Mahşerin 4 atlısı!

Mahşerin 4 atlısı!
Bu sezon da final four hedefi ile başladığımız Euroleague sezonunda Anadolu Efes ile umutlansakda Londra'daki dev organizasyonu yine televizyon başında izlemek zorunda kalacağız.

Yeni formatıyla görücüye çıkan Eurolugue'de son 4'e kalan takımlar; Real Madrid, Barcelona, CSKA Moskova ve Olympiakos oldu.

Yarı finalde CSKA Moskova, Olimpiyakos ile Real Madrid ise Barcelona ile eşleşti.

Sezonun geneline baktığımız zaman Barcelona dışında kalan takımlar inişli-çıkışlı bir performans sergilesede, karar maçlarında kadro derinliği olan ve yıldız oyuncuları yüksek performans gösteren takımların bir adım öne çıktığını gördük.

CSKA MOSKOVA...
Caja Laboral'i 3-1 ile geçerek final four'a kalan CSKA Moskova geçtiğmiz yıl İstanbul'daki rüya finali dramatik bir biçimde kaybedince Jonas Kazlauskas ile yollarını ayırma kararı aldı. 1999'da Zalgiris Kaunas'ı büyük bir sürprize imza atarak Tyus Edney, Anthony Bowie ve George Zidek'li kadrosuyla şampiyon yapan Litvanyalı coach büyük eleştirilere karşın yıldızlar topluluğu olan kadroyu iyi bir şekilde idare etmeyi başarsa da, finalde Olympiakos'un büyük sayı farkından geri dönmesine izin verince koltuğunu Messina'ya devretmek zorunda kaldı. CSKA Moskova daha önce kendilerine Eurolugue şampiyonluğu yaşatan Messina ile tekrar anlaşma yaparken, kadroda da ciddi değikiliklere gitti. Kirilenko, Shved ve Siskauskas gibi önemli oyuncularını kaybeden CSKA Moskova Weems, Micov, Papaloukas ve Erceg gib isimleri kadrosuna dahil etti.

Messina'lı CSKA Moskova sezona çok iyi bir başlangıç yapmamasına karşın, İtalyan Coach sistemini zaman geçtikçe takıma empoze etmeye başladı. Özellikle Tedosic üzerinde olumlu bir etki yapan Messina yıldız basketcinin oyununu bir kademe daha yükseltti. Sonny Weems'in skorer olarak öne çıktığı CSKA Moskova'nın en büyük gücü ise pota altı. Özellikle Krstic-Kaun'un birlikte oynadığı maçlarda CSKA Moskova rakiplerine çok büyük sıkıntı yaşatıyor. Euroleague'de başarılı olmanın güçlü bir pota altından geçtiğini düşündüğümüzde CSKA Moskova'nın bu konuda rakiplerinden bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz. CSKA Moskova'nın final fourdaki en büyük kozu da kuşkusuz Messina olacak Daha önce buralarda defalarca bulunan ve birçok şampiyonluğun altına imza atan kurt hocanın en büyük şansı da karşısında bu sefer Obradovic'in yer almayacak olması. Obradovic'e karşı daha önce birçok final kaybeden Messina için bu durum da büyük bir fırsat.


BARCELONA...
Panathinaikos'u nefes kesen bir serinin ardından elemeyi başaran Barcelona geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sezon da final four'da mücadele etme hakkı kazandı. Barcelona'yı esasında bu sezon lig ve Euroleague olarak ikiye ayırsak yanlış yapmamış oluruz. İspanya ligine çok kötü başlayan ve istikrarsız bir grafik sergileyen Barcelona Euroleague'de ise adeta bambaşka bir takım haline büründü. Rakiplerine büyük oranda şans tanımayan Katalan temsilcisi çeyrek finalde bir ara 'Korkulu rüya' görse de tecrübesiyle adını final four'a yazdırmasını bildi. Barcelona'nın futbolda uyguladığı modelin aynısı basketbola da yansıttığını görüyoruz. Alt yapıdan gelen Xavier Pascual'e 2008'de takımı emanet aden Barcelona bu tercihinin ne kadar doğru olduğunu da aldığı başarılarla yaşamış oldu. Genç coach 2009'da Barca'yı Euroleague şampiyonluğuna taşımıştı. Barcelona'nın en büyük artısı uzun yıllardır aynı coachun görev alması ve sistemin oyuncular değişse de aynı şekilde devam etmesi. Bu sezona pota altında değişiklikler yaparak başlayan Barcelona Ndong-Fran Vazquez ikilisin yerine Tomic-Jawai ikilisini monte etti. Pota altını bu hamleyle sertleştiren Barcelona Huertas, Navarro ve Jasikevicius üclüsüyle oyuna yön veriyor. Süperstar Navarro bu sezon geçtiğimiz yılların gerisinde gibi gözükse de Panathinaikos serisinde de görüldüğü gibi maçlarda yine takımın en güvendiği isimlerin başında geliyor. Barca'nın en büyük eksiği Pete Mickeal'ın sakatlanmasıya forvet mevkinde sıkıntı yaşaması. Joe İngles ve Sada'dan beklediğini bulamayan Xavier Pascual'in final four'da en zor anlarda eli hiç titremeyen genç yıldız Abrines'a şans vermesi de hiç sürpriz sayılmaz...

REAL MADRİD...
Bu sezon oynadığı güzel ve tempolu basketbolla herkesin beğenisi kazanan Real Madrid, beklentilerin aksine Maccabi Tel Aviv'i rahat bir serinin ardından 3-0'la geçmeyi başardı.Messina'nın ardından dümene geçen Pablo Laso Real Madrid'i yenmesi güç bir takım haline getirdi. Sezon başında Rudy Fernandes'i NBA'den koparmayı başaran Real Madrid takımı da yıldız oyuncunun etrafına kurdu. Belki de bu sezon kendi ligi ve Euroleague'i aynı istikrarda götürmeyi başaran tek takım olan Real Madrid top paylaşımını en iyi yapan takımların başında geliyor. Set temposu çok yüksek olan İspanyol temsilcisinde oyunu yönlendiren birçok da isim var. Pablo Laso özellikle Sergio Llull-Sergio Rodriguez'i ilk beşte birlikte oynanarak takımın oyun zekasını da bir üst seviyeye çıkartıyor. Jaycee Carroll ve Rudy Fernandes'e özel setler çizen Laso ayakları çabuk uzunlarla da (Mirotic-Slaughter) oynamayı tercih ediyor. Real Madrid'in eksik olarak görebileceğimiz tek tarafı ise kağıt üzerinde Rudy Fernandes dışında yıldız bir oyuncusunun olmaması. Real Madrid bu durumu takım oyunu ile aşmayı başarabilse de 'el yakan toplarda' bunun sıkıntısını yaşayabilirler.

OLYMPİAKOS...
Temsilcimiz Anadolu Efes'i son maçta geçerek adını final four'a yazdıran Olympiakos geçtiğimiz sezonki şampiyonluk ünvanını koruyabilmek için Londra'ya gidecek. Geçtiğimiz sezonki şampiyon kadrodan sadece kurt hoca İvkovic ve Joey Dorsey'i kaybeden Yunan temsilcisi kadrosu büyük bir oranda korumuş oldu. Georgios Bartzokas İvkovic'in bıraktığı yerden düzeni devam ettirirken, sezonun başında takım içinde huzursuzluk yaratan Dorsey ile yollar ayrıldı ve yerine NBA Patentli Josh Powell transfer edildi. Spanoulis'in önderliğinde iyi bir grafik çizen Yunan temsilcisi geçtiğimiz sezon gibi yine final four'un en zayıf halkası gibi görünse de Londra'dan Pire'ye şampiyonluk kupası ile dönmeleri yine hiçkimseyi şaşırtmayacaktır.

YİĞİT YAMANER/ LİGTV.COM.TR...