Lewis Hamilton, yeşil cehennem ve tarih

Lewis Hamilton, yeşil cehennem ve tarih
Bir Formula 1 yarışını betimlerken, “heyecan”, “hız”, “mücadele”, “şok” gibi kelimeleri kullanmak beklenebilir ama bunların hiçbiri son yarış, Eifel Grand Prix’si için geçerli değil. Bu yarış için “miras”, “tarih”, “rekor” ve “saygı” kelimeleri tercih edilebilir. 

Bu yıl normal şartlar altında takvimde yer almayan Almanya yarışı, koronavirüs sonrası yaşanan yarış iptalleri ve ertelemeleri sebebiyle tekrar adını listeye yazdırmıştı. Yarışın yapılacağı pist ise, tarihin en ikonik pistlerinden biri olan Nürburgring’di. Pist, eski görkeminden ve ilkelliğinden bir hayli uzakta. Bahsettiğimiz ilkellik ise pistin Nordschleife diye adlandırıldığı, 20 kilometreyi aşan uzunlukta ve çok tehlikeli olduğu zamanlar. Yerel halk tarafından buraya Grüne Hölle (Yeşil Cehennem) lakabının da takıldığını unutmamak gerek. Bu lakap, belki de geçen sene aramızdan ayrılan efsane F1 pilotu Niki Lauda’nın, 1976 yılında yaşadığı vahim kaza ile teyit edilmişti. Avusturyalı sürücü, şampiyona lideri olarak geldiği yarışın ortalarında büyük bir kaza yapmış ve yaklaşık 1 dakika boyunca 800 derecelik bir alev topunun arasında kalmış, yüzünde ve ciğerlerindeki ağır yanıklarlara rağmen hayata tutunmayı başarmıştı. 

Günümüze dönmek gerekirse Nürburgring artık çok daha güvenli. 2020 yılının 11. yarışına gelirken pilotların kafasında bambaşka sorunlar vardı. 90 Grand Prix galibiyeti olan Lewis Hamilton, bir galibiyet daha alması halinde sporun en büyük efsanesi olarak görülebilecek Michael Schumacher’in rekoruna ortak olacaktı. Lewis’in takım arkadaşı Valtteri Bottas ise bir önceki yarışta Rusya’dan galibiyet çıkarmış ve şampiyonluk için ufak da olsa bir iddia ortaya koymuştu. Motor tedarikçisi Honda’nın spordan çekilme kararı aldığı haberiyle sarsılan Red Bull takımı ise kafalarında soru işaretleriyle Almanya’ya geldi. Bu sezon aradığını hiçbir yarışta bulamayan Ferrari’de herhangi bir ümit yoktu. İtalyan takımının tek beklentisi sezonun bitmesi ve gelecek yıla daha iyi hazırlanmak.

Yazının başında belirtildiği üzere, yarış adına fazla bir şey söylenemez. Pole pozisyonunda başlayan Bottas, ileriki turlarda yaşadığı teknik arızalarla çekilmek zorunda kaldı ve bu sayede Lewis Hamilton, 91. zaferine bir adım daha yaklaştı. Yarışa dördüncü sırada başlayan Ferrari pilotu Charles Leclerc de aracının yetersizliği sebebiyle daha geri pozisyonlarda damalı bayrağı gördü. Max Verstappen ikinci olurken; geçen sene Renault koltuğuna geçen Daniel Ricciardo da yarışı üçüncü sırada tamamlayarak, Fransız takımına dokuz yıl sonra podyum getirmiş oldu. 

Hafta sonunun en büyük olayı, şüphesiz ki, Lewis Hamilton’ın Nürburgring’de zafere ulaşmasıydı. Ancak bu zafer, daha önce aldığı 90 taneden daha özeldi. Lewis Hamilton artık, Michael Schumacher ile birlikte ‘En çok Grand Prix zaferi’ rekorunu paylaşıyor. İki ikon da 91’er defa podyumun tepesine çıkmayı başardı. Lewis Hamilton daha önce bir sürü rekorun altına imza atmış olsa da, bu seferkinin yeri çok başka bir yerde. Konu Formula 1 olunca, “En çok yarış zaferi”, “En çok dünya şampiyonluğu”, “En çok pole pozisyonu”, “En çok podyum” gibi çok önemli rekorlar var. İngiliz pilot bu rekorların iki tanesinde zirvede, bir tanesinde de zirveyi Schumi’yle paylaşıyor. Önünde kırılmak için onu bekleyen tek bir büyük rekor kaldı: En çok dünya şampiyonluğu. Lewis Hamilton’ın asla Michael Schumacher’in girdiği gibi büyük bir rekabetin içinde olmadığını ya da son yıllarda Mercedes’in oldukça üstün araçlarının kendisine büyük bir avantaj sağladığını düşünenler olabilir. Ne olursa olsun, Formula 1’de kırılabilecek tüm rekorları kırmış ya da kıracak bir yıldıza saygısızlık etmek mümkün değil. Nitekim Lewis’e hakettiği saygı, Schumacher ailesi tarafından da gösterildi. Nürburgring’de podyum seremonisinden hemen önce Michael’in oğlu, yakın geleceğin F1 pilotu Mick Schumacher, tebrik için Hamilton’ın yanına geldi. Uzun yıllar hafızalardan silinemeyecek anlara tanıklık ettik. Mick, babasının Formula 1’deki son yıllarında kullandığı kasklardan bir tanesini Hamilton’a hediye etti. Lewis, idol olarak gördüğü birinin böyle bir başarısını tekrarlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirirken hem zor yutkunuyor, hem de neredeyse gözleri doluyordu. 

Şimdiyse Formula 1 2020 sezonunun kalanında pilotlar sırasıyla; Portekiz, İtalya, Türkiye, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde piste çıkacak. Spor her zaman çok büyük mucizelere gebedir ama bu noktadan sonra Hamilton’ın 92. yarış galibiyetini alması ve yedinci kez dünya şampiyonu olup, Schumacher’in bir başka büyük rekorunun da ortağı olmasının önünde engel yok gibi görünüyor. Kim bilir, Hamilton belki dokuz yıl sonra takvime dönen İstanbul Park’ta bu şampiyonluğu ilan eder ve adını dünya spor tarihine altın harflerle yazdırır. 

Tamamlamadan önce dipnot düşmekte fayda var: Hamilton’ın Nürburg zaferi ve dolayısıyla Schumacher’i yarış zaferi konusunda egale etmesi, 11 Ekim 2020’de gerçekleşti. Sporun ve sporseverlerin uzun zaman unutamayacağı bir tarih. Aynı gün önce Hamilton kendi dalındaki başarının altına imza atarken, birkaç saat sonra bir başka büyük haber Paris’ten, Philippe Chatrier Kortu’ndan geldi. Yine koronavirüs yüzünden alışılagelmişin dışında bir tarihte oynanan Fransa Açık Finali’nde Rafael Nadal, Novak Djokovic’i 3-0 ile geçti ve 20. Grand Slam şampiyonluğunu kazandı. “Toprağın Kralı” olduğunun altını 13. kez çizen Nadal ayrıca, Federer’in “20 Grand Slam şampiyonluğu” rekorunu egale ederek, onla beraber tenis tarihindeki zirveye çıktı. Gün, ABD’nin Orlando kentinde kurulmuş olan NBA Bubble’da son buldu. Los Angeles Lakers’ı, Miami Heat karşısında zafere taşıyıp NBA şampiyonu olan LeBron James, Michael Jordan ile birlikte 4 normal sezon ve 4 final MVP’si ödülüne sahip iki oyuncudan biri oldu. LeBron ayrıca, üç farklı takımla şampiyonluk yaşayarak bu alanda da zirveyi başka isimlerle paylaşmaya başladı. James, Nadal ve Hamilton’ın yaşadıkları bu başarılar çok büyük olsa da, Jordan, Federer ve Schumacher efsanelerini kimsenin kolay kolay unutması mümkün değil. 

Michael Schumacher 2006 Çin Grand Prix’sinde 91. zaferini elde ettikten sonra kimse bu başarının tekrar edileceğini düşünemeyebilirdi. Hamilton’ın rekorları da çıkıp birileri tarafından kırılacak mı, zaman gösterecek.

Mehmet Ali Yıldırım – beIN SPORTS TÜRKİYE