Biz alçak gazeteciler!

Biz alçak gazeteciler!
Fenerbahçe'de kale arkası biletlerinin 55 TL'ye yükseltilmesine taraftarların gösterdiği tepkinin basında yer alması, Fenerbahçe Yönetimi'ni rahatsız etmiş belli ki. Ancak Fenerbahçe Yönetimi'ni rahatsız eden, taraftarın buna gösterdiği tepki değil; bu tepkiyi haber yapan medya !.. Fenerbahçe Yönetimi'ne göre medya yine spekülasyon yapıyor !!! Hakikaten çok alçağız!

Koyu bir Fenerbahçeli olan 20 yıllık dostum ve adaşım Cem ile (soyadı bende kalsın) öğlen konuşuyorduk. Son yıllarda sürekli kombine alan Cem, yurtdışındaki maçlara bile giden bir taraftardır. Zaten bana anlattığı olay da bu seyahatlerden birinde yaşanmış.
 
Bundan yaklaşık 1.5 sene önce... Nisan 2008... Fenerbahçe, Chelsea ile oynayacağı Şampiyonlar Ligi çeyrek final 2. maçı için Londra'da... Sevilla'dan sonra Londra'ya da giden Cem, Royal Lancaster Otel'in lobisinde oturuyor. Hemen arkalarında ise Fenerbahçe Yöneticisi Vedat Olcay ile Fenerbahçe Dış İlişkiler Sorumlusu Turgut Acar sohbet ediyor.
 
Turgut Acar, elindeki Chelsea-Fenerbahçe biletini göstererek, Vedat Olcay'a diyor ki "Şuna baksanıza! En ucuz bilet bile 45 pound"
Bunun üzerine de Vedat Olcay, üstelik de çevredeki Fenerbahçeli taraftarların duyabileceği şekilde dert yanıyor: "Bizde ise Şampiyonlar Ligi'nde en ucuz bilet 20 Euro. Biz Chelsea'yi 20 Euro'ya izletiyoruz"
 
Arkadaşım o an için Vedat Olcay'a tek birşeyi söylemediğine çok pişman: "Vedat Bey, biz Chelsea'yi değil Fenerbahçe'yi izlemek için para veriyoruz!"
 
Neyse efendim; bu konuşmadan yaklaşık 4 ay sonra, yani geçen sezon başı Fenerbahçe Yönetimi, Vedat Olcay'ın ucuzluğundan yakındığı kale arkası biletlere %46 zam yapıp; 30 TL'den 44 TL'ye çıkarıyor!
 
Arkadaşımın şahit olduğu o kısa konuşma; geçen seneki %46'lık ve ülkenin krizle çalkalandığı bu sene yapılan %25'lik zammı çok güzel açıklıyor değil mi?
 
Üstelik Avrupa Ligi'nde Chelsea falan da yok; Roma denk gelirse ne ala (!)
 
Sayın Vedat Olcay, Totti'yi izlemeye gider artık...
 
POPÜLİZM Mİ? VATANDAŞIN SESİNE KULAK VERMEK Mİ?
Aynı zamanda çok başarılı iş adamları da olan Aziz Yıldırım ve yönetici arkadaşlarına bir sorum olacak... Cevaplamaları için değil, vicdan muhasebesi yapmaları için:
 
14 Mayıs 2008'de 30 TL iken 14 Ağustos 2009'da 55 TL olan, yani 15 ayda %83 zamlanan bir ürün gösterebilirler mi?
 
"Biz Chelsea'yi 20 Euro'ya izlettiriyoruz!" diye üzülenler, "Biz asgari ücretle yaşıyoruz, tek bir maça 55 TL'yi nasıl verelim?" diye isyan edenleri anlayamıyor olsa gerek. Anlayamamadığı gibi, onların bu serzenişine kulak veren medyayı da "spekülasyonculukla ve düzeysiz, seviyesiz, mesnetsiz, yanlı ve yalan haber yapmakla" suçlayabiliyor!
 
Normal ama böyle düşünmeleri...
 
Nasıl ki "Bu ülkede kriz var" dediniz mi AKP düşmanı ilan ediliyorsanız; bir yönetimin (sadece Fenerbahçe değil, HEPSİ!) işine gelmeyen bir şey yazdığınızda da o kulübü yalan haber ve spekülasyonla yıpratmata çalışan maksatlı bir gazeteci olursunuz...
 
Milyonlarca Fenerbahçeli'nin "Bu krizde böyle zam mı olur!" isyanını yazmamıza kızanlar; yarın öbür gün TFF ya da hakemler hakkındaki isyanlarını yazmasak ne hissederler acaba?
 
Ha bir de şu var ki; en komiği budur: Antu.com taraftarın isyanını korkusuzca dile getiriyor, hatta kulübe mail ve faks yollanması için kampanya başlatıyor; ama Fenerbahçe Yönetimi'nin medyayı suçlayan açıklamasında buna hiç değinilmiyor! Tamam kol kırılır yen içinde kalır, Başkan Aziz Yıldırım Metin Şen'i muhtemelen aramıştır ama; bizi olayın içine çekmeye çalışmasınlar bir zahmet...
Bu olayın muhatapları yönetim ve taraftardır. Ancak ikisi arasındaki ilişki de elbette ki haber konusudur. En zor dönemlerinde bile bu yönetime verilen destekleri nasıl ki haber yapmış -ve hatta "Hep destek tam destek" felsefesini övmüşsek-; bugün yaşananlar da yazılacak, çizilecek ve tartışılacaktır.
  
KDV RAHATSIZLIĞI
Fenerbahçe Yönetimi'ni bu kadar eleştirdik... Ama rahatsızlık duydukları ve kimilerine göre haklı olabilecekleri bir noktaya da değinmemek olmaz...
 
Biletlerden kesilen %18'lik KDV oranı, tüm kulüpleri olduğu gibi Fenerbahçe'yi de çok rahatsız ediyor. Hatta bu konuda hükümetten indirim de bekliyorlar. Dediğim gibi kimilerine göre bu indirim talebi haklı olabilir.
 
Ama bu indirimi isteyecek kulüplerin önce devlete olan vergi borçlarını bir açıklaması gerekmez mi?
 
Ya da milyon euroları nasıl havalara saçtıklarını?
 
Türkiye'deki spor kulüplerinin toplam borcunun 2 Milyar TL olduğu tahmin ediliyor; ki bunun bunun yaklaşık 4'te 1'i 4 büyüklerin...
 
Böyle hesapsızca saçılan paraların acısını; bilet zammıyla taraftardan ve vergi affı-indirimleriyle devletten çıkarmaya çalışmaları hak mıdır?
 
Cem Kurel
Ligtv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]