Xaviesta, Mozart ve iki usta

Xaviesta, Mozart ve iki usta

İlk faul düdüğünün 26:52'de çalınması harika değil mi? Ne de olsa sahada, ülkemizdeki çarpık futbol yönetimi düzeninde 'Yeniköy Kasabı' ve 'Çamaşır Suyu Markası' denerek kovulmaktan beter edilen ama dünyanın her yerinde pound misali geçerli ve değerli olan iki harika teknik adamın taktik kapışmasına da bu güzel yarı final yakışırdı.

 
Genç ve 'hücum güzeli' Almanya, hayatları boyunca topu mahalle maçlarında bile rakibine kaptırmayan 'Xaviesta'nın Mozartvari pas sanatı karşısında ilk kez Ballack'ın yokluğunu hissetti. Ne de olsa Löw'ün maçtan önce altını çizdiği gibi İspanya'nın 'bir Messi'si olmasa da, paslaşmaya başladılar mı 'üç Messi gücü'nde olan bir orta sahası vardı.
 
Löw ustanın Jansen değişikliği, tam zamanında bir taşla iki kuş vuran bir taktiksel hamleydi. Ramos karşısında ağır kalan Boateng yerine, geçirdiği sakatlıklardan sonra 2. tercihe dönüşen asıl sol kanat beki Jansen'i oyuna aldı. Böylece hem Ramos'un hız üstünlüğünü etkisizleştirdi, hem de sol kanattan  tehlikeli ataklar geliştirerek maçı dengelemeyi başardı.
 
Ta ki duvarımda resmi olan tek faal futbolcu Puyol, Mesut'ların altyapı milli takımlarından hocası Hrubesch'i hatırlatan 'altın kafa'sıyla tarih yazana kadar... 'İçimizdeki İspanyol' Orhan Ayhan usta çok sever, öve öve bitiremezdi Puyol'u; keşke maçı da o anlatsaydı da bu sevinci yaşasaydı! 
 
Belki de Almanya, artık 'Total Kontrol'cü olan Hollanda'yla beraber tersine dönen Dünya Kupası'nda şampiyon olmak için 'Alman futbol standartları'na göre çok fazla güzel oynuyordu! Tarihin en az gösterişli Hollanda'sı 'eski Almanya misali' finale uzanırken, Beckenbauer'lerden beri en güzel Almanya, 2010 yazının 'duble' dört dörtlük futbol haticesini neticeye dönüştüremedi. Yine de ben torunuma bile 'Fatih Akın film karakterlerinin sahaya inmiş versiyonu' olan bu 2010 model Almanya'yı anlatacağım... Rahmetli dedemin bana 1974 Hollanda'yı anlatırken özenle seçtiği olabilecek en zarif ve şiirvari sözlerle... Ne de olsa 'Evladım biliyor musun, bir zamanlar bizim ülkede Löw ve Del Bosque kovulmaktan beter edilmişti' desem, bana inanmaz. 'Dede, sen Yeniköy bunağısın!' diyebilir!