Çocukluğumu hatırladım

Çocukluğumu hatırladım
Stat yolunda eli annesinin elinde yürüyen çocukların yüzünde maça gitmenin heyecanını gördüm, kendi çocukluğumu hatırladım...
Ne heyecandı o!
Statlarda kadınlar matinesi yoktu ama hatırladığım heyecan aynıydı.
İnsanın içini güldüren ve az sonra sanki dünyanın en muhteşem fikrini izleyecek olmanın heyecanı ile engel olunamaz bir tebessüm...
Böyle bakarsanız, tribüne kadını çeken sadece bedava bilet değildir.
Biz erkeklerin büyüdükçe önce zihnimizde sonra tribünde kirlettiğimiz futbol rüyasını keşfetmiş ve sevmiş olmalarıdır.
Umarım ceza maçlarına kadın ve çocukların alınması bu sezon son olur.
Ancak onların tribüne getirdiği ve ekran başında oturan erkeğe hatırlattığı samimi futbol sevgisi, '2012 fidesi' olarak her yıl tribünlerde dallanır ve budaklanır (yoksa onların da zihinlerini kirletme tehlikesiyle karşı karşıyayız).
İşte böyle bir ortamda kırmızı kart gördü Burak Yılmaz...
Beşiktaş rakibi 10 kişi kalmasına rağmen yine de disiplinliydi.
Almeida ile Mustafa Pektemek yan yanaydı. Fakat asıl daha değerli ve yararlı olan ikili Aurelio ve Ernst'ti.
Çünkü Aurelio, Ernst'e özgürlük verdi.
Tayfur Havutçu geldikten sonra Beşiktaş'ta değişen en önemli şey futbolcuların top kendilerindeyken hareketli oynaması, birinin boşalttığı alana diğerinin koşu yapması ve topu ayağına alan futbolcunun pas alternatifi bulması.
Bu az da olsa hücuma akıcılık katıyor.
Birbirlerine yakın oynadıklarında keyif de veriyorlar.
Ancak çözülemeyen sorunları, topun yönünü hızlı değiştirememeleri.
Bunu yapamadıkları için ters kanatta kendini boşa çıkaran Quaresma'yı elverişli kullanamıyorlar.
Yoksa sorun hepten Portekizli de değil - ki bu maçın iyilerinden biriydi.
Eğer gelecek sezon takımda kalacaksa Tayfur Havutçu 28. dakikayı alıp ona izlettirmeli.
Celustka'ya mükemmel bir çalım sonrası garanti oynasa gol atabilirlerdi.
O fantazi aradığı için dönen top kendi kalelerinde tehlike oldu.
Kendini eğlendiren futbolcunun skor garantiyken sergileyen Quaresma: Üsküdar'dan motorla yaklaştıkça güzelliği ortaya çıkan İnönü Stadı kadar eşsiz olur, ki o zaman ligde çıkılan son maç 3.'lük-4.'lük mücadelesi de olmaz.