Memura yüzde 2! Yayına yüzde 200!

Memura yüzde 2! Yayına yüzde 200!
Hükümet ile memur sendikaları maaşlara zam konusunda günlerdir görüşüyorlar. Hükümetin önerisi ilk altı ay için %2, ikinci altı ay için % 2... Memur sendikaları haklı olarak bu zammı son derece az buluyor ve uzlaşmak bir yana, tepki koyuyor, eylem yapmaya hazırlanıyor.
  
Hükümet de biliyor bu zammın az olduğunu. Ama hesap yapıyor, kitap yapıyor, işin içinden çıkamıyor. Ülkenin yapısı, mali şartları, ekonomik durum daha fazlasına izin vermiyor. Hükümet belki de seçimde ciddi bir oy kaybına uğrayacağını bildiği halde %2'lik zam oranını en azından şimdilik artıramıyor.
 
Hükümetin  memura %2 zam önerdiği, Türkiye'nin % 13 ile Cumhuriyet tarihinin en derin küçülmesini yaşadığı, dünyanın global krizle çalkalandığı bir ortamda, yaklaşan yayın ihalesi için % 200'e varan, akıl dışı zamlar, artışlar konuşuluyor.
 
Bakıyorsunuz, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerde yayın artışları %2 ile %9 arasında dolaşıyor. Bizde  ise beklenen ve istenen rakam, neredeyse mevcut rakamın  % 200'ünü buluyor.
 
Hatta  bu konuda Hükümet'i gaza getirmeye çalışanlar, bazı kurumları baskı altına almaya uğraşanlar var.
 
Kardeşim, Hükümet'e baskı yapıp, bu işin içine çekmeye çalışsanız ne olacak. Memura % 2 zam önerilen bir ortamda aynı Hükümet, ilgili kurumlara 'bu yayın ihalesini % 200 zamla alın mı' diyecek.
 
Hiç kusura bakmayın, bu sözüm bir, ya da birkaç kulüp için değil. Genellikle hepsi için. Siz ülkemize daha geçen yıl 800 bin euro'ya gelen bir oyuncuyu, bir yıl sonra 10 katı para verip, yani 8 milyon euro ödeyip alıyorsanız, size % 200 zam da yetmez.
 
Hani bir laf vardır, 'bunlar ya hesap bilmiyorlar, ya da dayak yememişler' diye. Aynen öyle.
 
Unutmayın, % 200'e yakın zam istediğiniz futbolu da, genellikle %2 zam önerilen işçi-memur ve benzeri kesim izliyor. O %2 zammı da getirip sizin hesapsız-kitapsız futbol harcamalarınız için mi kullansınlar.
 
KUSUR MU?
Son dönemlerde Arda Turan ile sıkça görünen oyuncu Sinem Kobal 'Sevgili olamayız, çünkü ben çok koyu bir Fenerbahçeliyim' demiş.
 
Sinem Kobal, Arda ile sevgili olmadığını anlatabilmek için keşke başka bir yol bulsaydı. İki sevgiliden birinin Galatasaraylı, diğerinin Fenerbahçeli olması ne zamandan beri 'iki sevgili' olmayı engelliyor?
 
Baba- evlat, karı-koca Fenerbahçeli, Galatasaraylı olabiliyor da, 'iki sevgili' mi olamıyor? Tek kelimeyle; saçma...
 
DİLİN KEMİĞİ YOK
Bizim futbol dünyası, biri bin yapmaya, dedikoduyu kartopu gibi büyütüp haber olarak ortaya atmaya bayılır.
 
Şimdi dillerde Beşiktaş ile Gaziantep arasındaki transfer olayları var. Yıldırım Demirören ile İbrahim Kızıl başkanın ciddi bir iş ortaklığı var ya, buna dayanılarak elli türlü dedikodu yapılıyor.
 
Efendim,  İsmail Köybaşı ile Tabata transferinden ortaya çıkan yaklaşık 13.5 milyon euroluk bonservis bedellerinin doğru olup olmadığı tartışılıyor.
 
Oysa Beşiktaş kulübü, İsmail'in 5.5 milyon euroluk bonservis bedelini Borsa'ya çoktan bildirdi. Sanırım Tabata'nın 8 milyon euroluk bonservis bedelini de bir-iki gün içinde bildirir.
 
İbrahim Kızıl Başkan da kamuoyuna bu bonservis bedellerinin Gaziantepspor kulübünün kasasına girdiğini gösteren belgeleri açıklarsa,çirkin dedikoduların önüne geçmiş olur.
 
Hani 'zenginin parası züğürdün çenesini yorar' demişler ya, hiç olmazsa ne başkanlar daha fazla yıpransın, ne de çeneler daha fazla yorulsun.
 
BEŞİKTAŞ KÖTÜ MÜ?
Beşiktaş'ı, son Gaziantepspor maçında kötü bulanlara ben katılmıyorum. Bana göre Beşiktaş kötü oynamadı.
 
Ayrıca biz rakibe saygı duymayı da henüz öğrenemedik. Beşiktaş'ın galibiyete gidemeyişinde, Gaziantepspor'un mücadelesinin hiç mi etkisi olmadı.
 
Ama kesin olan eksikler de var. Örneğin sağ kanat savunmasında, özellikle iç saha maçlarında İbrahim Kaş'ın yerine Erhan oynasa hücum aksiyonlarını daha fazla geliştirmez mi?
 
Yarınları olabilir. Buna rağmen İbrahim Üzülmez gibi bir klasik sol kanat savunmacısı varken, İsmail'e  6.5  milyon euroluk maliyet çok fazla değil mi?
 
Orta alanda Fink, asla bir Ernst değil. O zaman Cisse varken, yeni bir maliyet ile Fink'i almak ne kadar doğru? Üstelik Cisse'nin hücum aksiyonları Fink'te var mı?
 
Geçen sezonun çift kupalı şampiyon kadrosuna, abur-cubur transferler yerine, iki 'baba' transfer yapsanız daha iyi olmaz mıydı?
 
PUAN FARKI 9 OLUR MU?
Beşiktaş'ı son Gaziantep maçında kötü bulmadığımı söylüyorum ama, bir yandan da siyah- beyazlılar adına ciddi bir tehlikenin kapıya dayandığını görüyorum.
 
Fenerbahçe ile Galatasaray, bugün ve yarın oynayacakları maçları kazanırlarsa, Beşiktaş ile aralarındaki puan farkını 6'ya çıkaracaklar.
 
Beşiktaş adına işin kötü tarafı, bundan sonraki ilk haftayı Ali Sami Yen deplasmanında Galatasaray maçı ile geçirecek olması.
 
Beşiktaş bu maçı kaybederse, Galatasaray ile arasındaki puan farkı bir anda 9'a çıkar. Aynı hafta Fenerbahçe de kazanırsa  bir başka 9 puanlık fark da Fenerbahçe ile oluşur.
 
İlk beş haftada iki ezeli rakiple 9'ar puanlık fark. İnanıyorum ki, hiçbir Beşiktaşlı bunu düşünmek,  aklına getirmek, hesabını bile yapmak istemiyor.
 
Beşiktaş için, biri kendi elinde olan iki yol var...
 
Birincisi Fenerbahçe ile Galatasaray'ın bugün ve yarın puan kaybetmeleri için dua etmek.
 
İkincisi gidip Ali Sami Yen'de Galatasaray'ı yenmek...
 
Kabul edelim ki, iki yolda da Beşiktaş adına zorluklar var...
 
TURLARIZ
Avrupalı rakiplerimiz belli oldu. Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'ın Manchester United'ın üstüne çıkması düşünülemez. Ama CSKA Moskova ile Wolfsburg'un altında kalması da düşünülemez. UEFA'da Galatasaray ile Fenerbahçe'nin rakipleri ise, iki takımın bütçelerinin dörtte biri maliyetle kurulan takımlar. Hatta Twente'yi aradan çıkartırsanız, bir Balkan turnuvası gibi. Aralarında İtalyan yok, Alman yok, İspanyol yok, Fransız yok. Gerçekçi gözle bakıldığında ve rakipler iyi incelendiğinde Beşiktaş'ın grup ikincisi, Galatasaray ile Fenerbahçe'nin de grup birincisi olarak yollarına devam etmeleri gerekiyor.
 
Bu kadrolar boşuna mı kuruldu, bu paralar (aşırı bir savurganlık var ama) boşuna mı harcandı? Eğer bu paralar lig şampiyonluğu için harcandıysa, ne gerek vardı?
 
Zaten son 25 yıldır Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş'tan biri şampiyon olmuyor mu?
 
HARÇ BİTTİ YAPI PAYDOS
Galatasaray da, Fenerbahçe de UEFA rövanş maçlarında ortaya koydukları futbolla , aldıkları sonuçla tat vermediler.
 
Ama iş bittikten sonra motive olmak da kolay değil. İlk maçta Galatasaray 5-0 yapmış, Fenerbahçe deplasmandan 2-0'la dönmüş. Üstelik rövanş maçlarını çok değişik ve çok eksik kadrolarla oynadılar.
 
O zaman bu maçlara bakıp, endişeye kapılmayın. Galatasaray da, Fenerbahçe de bu maçları 'harç bitti, yapı paydos' anlayışıyla oynadı.  Belki doğru bir anlayış değil ama,  turu geçmeye yetti de arttı bile.
 
YILIN 'EN'LERİ
Yılın yöneticisi: İbrahim Kızıl
Yılın zam şampiyonu: Tabata
Yılın hovardası: Beşiktaş
  
(Şansal Büyüka - Akşam)