Hapşıran imamlar ve cemaatleri!

Hapşıran imamlar ve cemaatleri!
 
BU KONUDAKİ İLK YAZIM
"BU MUDUR ADI KONAMAYAN BÜYÜKLÜK"
İÇİN TIKLAYIN
 
 
"Işıklar söndüğü zaman, bütün kadınlar güzeldir" demiş Plutharkos...
 
Bu sözü "fanatizmden gözü kör olma" tabiriyle birleştirdiğinizde, neyi kastettiğimi daha iyi anlarsınız...
 
Bizde sık sık ışıklar söner ve bütün kulüplerimiz doğruluktan yana görünür!
 
Günlerdir Mehmet Topuz ile yattık Mehmet Topuz ile kalktık. Öyle ki bu keşmekeşte Beşiktaş'ın çifte şampiyonluğu da, Galatasaray'ın Rijkaard gibi bir dünya markasını Türk futboluna kazandırması da güme gitti.
  
Ne Beşiktaşlılar şampiyonluk muhabbeti yapabildi, ne Galatasaraylılar Rijkaard'ın gündeme damgasını vuruşunu gururla izleyebildi.
 
İlkesizliğin hüküm sürdüğü Türk futbolunda, her zaman olduğu gibi futbolun güzellikleri ve zenginlikleri değil, husumeti yüceltildi.
 
Sezonun sonlarında özellikle Aziz Yıldırım'ın inadı bir yana bırakıp Ali Sami Yen ile İnönü'ye gidişi, oralarda medeni bir şekilde ağırlanması ile başlayan barış rüzgarları, yerini bildik fırtınalara bıraktı.
 
Niçin?
 
Mehmet Topuz için!
 
Günlerdir gerek taraftar forumlarında, gerekse de sitemize gönderilen haber yorumlarında görüyorum ki; yine herkes haklı (!)
 
Beşiktaşlılar Fenerbahçe'ye öfkeli. Aziz Yıldırım'ın bu zaferi -eğer gerçekten zaferse- etik olmayan yollardan kazandığını, Mehmet Topuz'a köle muamelesi yapıldığını söylüyorlar. Ama kendi kulüplerinin sözleşmesi süren bir futbolcuyu otele kapatmasını, hukukla yönetilen ülkelerde bunun ne derece ağır yaptırımlarla karşılığını bulacağını dile getirmiyorlar nedense. Herhalde Türkiye'nin eyyamcı zemininde bunların görmezden gelineceğini bildikleri içindir...
 
Fenerbahçeliler de Beşiktaş'a öfkeli. Kendilerinin transfer yönetmeliğine uygun hareket ederek Beşiktaş'a iyi bir ders verdiklerini söylüyorlar, ki bu konuda haklılar... Ama onlar da nedense; çıkıp televizyonda "Fenerbahçe'de oynamak istemiyorum, 50 milyon dolar da verseler o formayı giymem" gibi eşine az rastlanır açıklamalar yapan bir futbolcunun hala alınmak istenmesi ve alınmasının Fenerbahçe'ye yakışıp yakışmadığını sorgulamıyorlar... Ya da mesela herkes "futbola siyaset bulaşmasın" derken, Mehmet Topuz'u ikna için siyasilerin seferber olmasını garipsemiyorlar herhalde...
 
Peki bunda şaşılacak birşey var mı?
 
Tabii ki yok... İmamlar böyle hapşırdıktan sonra...
 
Alın son örnek:
 
Beşiktaş Yöneticisi Levent Erdoğan, Topuz için diyor ki; "Ben, Beşiktaşlı duruşu olmayan futbolcuların transferini uygun görmüyorum. Beşiktaş'a, Beşiktaş duruşu olan futbolcuların transferi lazımdır"
  
Levent Erdoğan'ın mesleği nedir?
 
Avukatlık...
 
Yani, bu sayın yönetici hukuk okumuş... Hem de Beşiktaş'ın Hukuk İşlerinden Sorumlu Yöneticisi...
 
Hukuk okuyanı böyle oluyorsa, diğerlerinin yaptığına şaşmamak lazım...
 
Beşiktaş transfer yönetmeliklerini yerle bir etsin, sözleşmesi süren futbolcuyla sözleşme imzalasın, sonra o yönetimin hukuk okuyan, avukatlık yapan bir üyesi çıkıp "Beşiktaşlılık duruşu"ndan bahsetsin !..
  
Sonra da benim gibi saftirik gazeteciler hala beklesin ki "Şu ülkede önce taraftar bilinçlense... Sonra, medyasından kulüp yönetimlerine kadar ne kadar ilkesiz zihniyet varsa dur dese!"
 
Onyıllardır "Benim hırsızım iyidir" zihniyetiyle yönetilen bir ülkede, zaten olayların farklı gelişmesini beklemek aptallık olurdu...
 
Son sözüm Mehmet Topuz'a...
 
"Ben Beşiktaşlıyım" diye ortalığı ateşe veren, ama nedense (?) daha işin başında Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'i değil Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ı arayan, herkese farklı konuşan bu yetenekli ama bilinçsiz arkadaşımız kriz bitti sanmasın... Daha yeni başlıyor... Çünkü her ne kadar Fenerbahçe taraftarı onu bağrına basacak olsa da, ileride bekleneni veremezse, şu bir haftada yaptıkları, ona olan öfkeyi büyütecektir...
 
  
Cem Kurel
Ligtv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]