri'nin, "Teknik direktör Marwijk (Dortmund'un eski teknik direktörü) ile konuşamazdım" sözlerine yer verildi. Nuri'nin, Marwijk ile çoğu kez yüz yüze yaptığı görüşmelerle öz güvenini artırdığı kaydedildi.

Dortmund'da oynadığı ikinci sezonda takım başarısının iyi olmadığı, Marwijk'in 2006 yılının aralık ayında takımdan ayrıldığı, basının da Nuri'yi eleştirmeye başladığı belirtilen yazıda, Nuri'nin profesyonel yaşantı içinde yorulmaya başladığı görüşüne yer verildi.

Nuri, bu dönemi, "İstikrarlı oynamıyordum. İyi bir oyun oynadıktan sonra bunu 3 kötü oyun izliyordu. Dinlenmeyi başaramıyordum. Bazen 40 dakika sonra yoruluyordum" şeklinde anlattı.

17 yaş altı takımından tanıdığı arkadaşlarının uluslar arası kulüplerde başarılar yaşarken, kendisinin takımda yedek oyuncu olarak bulunduğunu hatırlatan Nuri, "Bazen kendime, 'Arsenal'de Cesz Fabregas ve Manchester'de Anderson'un olduğu yerde ben de olabilir miydim' diye soruyorum" dedi.

Borussia Dortmund'da daha sonra teknik direktörlük görevine getirilen Thomas Doll'un, Nuri'yi hesaba katmadığını söylemesinden sonra Nuri'nin, kariyerinde büyük bir başarısızlıkla karşı karşıya kaldığı belirtilen yazıda, Galatasaray'ın kendisini transfer etmek istemesine rağmen, gelişmesine daha fazla katkı sağlayacağı gerekçesiyle Zorc ve danışmanı Reza Fazeli'nin tavsiyeleriyle Feyenoord Rotterdam'a gittiği kaydedildi.

Feyenoord takımında yeniden başarıyı yakalayan Nuri'yle ilgili olarak, takımın yabancı oyunculardan sorumlu yetkilisi Jan Mastenbroek'in Nuri'yi överek, "Ne istediğini biliyordu. Çok hırslı ve sabırlı bir şekilde eksikleri üzerinde çalıştı. Bunun gibi bir genci hiçbir zaman gece yarısı diskoteklerden getirmek gerekmiyordu" şeklinde konuştuğu bildirildi.

Yazıda, Nuri'nin Rotterdam'da, 18 yaşına kadar kendisine gösterilen ilgiyi yeniden bulduğu, 2006 yılında nişanlandığı kuzeni Tuğba'yla 2007 yılı son baharında evlendiği belirtildi.

Nuri, geleceğiyle ilgili olarak yaptığı bir açıklamada da "İngiltere'de 3 ya da 4 yıl oynamayı hayal ediyorum. Kariyerimi de günün birinde Türkiye'de sona erdirmek istiyorum. Ancak daha önce Borussia Dortmund'a bazı şeyleri geri vermem lazım" şeklinde konuştu.