Bu takım, Parreira’nın değil!

Bu takım, Parreira’nın değil!
G.Afrika bu gruptan çıkar/çıkamaz, mesele bu değil... Afrika temsilcisinin meselesi, oyun anlayışlarındaki derin değişim. Bu takımı Parreira’nın yaptığını düşünenler yanılıyor, çünkü hemen hemen aynı ekibe geçen yıl Konfederasyonlar Kupası’nda son derece olumlu futbol oynatan hoca Joel Santana’ydı...

 
Orada İspanya’ya karşı oynadıkları bir ilk 45 dakika var ki, o İspanya bir daha hiçbir rakip önünde öyle şaşkın bir devre geçirmedi. Şimdi Dünya Kupası’nda G.Afrika’nın oynadığı ilk 180 dakikaya bakıyorum da Parreira bu takıma organize atak yapmayı unutturmuş, savunmayı ezberletmiş ve sadece hızlı hücumlarla gol atmayı çalışmışlar gibi.
 
Santana’nın takımında stoper Booth, oyunu iyi kurarak takımını pasla ileri çıkarıyordu. Orta sahada Sibaya ve hücumda Parker kaliteyi temsil ediyorlar, G.Afrika rakip ayırt etmeksizin kendi topunu oynayan bir ekip izlenimi veriyordu. Parreira, Mart’tan itibaren Afrika Ligi’nden oyuncularla çalıştığı (lejyonerler de kampa geç katıldığı) için kafasında başka bir plan kurmuş, burada onu uyguluyor. Gruptan çıkarlar/çıkamazlar bilemiyorum, ama bu futbolun Afrikalı seyircileri Konfederasyonlar Kupası’ndan daha mutlu ettiğini sanmıyorum. 
 
Uruguay’ınsa (turnuva öncesi beklendiği gibi) her şeyi öndeki iki yıldızı. Fransa maçında topu Forlan-Suarez’e aktarmakta sıkıntı çekince Forlan’ı bir adım geriye çekmişler, ondan artık hem gol atıp, hem de takımını ileri taşımasını bekliyorlar. Ülkesinin Jordan’ı rolüne soyunan, geriye kadar gelen, her hücumda topa değen Forlan yeni işini gayet iyi yapınca, Suarez de harika futboluyla ona yardım edince Uruguay’ın kazanmasına bu ikili yetti. Ama sadece bu ikili, muhtemel bir Arjantin eşleşmesinde çeyrek final rüyası görmeye yeter mi, onunla ilgili umutlanmak zor gibi...