"En büyük hayalim Galatasaray'ı çalıştırmak"

"En büyük hayalim Galatasaray'ı çalıştırmak"
İtalya temsilcisi Roma'nın 16 yaş altı futbol takımını çalıştıran Tuğberk Tanrıvermiş, hedefinin Avrupa'nın önde gelen liglerinde teknik direktörlük yapmak olduğunu söyledi.

Küçük yaştan itibaren futbola merakı olan Tanrıvermiş, Galatasaray Üniversitesi'nde öğrenim gördüğü dönemde İngiltere'de antrenörlük kurslarına gitti ve semt takımlarında antrenörlük yaptı. Galatasaray Üniversitesi'nde okumasından dolayı sarı-kırmızılı kulüpte bağlantılar kuran Tanrıvermiş, 2011'de Galatasaray'ın oyuncu izleme departmanında stajyer olarak görev almaya başladı. Altyapıda bir dönem çalışan genç teknik adam, daha sonra Denizlispor ve Kayseri Erciyesspor'un teknik ekiplerinde çalıştı.

2014'te rakip analizcisi olarak Galatasaray'a dönen Tanrıvermiş, 2018'e kadar geçen süreçte A takımda yardımcı antrenörlük yaptı. Aynı zamanda altyapı takımlarında teknik direktörlük yapan Tuğberk Tanrıvermiş, başarılı sezonlar geçirdi. Teknik adamlık kurslarını İngiltere'de tamamlayan genç çalıştırıcı, Thierry Henry, Mikel Arteta ve Liverpool'da Jürgen Klopp'un yardımcısı Pepijn Lijnders gibi isimlerle katıldığı programda UEFA Pro Lisans'ı aldı.

Galatasaray'da çalıştığı dönemde yurt dışındaki bir seminerde tanıştığı Roma Kulübü yetkililerinden teklif alan Tuğberk Tanrıvermiş, İtalyan temsilcisinin 15 yaş altı takımını çalıştırmaya başladı. Bu yaş kategorisinde şampiyonluk yaşayan genç çalıştırıcı, geçen sezon da 16 yaş takımının başında yer aldı.

Avrupa'nın en genç UEFA Pro Lisans sahibi teknik direktörlerinden olan Tuğberk Tanrıvermiş, kariyeri, İtalya günleri, Roma Kulübü ve geleceği hakkında açıklamalarda bulundu.

"Bir antrenörün gelişimi anlamında en iyi ülke bence İtalya"

Tuğberk Tanrıvermiş, bir antrenörün gelişmesi için en iyi yerin İtalya olduğunu söyledi.

Galatasaray günleri ve İtalya'ya gidişiyle ilgili bilgi veren 31 yaşındaki çalıştırıcı, şöyle konuştu:

"Florya'ya ilk girdiğimde kendi kendime, 'Bir daha buradan çıkmam.' dedim. Resmi bir görevim olmamasına ve stajyerlik yapmama rağmen orada kalıcı olmayı istiyordum. Florya ve Galatasaray'ı her zaman evim gibi hissediyorum. Bu orada uzun yıllar kaldıktan sonra olan bir şey değil. İlk girdiğim anda kendimi oraya ait hissettim. Oyuncu izleme ekibinde ve altyapıda çalıştım. Sonra kısa bir Anadolu serüvenim oldu. Denizlispor ve Kayseri Erciyesspor'da güzel deneyimler edindim. 2014'te Galatasaray'a döndüm. İlk dönemde rakipleri inceliyordum. Sonrasındaki 4 senelik süreçte A takım yardımcı antrenörlüğüne yükseldim. Bir yandan da altyapıda hocalık yapmak istedim. Kendim sorumluluk alıp, neler olacağını görmek istedim. O süreçte şampiyonluklar yaşadık, başarılı sezonlar geçirdik. Çok farklı hocalarla çalışma imkanı buldum. İngiltere'de kurslara gitmeye de devam ettim. 8-9 senelik sürede 40 kez İngiltere'ye gidip geldim. Galatasaray Kulübü beni UEFA Pro Lisans kursuna gönderdi. Kulübün böyle bir yatırım yaptığı ilk antrenör benim. Sonrasında yurt dışına gitme hedefim oluştu. Kimse evini bırakmak istemez ama Galatasaray'da da işlerin benim açımdan iyi gitmediğini gördüm. Almanya ve İtalya düşünceleri kafamda vardı. Roma'dan teklif gelince burayı tercih ettim."

İtalya'yı ve Roma'yı tercih etmesinin nedenini dile getiren Tanrıvermiş, "Bir antrenörün gelişimi anlamında en iyi ülke bence İtalya. Bu meydan okumaydı ve bunu seçtim. Çünkü dünyanın en iyi antrenörlerinin İtalya'da olduğunu düşünüyorum. İlk sene çok zor günler geçirdim ama zaten kolay olmayacağını biliyordum. Çok şükür o süreci yendim. İlk sene kendimi kanıtlama dönemimdi. Türkiye'den yurt dışına çıkan antrenörümüz yok. Çıkanlar da kısa sürede ülkemize geri döndü ve bir daha çıkamadılar. Ben bunu kırmak istedim. Şu anda da kırma yolunda ilerliyorum. İlk senem zorlu geçmesine rağmen çalışmaya devam ettim ve 3. yılımı tamamladım. Bundan sonraki süreçte de kısa vadede Türkiye'ye dönmek gibi bir hedefim veya planım yok." ifadelerini kullandı.

"Cristian Totti'nin şut yeteneği babasına benziyor"

Tuğberk Tanrıvermiş, takımında olan İtalya futbolu ve Roma'nın unutulmaz isimlerinden Francesco Totti'nin oğlu Cristian Totti'nin geleceğinin parlak olduğunu söyledi.

Roma 16 Yaş Altı Takımı'nda top koşturan genç Totti'nin disiplinli bir futbolcu olduğuna değinen Tanrıvermiş, "Yetenekli bir çocuk. Babası ile sürekli karşılaştırılmak kolay bir şey değil. Şut anlamında babasına çok benziyor. Totti, Roma'nın kaptanı ve kulüp tarihinin en büyük oyuncularından birisi. Şu anda İtalya'nın en popüler isimlerinden. Totti, Roma'da her şey demek. Cristian'ın böyle bir aileden gelip hiç şımarık olmaması, aksine eğitimli, istekli, gayretli, disiplinli olması beni çok mutlu etti. Umarım parlak bir geleceği olur. Futbolcu olarak istediği hedeflere ulaşacaktır." diye konuştu.

"Hedefim ve niyetim kesinlikle İtalya'da kalmak"

İtalya'da 3. sezonunu geride bırakan Tuğberk Tanrıvermiş, kendisine gelen teklifler olduğunu ve bu ülkede devam edeceğini söyledi.

Hedefinin ileride A takım teknik direktörlüğü yapmak olduğunu aktaran 31 yaşındaki çalıştırıcı, "Hedefim ileride A takım hocalığı yapmak. Önümüzdeki yıllarda altyapılarda çalışmak istemiyorum. Ancak bir an önce yapmak gibi de bir niyetim yok. Doğru zamanda doğru aşamalardan geçerek emin adımlarla ilerlemek istiyorum." şeklinde konuştu.

İtalya'da kalmak istediğini dile getiren Tanrıvermiş, "Çok güzel teklifler var. Bu teklifleri değerlendirip ne olacağına bakacağım. Roma'da da kalabilirim veya başka bir kulüple anlaşabilirim. Ancak hedefim ve niyetim kesinlikle İtalya'da kalmak. Ne olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Şu anda görüştüğüm bazı kulüpler var. Hedefim ileride A takım antrenörü olmak. Bu hedef doğrultusunda yavaş yavaş kategorileri yükselterek gitmek istiyorum. Artık sondan bir önceki adımı atmam lazım. Roma'da kalıp kalmayacağımı bilmiyorum ama kesinlikle İtalya'da kalacağım." ifadelerini kullandı.

"Hedeflerim ve hayallerim var"

Tuğberk Tanrıvermiş, en büyük hayalinin taraftarı olduğu Galatasaray'ı çalıştırmak olduğunu söyledi.

Şu anki önceliğinin kendisini geliştirmek ve yetiştirmek olduğunu ve aceleci davranmadığını anlatan Tanrıvermiş, şöyle devam etti:

"Galatasaray benim evim ve ailem. Galatasaray'ın farklı kategorilerinde çalıştım, Galatasaray Üniversitesi'nde okudum ve kulübün üyesiyim. Her an burada takip ediyorum. Türkiye ile ilgili takip ettiğim iki şey var, biri ailem diğeri de Galatasaray. Bütün maçlarını izliyorum. Galatasaray'a derin bir sevgim ve bağlılığım var. Ancak futbol anlamında kendimi daha fazla Avrupa'da kanıtlamak istiyorum. Çünkü burada ülkemize göre organizasyon daha önde. Galatasaray'ı bu kadar çok seven bir taraftarın bir gün Galatasaray'ı çalıştırma hayalinin olmadığını söylemek saçmalık olur. Tabii ki böyle bir hayalim ve isteğim var. Hatta bu hayal ve istek her şeyin tepesinde ama bunun için doğru zaman olması lazım. Hiçbir şekilde acelem yok. Emin adımlar atmak, kendimi en iyi şekilde geliştirmek ve yetiştirmek istiyorum. Galatasaray taraftarıyım. Umarım hayallerim bir gün gerçek olur."

Futbol oynamadan teknik adamlık yapması

Tuğberk Tanrıvermiş, futbolculuktan gelmeden teknik adamlık yapmasıyla ilgili dezavantajlarından çok avantajlarının olduğunu söyledi.

Futbolculuktan gelmemeyle ilgili Roma'nın yeni teknik direktörü dünyaca ünlü Portekizli Jose Mourinho'ya yöneltilen eleştiriler hatırlatılarak kendisinin de profesyonel futbol oynamadığının söylenmesi üzerine Tanrıvermiş, şunları kaydetti:

"Futbol oynamadan antrenörlük yapanların sayısı, eski futbolcu olup da antrenörlük yapanlara göre çok daha düşük. Ancak bu futbol oynamayan kişilerin antrenörlük yapamayacağı anlamına gelmiyor. Sadece Mourinho değil Avrupa'da ve dünyada en tepelere çıkmış pek çok örneği var. Futbol oynamış olmak güzel bir şey ama ben bu açığı kapattığımı düşünüyorum. Ben, 19-20 yaşımdan beri bu işin içindeyim. Futbolcuların futbol oynadığı süreçte sahada antrenör olarak görev alıyordum. Galatasaray'da çalıştığım dönemde futbolcularla çok yakın ilişkilerim vardı. Onların yapılarını, nelerden hoşlandıklarını, hoşlanmadıklarını öğrendim. Bu, tamamen sevk ve idare işi. İstediğiniz kadar taktik ve teknik bilin, lisansınız, yabancı diliniz olsun ama karşıdaki kişinin aklına giremiyorsanız, fikirlerini yönlendiremiyorsanız veya güven ilişkisi kuramıyorsanız bir anlamı yok. Bu tamamen bir ilişki işi. Ben bu tecrübeleri kazandığımı düşünüyorum. Ben çok genç yaşta antrenörlük yaptım. Bu durumun bazı zamanlarda dezavantaj yerine avantaj olabileceğini düşünüyorum."

"Hakan Çalhanoğlu'nu yılın ilk 11'ine yazardım"

Tanrıvermiş, geride kalan sezonu Milan'da geçiren milli futbolcu Hakan Çalhanoğlu'nun yılın takımına girecek performansı sergilediğini söyledi.

Hakan Çalhanoğlu, Cengiz Ünder, Merih Demiral, Kaan Ayhan, Salih Uçan, Mert Müldür ve Mert Çetin gibi İtalya'da top koşturan Türk futbolcuların İtalya performansıyla ilgili Tanrıvermiş, "Hakan Çalhanoğlu'nu çok başarılı buluyorum. Bu sezon Serie A'da ilk yarının en değerli futbolcusuydu. Yılın 11'i seçecek olsam Hakan Çalhanoğlu'nu mutlaka o 11'e yazardım. Çok etkileyici bir performansı vardı. Milan'ın ikinci olmasında Hakan'ın ve Kessie'nin yüzde 100 katkısı var. Hakan'ın uzaktan şutları, oyunu yönlendirmesi var. Aynı zamanda savunma tarafını da yapıyor. Hakan, her antrenörün isteyeceği, hayalini kurduğu mükemmel bir 10 numara. Merih, Juventus'ta kendisini çok sevdirdi. Sakatlığına rağmen devam ettirdi. Bu onun hırsını gösteriyor. Diğer oyuncularımızın da burada şans bulup kalmalarını ümit ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Tuğberk Tanrıvermiş, Türkiye'den yurt dışına giden futbolcuların profesyonel destek alması gerektiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

"Bu futbolcularımızın İtalya'da oynaması pozitif. 2000-2010 arasında sadece İtalya'da oynayan Emre Belözoğlu ve Okan Buruk vardı. Şimdi çok daha fazla oyuncumuzun yurt dışında oynadığını görüyoruz. 2-3 senedir ciddi bir artış var. Buraya gelen Türk futbolcular Türkiye'yi düzgün temsil etmiş ve güzel izlenimler bırakmış ki sayı artıyor. Keşke bu sayı daha da artsa. Hakan Çalhanoğlu, Mert Müldür ve Kaan Ayhan'ın durumu farklı. Almanya'da yetiştiler. Onların adaptasyonu daha kolay oluyor. Fazla kalıcı olamayan futbolcuların geneli Türkiye'den gelen oyuncular. Bu oyuncuların da mutlak suretle sosyal ve mental anlamda bazı yardımlar almaları gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizin kültürü ile buranın kültürü çok farklı. Türkiye'de yetişen, özellikle Anadolu şehrinde yetişmişse Roma gibi bir şehre adapte olması kolay olmuyor. Bu oyuncularımız mutlaka doğru yönlendirilmeli ama genellikle bu yapılmıyor."

"Hamit Altıntop'un Türk futbolu için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum"

Genç teknik adam, eski milli futbolcu Hamit Altıntop'un Türkiye Futbol Federasyonunda (TFF) görev almasının çok önemli olduğunu söyledi.

İtalya'da birçok kulüpte eski futbolcuların yöneticilik yaptığına değinen Tanrıvermiş, "Hamit Altıntop'un Türk futbolu için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Real Madrid'de Bayern Münih'te ve Galatasaray'da futbol oynamış, en üst seviyeleri görmüş bir ismin Türkiye'de yönetici olarak görev alması sürdürülmesi gereken bir şey. Juventus'ta Nedved, Inter'de Zanetti var. Pek çok kulüpte eski futbolcu yönetimde görev alıyor. Türkiye'de de eski futbolcuların ve antrenörlerin yönetimsel anlamda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini düşünüyorum. O kişiler sahayı bildikleri için en doğru kararı vereceklerdir. Hamit'i hem tebrik ediyorum, hem de başarılar diliyorum." diye konuştu.

"Oyuncu çıkarmada geride kalmamızın nedeni bizim organizasyonumuz"

Tuğberk Tanrıvermiş, Türkiye ile İtalya'daki altyapıları kıyaslarken Türkiye'de fazla oyuncu yetişmemesinin tek nedeni olarak organizasyonsuzluğu gösterdi.

Türk futbolcu adaylarının birçok konuda Avrupa'dan geri kalır yanı olmadığını aktaran Tanrıvermiş, şöyle devam etti:

"Ülke olarak sürekli kendimizi eleştirmeyi seviyoruz. Bazen de gereksiz yere kendimizi Avrupa'dan aşağıda görüyoruz. Bizim futbolcularımızın teknik anlamda hiçbir eksiği yok. Galatasaray'da gördüğüm oyuncu kalitesi ile buradaki arasında hiçbir fark yok. Belki de Türk futbolcusu daha da yetenekli. Türk futbolcusu bana göre daha istekli ve öğrenmeye aç. Türkiye'de futbolu seçen kesim düşük ekonomik seviyede olduğu için futbolcuların öğrenmeye müsaitliği, isteği ve arzusu ile antrenörden aldığı emirleri hemen uygulama tarzı Avrupa'daki ülkelere göre çok önde. Bence bunu avantaj olarak kullanmamız lazım ama maalesef kullanmıyoruz. Oyuncu çıkarmada geride kalmamızın nedeni bizim organizasyonumuz. Buradaki takımlar her gün 2 saat antrenman yapıyor. Türkiye'de altyapılardaki idman saati maksimum 1,5 saat. Bu fark haftada 2 saat, ayda 8 saat, yılda 80 saat yapıyor. Altyapıda geçen 6 senede toplam 500 saat yapıyor. 500 saat fazla çalışanla az çalışan aynı olmaz. İkinci olarak eğitim önemli. Buradaki çocuklar çok serbest yetişiyor. Ülkemizde gençlerin yabancı dil bilmediğini söylüyoruz ama buradakiler de bilmiyor. Altyapılarda İngilizce bilen çocuk görmedim. Burası bir Almanya değil. Ancak en azından burada çocuklara futbolcu olmaları için imkanlar sunuluyor. Büyük kulüplerin ortak çalıştığı okullar var. Roma'da tesisin içinde okul var. Çocuklar o okula gidiyor, derslerinden sonra antrenmana geliyor. Okul süreleri de çocuklar için çok uygun."

Türkiye'de futbolcu izleme ve antrenman sahası konularında eksiklikler olduğuna değinen Tanrıvermiş, "Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Başakşehir ve Kasımpaşa'nın sayısız ve çok kaliteli oyuncu bulabilmesi lazım. İstanbul'un 20 milyon, Roma'nın 5 milyon nüfusu var. Nasıl oluyor da Roma'da daha çok oyuncu yetişiyor? Çünkü scout yok. Bu sayının artması lazım. Dortmund ve Benfica'da sayısız scout var. Bütün gün oyuncu izliyor. Kulüplerin olduğu şehirde hiçbir oyuncuyu kaçırmaması lazım. İstanbul'daki 20 milyonluk nüfus çok büyük bir avantaj. Pek çok oyuncu buradan bulunabilir. Maalesef scout sayımız çok az. Sahamızın az olduğu konuşuluyor. Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Napoli'nin de sahası yok ama anlaştıkları sahalar var. Takımları oralarda çalışıyor. Burada önemli olan çözme isteği. İstedikten sonra saha bulunur. Bazı büyük takımlarımız, bu Galatasaray değil, tüm takımları tek sahada çalıştırıyor. Antrenman süresi 1 saat 10 dakika sürüyor. Fark da buradan geliyor. Antrenör kalitemizin eksik olduğunu düşünmüyorum. Antrenörlerimiz istekli ve gayretli ama maaşlarını biraz daha artırabilirsek daha iyi olacaktır. Türk antrenörlerine güvenilmesi gerektiğini düşünüyorum." şeklinde görüş belirtti.

"İtalya, EURO 2020'nin favorilerinden biri"

Tuğberk Tanrıvermiş, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın açılış maçında İtalya ile Türkiye'nin yaptığı maçı değerlendirdi.

Ay-yıldızlı ekibin 3-0 kaybettiği müsabaka hakkında genç çalıştırıcı, "İtalya, turnuvanın favorilerinden bir tanesi. Açılış maçı da Roma'da oynandı. Maçın açık favorisinin İtalya olduğu belliydi. Her ne kadar bizim kadromuz çok değerli olsa da İtalya'nın kaliteli bir kadrosu var. Maalesef bizleri üzen şey oynanan futbol oldu. Biraz daha ümit veren bir futbol oynansaydı böyle eleştiriler yapılmazdı. Ancak sonuçta bu bir turnuva. Buna katılmak da önemli bir başarı. Buradaki herkes de Türkiye'den daha iyi bir oyun bekledi." diye konuştu.

Galatasaray'ın eski teknik direktörlerinden Roberto Mancini'nin İtalya Milli Futbol Takımı'nda yaptığı değişime değinen Tanrıvermiş, "Mancini üzerinde bütün İtalya birleşti. Herkes hocadan bahsediyor. Kendisini çok başarılı buluyorum. İtalya Milli Takımı'nın sahaya yerleşimini mükemmel yaptı. Biz kendimizi İtalya maçında eleştirdik ama İtalya'nın sahaya doğru yerleşimi ataklarında devamlılık sağladı. Mancini sahaya takımını öyle güzel yerleştiriyor ki topu hemen kazanabiliyorlar. Mancini'nin topsuz oyunlarda ve savunmaya geçişlerde çok önemli bir iş yaptığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.