Galatasaraylıların unutamadığı maçlar

Galatasaraylıların unutamadığı maçlar
Galatasaray'ın 11. kez mücadele edeceği Şampiyonlar Ligi macerasında birçok dönüm noktası vardı. Devler Ligi'nin ilk sezonunda yer alan 8 takımdan biri olan sarı-kırmızılılar, en önemli başarı olarak 2000-2001'de çeyrek final oynayarak yaşarken, 20 Ekim 1993'te ManU'yu eleyerek başladığı ve Süper Kupa şampiyonluğuna kadar götürdüğü Avrupa'daki yükselişine yine Old Trafford'tan başlamak amacında. Bu maç öncesi Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde daha önce oynadığı dönüm noktalarını derledik.


İşte G.Saray'ın Devler Ligi'ndeki dönüm noktaları:


20 Ekim-3 Kasım 1993 ManU maçları
1992-93 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'nı kazanarak Avrupa'ya çok iyi bir dönüş yapan Manchester United karşısında Galatasaray'a şans verenlerin sayısı azdı. Bir de sarı-kırmızılı ekibimizin, ilk turda Ada futbolunun vasat altı takımlarından Cork City'yi zor elediği gözönüne alındığında United'ın turu çok rahat geçeceği öngörülüyordu. UEFA'nın yeni sistemine göre de turu atlayan çeyrek final yerine Avrupa'nın en iyi 8 takımının katılacağı Şampiyonlar Ligi'ne dahil olacaktı.

20 Ekim 1993'te Old Trafford'ta oynanan ilk maç temsilcimiz için adeta kabus gibi başlamıştı. 3. dakikada Kırmızı Şeytanlar'ın önemli ismi Robson skoru 1-0'a getirmiş, Galatasaray, daha kendi yarı alanından çıkarmadan 13. dakikada Hakan Şükür'ün kendi kalesine attığı golle Old Trafford coşmuş, Türkiye ise adeta buz kesmiş ve maçın sonucunun ne olacağını endişeyle beklemeye başlamıştı. Ancak 16. dakikada Arif Erdem, kariyerinin en önemli ve en güzel golünü atarak Old Trafford tribünlerine daha sonra yaşayacakları şokun ilk sinyalini vermişti. O an için unutulmayan ise maçın spikeri Ümit Aktan'ın "Değil Schmechiel, bütün Michaeller gelse bu topu çıkaramazdı" olmuştu. Ardından ManU'nun yaşadığı şaşkınlığı iyi değerlendiren Galatasaray, Kubilay'ın 2 golüyle zoru başarıp öne geçti. Sadece Manchester değil Türkiye de şoktaydı. Sarı-kırmızılı temsilcimiz, bir Avrupa devini daha deviriyordu; ama kimse bunun 10 yıl sürecek bir yürüyüşün ilk adımı olduğunu tahmin edemezdi. Cantona'nın son dakikalarda attığı golle maç 3-3 sona erse de Galatasaray, ülkeye mutlu ve umutlu dönüyordu.

3 Kasım'daki rövanş ise Avrupa'nın "Ali Sami Yen cehennemi" ile tanıştığı maç olarak kayıtlardaki yerini aldı. Ferguson ile birlikte o maçın kadrosunda yer alan Giggs, yaptıkları her açıklamada en unutulmaz atmosferin 3 Kasım 1993'te Ali Sami Yen'de yaşandığını söylerken, İngiliz basını, yıllarca her değerlendirmesinde Ali Sami Yen'i konuklar için en korkunç statlardan biri olarak gösterdi.
0-0 berabere biten maç sonunda Galatasaray, 4 yıl sonra yine Avrupa'nın en iyi 8 takımı arasındaydı ve Şampiyonlar Ligi'nin 8 yıldızından biri İstanbul'dan yükseliyordu.

24 Kasım 1993 Galatasaray-Barcelona
Şampiyonlar Ligi'ne kalan Galatasaray, Barcelona-Monaco ve Spartak ile aynı gruba düşerken, ilk maç İspanyol deviyleydi. Zubizaretta, Koeman, Stoichkov, Romario, Laudrup gibi yıldızlara sahip Barcelona, Ali Sami Yen'deki ilk maçta beklediği rahat galibiyeti alamadı ve Manchester'ın ardından Barcelona ile de başabaş mücadele eden Sarı kırmızılılar, Şampiyonlar Ligi macerasına beraberlikle başlamış oldu.

8 Aralık 1993 Galatasaray-Spartak Moskova
İlk 4 maçta golle buluşamayan Galatasaray için İstanbul'daki Spartak Moskova maçı çok önemliydi. Sarı-kırmızılılar en azından gol aamadan geri dönmek istemiyordu. Kadrosunda Onopko, Karpin, Alenitchev gibi  Avrupa futbolunun önemli figürleri haline gelecek isimleri barındıran rakibi karşısında ilk yarıda etkili bir futbol ortaya koyan temsilcimiz, bir sezon sonra kalesini koruyacak olan Stuche'yi geçemedi. Özellikle Uğur ve Hakan'ın kaçırdığı goller ilk galibiyetin önüne geçti. 2. yarıda ise Onopko ve Karpin'in iki golü tüm umutları yıktı. Ancak son dakikalarda Cihat Aslan Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk Galatasaray golüne imza atan isim oldu.

23 Kasım 1994 Barcelona
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki 2. sezonu sarı-kırmızılıların ilk galibiyetini aldığı sezon oldu. Manchester United, Barcelona ve Göteborg ile aynı grupta yer alan Galatasaray, tek kale oynayıp kaybettiği Göteborg efsanesini yaşadığı sezonun 5. maçında sahasında Barcelona ile karşılaştı. 15. dakikada Romario'nun golüyle yenik duruma düşen temsilcimiz, ikinci yarıda Hakan Şükür ile beraberliği yakalarken, 88. dakikada Arif'in vuruşunda büyük bir hata yapan Sergio Busquets'in babası Carles Busquets temsilcimizin galibiyetinde önemli bir rol üstlenmişti.

O sezonun unutulmazlarından biri de ManU ile oynanan son maçta; daha sonra Avrupa futboluna damga vuracak Scholes, Beckham ve Neville gibi isimlerin ilk Şampiyonlar Ligi maçında temsilcimiz karşısında çıkmış olmasıydı. Beckham'ın bir gol attığı maç 4-0 sona ermişti.

17 Eylül 1997 Borussia
Dortmund
2 sezonluk aranın ardından Şampiyonlar Ligi'ne dönen Galatasaray, Fatih Terim'le ilk Devler Ligi maçına Borussia Dortmund karşısında çıktı. 1996'da Şampiyonlar Ligi finalinde Juventus'u yenerek şampiyon olan Alman ekibinin bu başarısı Galatasaray'ın Devler Ligi'ne ilk kez direk katılma şansını yok etmişti. Ön elemede Sion'u rahat geçip, gruplarda Dortmund, Parma ve Sparta Prag ile eşleşen sarı-kırmızılılar, ilk maçında son şampiyon karşısındaydı. Mücadelede etkili bir futbol ortaya koyan temsilcimiz, 7. dakikada Bülent Korkmaz'ın hatası sonucu Chapuisat'ın golüne engel olamadı ve sahadan yenik ayrıldı. Aklıllarda kalan ise Hagi'nin son dakikalarda direkten dönen topu oldu. Bu moral bozukluğu grup maçları boyunca Galatasaray'ı etkiledi. Terim ilk sezonunda sadece 1 galibiyetle tamamladı.

9 Aralık 1998 At.Bilbao
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı gelenek haline getirdiği yıllarda başka bir gelenek de şanssız maçları olmuştu. Bu zincirin en unutulmaz halkası ise kuşkusuz Athletic maçıydı. Juventus, Rosenborg  ve Bilbao ile ayrı grupta yer alan Galatasaray, son maça 8 puanla girerken, gruptan çıkmak için San Mames'den alınacak sadece 1 puan yeterliydi. Bu avantajla maça başlayan Galatasaray, ilk yarıda rakibe verdiği ilk poziyonda Fatih Akyel'in top kontrolü sırasına yaptığı büyük hatayı affetmeyip asiste çeviren Guerrero ile yenik duruma düştü. Maç boyunca etkili olan temsilcimiz, son dakikada Burak Akdiş'in kariyerini bile etkileyecek pozisyonu değerlendirememesiyle ilk kez gruptan çıkma fırsatını kullanamadı.

3 Kasım 1999 Milan
Galatasaray'ın tarihini çizecek kırılma noktası ise 1999'da Ali Sami Yen'deki Milan maçında yaşandı. 6. maça 4 puanla çıkan temsilcimizin en azından UEFA Kupası'na devam etmesi için İtalyan devini yenmesi gerekiyordu. İlk yarıda Weah ve Capone'nin golleriyle devre arasına 1-1'lik beraberlikle girildi. İkinci yarıda daha sonra Guinti'nin golü umutlarımızı azaltmıştı. Ancak 87. dakikada Ergün'ün ortasına Hakan Şükür'ün vurduğu kafa ve 90+3'te Ümit Davala'nın penaltı golleri skoru 3-2'ye getirirken, UEFA Kupası'nın 17 Mayıs 2000'de Parken'de Bülent Korkmaz ve Hakan Şükür'ün ellerinde yükselmesiyle noktalanacak yürüyüşün ilk adımı atılmış oldu.

4 Mart 2001 Real Madrid
Futbol tarihimizin en unutulmaz maçlarından birine yine ev sahipliği yapan Ali Sami Yen'di. Şampiyonlar Ligi'nde ilk kez gruptan çıkan Galatasaray, 2. turda da Milan, PSG ve Deportivo'nun arasından sıyrılmış, çeyrek finalde son şampiyon Real Madrid'le eşleşmişti. Gruplardaki 5. maçta PSG'nin 3-0 öndeyken Pandiani'ye engel olamayıp Deportivo'ya 4-3 yenilmesiyle liderlik şansını yitiren Galatasaray, ilk maçı evinde oynuyordu. Galatasaray'ın oyuna tedirgin başlamasını iyi değerlendiren Real, Makalele ve Guti'nin golleriyle devre arasına 2-0 önde girerken, hiç kimse 2. yarı olacakları tahmin etmiyordu. 2. yarı öncesi yapılan Capone-Fatih Akyel değişikliği maçın kaderini değiştirdi. Sağ kanadı müthiş kullanan Fatih Akyel, penaltının oluşumunda katkı yaptı. Jardel'in penaltısından sonra Fatih önce Hasan Şaş'a, sonra da Jardel yaptığı asistlerle Türk futbol tarihinin altın sayfasındaki yerini aldı. 2-0'dan gelerek Real'i 3-2 mağlup etmeyi başaran Galatasaray, her ne kadar yoluna devam edemese de unutulmayacak bir performansla akıllarda yer bıraktı.
 
20 Kasım 2001 Roma
2001-2002'de ilk tur gruplarında PSV, Nantes ve Lazio ile aynı grupta yer alan Galatasaray, 10 puanla 2. tura adını yazdırırken, kura çekimi sonra Barcelona, Liverpool ve Roma ile aynı gruba düşerek ölüm grubu klasiğini tamamlıyordu. 3 güçlü rakibi karşısında 5 beraberlik alırken, 4 maçta üstünlüğü ele geçirmesine rağmen bunu koruyamamış, özellikle Nou Camp'ta Markus Merk'in düdük çaldığı maçta Barcelona karşısında ilk yarıyı 2-0 önde tamamlamasına rağmen 2-2 berabere kalmış ve maçı 9 kişi tamamlamıştı. Ancak o sezonun kırılma noktası Ali Sami Yen'deki Roma maçıydı. Perez'in golüyle öne geçen Galatasaray, son dakikaya önde girmesine rağmen, bu kez de Mondragon'un hatasıyla Emerson'un golüne engel olamamış ve maçlara moralli başlama şansını yitirmişti.

23 Ekim 2002 Brugge
2002'de ilk kez Devler Ligi'ne direkt katılan Galatasaray, Lokomotiv karşısında 2-0 galip gelerek başladığı grup maçlarında en büyük yıkımı Brugge deplasmanında yaşadı. Maç 1-1 devam ederken, Emre Aşık'ın taca çıkarmak istemediği topu kaptırması sonucu gelen gol sarı-kırmızılıların dağılmasına neden olmuş, 3-1'lik mağlubiyetin ardından tüm maçlarını yitiren Terim'in takımı sonuncu olarak Avrupa'ya veda etmişti.

3 Aralık 2003 Juventus

Galatasaray'ın Avrupa'da düşüşe geçtiği yılların unutulmaz maçlarından biri kuşkusuz Juventus maçıydı. 1998'de Abdullah Öcalan krizi nedeniyle İstanbul'a gelmek istemeyen Juventus, bu kez de HSBC sadırısını bahane ederek maçı başka bir ülkede oynamak istedi ve bunda da başarılı oldu. Galatasaray-Juventus maçı 3 Aralık 2003'te Dortmund'taki Westfallen'de oynanırken, İtalya'nın siyah-beyazlı ekibinin kaderi değişmedi. Hakan Şükür'ün 2 gol attığı maçı kazanan Galatasaray, grubu 3. sırada tamamlayıp yoluna UEFA Kupası'nda devam etmişti.

18 Ekim 2006 Galatasaray-PSV

2006-2007'deki Şampiyonlar Ligi macerasında unutulmaz maç Anfied'teki Liverpool maçı olsa da gruptan çıkma şansının yitirildiği PSV maçı kırılma noktasıydı. Olimpiyat Stadı'ndaki maçın ilk yarısında iyi bir oyun ortaya koyan Galatasaray, İlic'in golüyle devre arasına 1-0 önde girmeyi başardı. Ancak 2. yarıda Mondragon'un inanılmaz hatası sonucu Kromkamp ve Kone'nin golleriyle maç 2-1 sona ermiş ve tüm umutlar kaybolmuştu.