“Ataman’ın milli takımla devam etmesini istiyorum” (LİGTV.COMTR.ÖZEL)

“Ataman’ın milli takımla devam etmesini istiyorum” (LİGTV.COMTR.ÖZEL)
Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Harun Erdenay, başkanlık döneminde geride bıraktığı bir yılı Ligtv.com.tr’ye değerlendirdi.

Deyim yerindeyse doğduğundan beri basketbolun içinde olan Harun Erdenay, oyunculuk kariyeriyle tırmandığı Türk basketbolunun zirvesinde, artık “başkan” olarak boy gösteriyor. Oyunculuk kariyeriyle başlayan serüvende basketbolun her kademesinde bulunarak devam eden Harun Erdenay'ın en büyük hayali ise 2001 yılında takım kaptanı, 2010 yılında ise menajer olarak taktığı madalyalara EuroBasket 2017'de bir yenisini daha ekleyerek üçlemeyi başkan olarak tamamlamak istiyor.

Başkanlık döneminizde ilk yıl doluyor. Bir yılı değerlendirir misiniz?
Göreve geldiğim süre içerisinde kulüplere verdiğin bir takım sözler vardı bunları gerçekleştirdik. Bu dönem içerisinde Kadın basketbolunda televizyon yayını başlattık. Sonrasında isim sponsoru bulundu. Sezon başında hakemlerin profesyonelleşmesi için bir adım attık, ücretlerinde ciddi oranda artışlar sağladık. Play-off’lara değişik ücretler konuldu ve onlara bir ödül projesi var çok kısa zamanda yapılacak. Kulüpler düzeyinde ise takımlarımız çok iyi gidiyor. Erkeklerde Fenerbahçe Final Four’a kaldı. Galatasaray Odeabank ise Eurocup’ta şampiyon olarak Türk sporu ve Türk basketbolu için çok büyük bir başarı elde ederek gurur kaynağımız oldu. Zaten ben Fransa’daki ilk maçı izlediğimde bu işin Abdi İpekçi’de biteceğine yürekten inanmıştım. Galatasaray’da bu başarısıyla kendilerine güvenenleri yanıltmadı. Kadınlarda ise Fenerbahçe yine Final Four’a kaldı ve sezonu üçüncü tamamladı. Abdullah Gül Üniversitesi çeyrek finale yükseldi. Tüm bunlar Türk basketbolu adına sevindirici gelişmeler.



Bir dahaki seçim 2016 yılının kasım ayında yapılacak. Geçen 1 yıllık sürede ve kalan zamanda, planladığınız reformların ne kadarını gerçekleştirdiniz?
Kısa vadeli planları gerçekleştirdik. 24 takımla Kadınlar Birinci Ligi’nin kurulması, Kadın Basketboluna isim sponsoru bulunması ve TRT’den yayınlarının yapılması. Verdiğimiz sözler arasında Süper Lig uygulamasının başlatılması vardı ve bunlar ana başlıklar altındaydı. Tüm bunları gerçekleştirdiğimizi çok rahatlıkla söyleyebilirim. Sadece Kulüplerin iddiaa’dan isim gelirleri konusunda bir artış sözü vermiştik sadece bunu şu ana kadar gerçekleştiremedik fakat konu ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor bu sezon yetişmese bile önümüzdeki sezon başında kulüplerimiz bu anlamda gelir artışlarını alacaklar.

Oyuncuyken sahada liderlik özellikleri olan bir karakterdiniz. Bu özelliğinizi başkan olarak da yansıtabiliyor musunuz? Harun Erdenay nasıl bir başkan?

Ben ve Yönetim Kurulundaki arkadaşlarım burada bulunan çalışma arkadaşlarımla beraber Türk basketbolunu yönetiyoruz ve Türk basketbolu için doğru kararları almaya çalışıyoruz. Tabii burada kritik noktalardaki en son kararlar benim oluyor. Dolayısıyla; günahıyla –sevabıyla, iyisiyle-kötüsüyle bazı kritik kararlar aldık arkadaşlarımla beraber ve bu alınan kararların hepsinde son karar hep benim oluyor.  Bu grubun lideri olarak bu kararı benim vermem gerekiyor. Zaten ben bu yapının 10 senedir içindeyim. Menajerlik yaptım, yönetim kurulu üyeliğinde bulundum ve as başkanlık yaptım. Açıkçası her katmanda görevler aldım. İşleyişin ne şekilde olacağını biliyorum. Sonuçta bu yapı içerisinde başarılı işlerimizi daha ileriye taşımak için hep beraber bir şeyler yapıyoruz ve ben de bu yapının lideri olarak elimden geleni Türk basketbolunun daha iyi yerlere gelmesi için çalışıyorum...

Seçim sürecinde tesislerin yetersizliği ile ilgili taleplerin olduğunu ve bu konuda atılımlar yapacağınızı söylemiştiniz. Tesisler ile ilgili Türkiye Basketbol Federasyonu’nun nasıl bir yapımı olacak?

Bu federasyonun değil bakanlığın konusu. Bakanlığımız bu konu ile ilgili çok büyük atımlar yaptı. Bizim oynadığımız dönemle karşılaştırdığımız zaman arada dağlar kadar fark var. Basketbol olarak bence oynanan salonların kalitesinde Avrupa’nın sayılı ülkeleriyle başa çıkabilecek düzeydeyiz. Spor Bakanlığı tesislere olan yatırımı aynı hızla devam ettiriyor. Bu konuda çok şikayet edilecek bir konumda olduğumuzu düşünmüyorum.

Olimpiyat Elemeleri için Kadınların kesin katılacağı ancak erkeklerin ise işlerinin zor olacağı konuşuluyor. Sizce olimpiyatlarda kadın ve erkek olarak yer alacak mıyız? Katılamamak bizleri nasıl etkiler?
Tabii ki önceliğimiz kadın ve erkek takımlarımızla olimpiyatlarda yer almak. Kadınlar da kesin gidecek diye bir şey yok. Dört yılda bir organize edilen ve 12 takımın katılacağı bir organizasyon.  Kadınların şansı bence de erkeklere göre daha fazla görünüyor ancak deminde söylediğim gibi garanti diye bir şey yok. Önce sahaya çıkıp mücadele etmek gerekiyor. Kadın takımımız çok istekli ve bunu başarabilecek gücü var. İnşallah çok iyi hazırlanıp mücadele ederek bunu başaracaklar...

 


Erkek takımımızın da şansı var ama önümüzde Fransa gibi güçlü bir takım var. Fransa dünyanın en kapasiteli oyuncularından oluşan bir takım. Tony Parker, Boris Diaw, Fournier, Batum, De Colo ve Rudy Gobert gibi NBA’e damga vurmuş oyunculara sahip bir ekip. Kadro olarak dünyanın birkaç önemli takımlarından birisi. Bir gerçek var ki biz de çok güçlü bir takımız. Geçtiğimiz sene Fransa ile üç periyot kafa kafaya oynadık ancak son periyotta maç koptu. Şimdi tarafsız sahada oynayacağız ve biz Fransa’dan çok daha fazla istiyoruz olimpiyatlara katılmayı bu sebepten de çok fazla şansımız var. Kanada’yı unutmamak gerekiyor. Belki kimse Kanada’yı konuşmuyor ancak Kanada’nın çok tehlikeli oyuncuları var. Atletik ve hızlı oynuyorlar. Hem Fransa’nın hem de Kanada’nın NBA’de oynayan oyuncuları var. Belki turnuvaya gelmeyecekler gelirse yorgun gelecekler. Bu da bizim için bir avantaj olacak.

Olimpiyatlara takım düzeyinde bugüne kadar katılamadık ve katılamamak elbette kötü olur ama dünyanın sonu demek değil bu. Sonuçta elimize böyle bir fırsat geçmişken hem kadın hem de erkek takımımızla bu fırsatı sonuna kadar değerlendirmemiz gerekiyor.

FIBA – Euroleague çekişmesi büyüyor. FIBA’nın Eurobasket tehditi var. Siz aynı zamanda FIBA yönetim kurulundasınız. FIBA Şampiyonlar Ligi’ne neden katılım olmuyor? Euroleague ve Eurocup’ın FIBA’ya göre daha cazip olmasının nedeni ne olabilir?
Biz FIBA’ya bağlı FIBA kuralları ile yönetilen bir ülke federasyonuz. O yüzden de FIBA’nın kurallarını beğensekte, beğenmsekte uygulama durumundayız. Aksi durumda FIBA düzenlediği organizasyonların dışında bırakma hakkına sahip. Avrupa Şampiyonası düzeyinde bir kısıtlama olacağını söyledin ama bence bu olimpiyat ve dünya şampiyonaları düzeyinde de olacak. Şu an 14 federasyon FIBA’ya kurallara uyacaklarına dair taahhütnameleri yolladı. Sadece İspanya bu taahhütnameleri yollamadı ancak son yaptığımız “Executive Board” toplantısında İspanya’nın olimpiyatlardan çıkartılması gündeme geldi. Sonuçta FIBA mı yoksa ULEB mi daha iyi organizasyon yapar bunu bilemem. FIBA son dönemlerde çok üst düzey organizasyonlarda bulunmadı ama başta Dünya Şampiyonları olmak üzere diğer organizasyonlarda gayet başarılılar. 5 takımımız bizimle beraber hareket ediyor. Banvit,  Beşiktaş, Pınar Karşıyaka, Royal Halı Gaziantepspor ve Uşak Sportif bizimle beraber hareket edeceklerini söylediler. Galatasaray Odeabank ile konuşmamız olmadı. Çünkü bu süreçte Eurocup’ta şampiyonluk mücadelesi veriyorlardı. Eurocup’ı kazandıkları için kurallar gereği doğrudan Euroleague’e katılma durumları oluştu. Aksi bir durum oluşsa idi gerekli görüşmeleri yapmaya başlayacaktık.

FIBA-ULEB çekişmesi biraz daha sürecek gibi görünüyor olsa da bence kısa sürede anlaşacaklar. Önümüzdeki hafta her iki tarafta bu konuda anlaştıklarını açıklayabilirler. Bu süreçte kimin kozları daha fazla ise o daha çok kazanan taraf olacaktır. Bu FIBA Avrupa’nın değil, daha çok FIBA Dünya’nın yürüttüğü operasyon o yüzden de iki taraf uygun şartlar altında kısa süre içinde uzlaşmaya varacaklar...



Lig için en çok yapılan eleştirilerden birisi kalitenin sadece ekonomiye dayalı olduğu yönündeydi. Çok büyük yatırımlar var ancak Avrupa’da başarı yok deniliyordu. Baktığımız zaman Fenerbahçe üst üstte ikinci kez Final Four’da, Galatasaray ise Eurocup şampiyonu. İki büyük organizasyonda da biz varız. Neler söyleyeceksiniz?
Türk basketbolu son yıllarda aldığı başarılı sonuçlarla sadece Avrupa’da değil, dünyada gösteriyor geldiği noktayı. Fenerbahçe Euroleague’de Final Four’a kaldı. Galatasaray Odeabank ise Avrupa Kupası şampiyonu olarak Türk sporu ve Türk basketbolu için çok büyük bir başarı elde etti ve gurur kaynağımız oldu. Galatasaray Spor Kulübü camiasını, yöneticilerini, basketbol takımının sporcularını, teknik ve idari kadrosu ile emeği geçen herkesi bir kez daha sizlerin aracılığı ile tebrik ediyorum.

Diğer takımlarımız da mücadele ettikleri kulvarlarda çok başarılı oldular. Tabii bunda 6 yabancı oyuncu kuralının etkisi var. Her kararın nasıl negatif yönleri varsa pozitif yönleri de var. Takımlarımızın uzun süreli ciddi yatırımları var. Fenerbahçe ve Galatasaray’ı Avrupa’nın en iyi antrenörleri yönetiyor ve arkalarında inanılmaz büyük seyirci ve camia destekleri var.  Lige dönecek olursak saydığım takımlar 6-7 mağlubiyet aldılar ve büyük bir çekişme yaşanıyor Spor Toto Süper Lig’de. Bu da ligimizin kalitesini gösteriyor.  Son sırada bulunan Türk Telekom, Fenerbahçe’ye son topta mağlup oluyor. Bu ligin kalitesini ve heyecanını artırıyor. Bunun sayesinde sponsorlar da üst üstte geliyor.

Sponsorluk konusunda belki de en iyi ve en başarılı federasyon TBF. Son yıllarda müthiş bir büyüme var. Bu sürecin gelişmesi ve tabii ki Federasyonun sponsorluk yaklaşımı nasıl?
Çok sponsorluk teklifi alıyoruz ancak biz her sponsoru almıyoruz. Basketbolla adının uyuşabileceği sponsorlar ile daha çok iş birliği yapıyoruz. Baktığınız zaman global ve kurumsal firmalarla sponsorluk anlaşmaları yapıyoruz. Allah’a şükürler olsun sponsorluk konusunda bir sıkıntımız yok. Ligde ve milli takımlarda dünya çapında sponsorlarla birlikte çalışıyoruz. Sponsorlarımızda bundan çok memnuniyet duyuyorlar. Lige ve milli takımlara sponsor olan firmalar da basketbol gibi heyecanlı bir branşa destek olarak bundan tatmin oluyorlar. Alınan başarılar sonucunda verdikleri maddi değerin karşılığını fazlasıyla alma şansı buluyorlar.

Başkanım hakemler çok eleştiriliyor ve formsuz oldukları sürekli dillerde. Hakemlerin profesyonelleşme sürecini başlattınız. Bu proje ne aşamada?
Hakemler her sene eleştiriliyor. Benim oynadığım dönemde, benden önce ve benden sonra her zaman yöneticiler maçlardan sonra hakemlerden şikayet ederler. Biz tabii federasyon olarak büyüyen bu organizasyon yapısında hakem camiasını da büyütüp hakemlerimizin bir kısmını maaşlı hale getirecek projelerimiz var. Bunları önümüzdeki sezon hayata geçirmek istiyoruz. Hakemler bu oyunun bir parçası ve hatalar yapabiliyorlar. Üst üstte hata yapan hakemlerimiz zaten ceza alarak maç yönetemiyorlar. Merkez Hakem Kurulu’nda (MHK) bulunan arkadaşlarımız zaten bunu dengede tutarak gerekli çalışmaları yapıyorlar.



5+1 kuralı sizin oynadığınız iki yabancılı dönemde çıksaydı Harun, İbrahim, Orhun, Hidayet gibi yıldızlar yine çıkar mıydı?
Saydığın dört isim yabancı sayısı sınırsız olsa bile yine yetişirdi. Ben, Orhun, İbrahim ve Hidayet gibi yıldızılar 5+1 değil 5+5 sisteminde bile yetişirdi. Serkan’cığım söylediğin çok doğru ama bir şekilde genç oyuncuların önü mutlaka tıkanıyor. 2 yabancılı sistem olsa tabii ki durum çok daha farklı olurdu buna katılıyorum. Ama kulüplerimizin istekleri var. Kulüpler, ligimizin önemli paydaşları. Onların isteklerini görmemezlikten gelemezsin. Federasyon olarak bir şekilde dengede tutmak zorundayız her kulübün isteklerini. Yabancı oyuncu kuralının tamamen serbest olmasını isteyen kulüplerimizde var. Biz dünya standartları seviyesine göre gayet iyi durumdayız. 6 yabancı, 6 Tük oyuncunun olduğu sistemde Türk oyuncuların biraz daha rekabete girmeleri gerekiyor...

Burada bilinmesi gereken bir başka konu daha var sezon öncesinde Lig Kurulu toplantıları yapıyoruz. Kulüplerimizin burada öneri ve isteklerini dikkate almak zorundayız. Biraz önce söylediğim gibi kulüplerimiz, ligimizin en önemli paydaşları. Bu kurullarda bazen üç kulüpten başka fikir, bir başka üç-beş kulüpten farklı fikirler çıkıyor. Ama bazı konularda ise tüm kulüpler ortak fikir içinde oluyorlar. Örneğin 5+1 kuralı çıkarken 16 kulübün tamamı kurula katılmıştı ve Tofaş hariç 15 kulüp 5+1 kuralını kabul etti. Hatta o dönem Tofaş Kulübü’nde başkan olarak Efe ağabey vardı. Ben de o dönem başkan değil, yönetim kurulu üyesiydim. Bu 15 kulübün isteğiydi ve 15 kulübün istediği bir öneriyi göz ardı etmek kolay bir şey değil.

Her platformda başarılı olan bir altyapıya sahibiz. Milli takımlarımız mücadele ettiği her kulvarda madalyalara ambargo koyuyor. Bu federasyonun altyapıdaki büyük başarısı ancak kulüplere dönecek olursak 1. Lig’de mücadele edip altyapısı olmayan kulüpler var. Federasyon başkanı olarak bu konudaki düşünceleriniz merak ediyorum?
Altyapı yatırımı, zaman ve para isteyen bir yapı ve gerçekten çok zor. Anadolu Efes, Beşiktaş Sompo Japan, Darüşşafaka Doğuş ve Galatasaray Odeabank gibi takımlar altyapılara büyük yatırımlar yapıyor. Belki 2-3 milyon Euro’dan daha fazla para harcıyorlar altyapılara. Belki Anadolu’dan bir takımın altyapıya bu kadar para harcayacak lüksü yok, belki de A takım seviyesine çıkmak öncelikleri ve ardından altyapıya yatırım yapma planları oluyor. Bunlar kulüplerin kendi planlaması ile ilgili bir konu. Biz Süper Lig’e yükselmiş bir takıma senin genç takımın yok diye lige almama gibi bir şey yapamayız. Ama fikir ve düşüncelerimizle bu takımları destekleyebiliriz.

Federasyon Başkanı olarak kısa vadeli hedeflerinizin tamamını gerçekleştirdiğinizi söylediniz ve ilerleyen dönemde yeni projelerle Basketbol Federasyonunu daha ileriye taşıyacağınıza hiç şüphe yok. Peki Harun Erdenay’ın uzun vadedeki planları nelerdir?
Öncelikli olarak 2016 yılının sonunda yapılacak olan bir seçim var. O yüzden de 2017’de benim başkan olup olmayacağım belli değil. Genel Kurul yapılacak ve delegeler oylarını verecek ve seçim sonucuna göre yeni dönem başlayacak. Ben 2017’de başkan olmak isterim. 2001 yılında takım kaptanı - oyuncu olarak madalya taktım, 2010 yılında takımın Genel Menajeri olarak madalya taktım, 2017’de de başkan olarak madalya kazanarak böyle bir üçlemeyi yapmayı çok isterim.

Hedefimiz ve çalışmalarımız EuroBasket2017 üzerine.  Çok kaliteli bir takıma sahibiz. Bu takıma 2017’ye kadar çok yetenekli genç oyuncularda yetişecektir. Yine burada 2001 ve 2010’da olduğu gibi tüm ulusumuzla beraber final için şampiyonluk yine hep beraber yine kenetleneceğiz.

FIBA organizasyonlarına en iyi ev sahipliği yapan ülkelerin başındayız. EuroBasket2001, EuroBasket2005 Women, 2010’da Erkekler, 2014’te ise Kadınlar Dünya Şampiyonasına ev sahipliği yaptık ve hepsi tüm dünya tarafından büyük bir beğeniyle konuşuldu. Şimdi önümüzde EuroBasket2017 var. Hazırlıklar nasıl gidiyor?
FIBA ile toplantılar başladı. EuroBasket 2017 organizasyonuna özel bir ekibimiz var ve bu ekip FIBA ile üç toplantı yaptı. Salon ve otellerin durumuna bakıldı. Branding ve TV yayınları nasıl olacak, kaç kamera ile yayınlar yapılacak. Tüm bunlar bu ekipler tarafından yürütülüyor. Biz de bunları kendi içimizde değerlendiriyoruz. Zaten bizim bu konuda çok tecrübeli ekibimiz var. Avrupa’nın organizasyonlar konusundaki en tecrübeli federasyonuyuz. Sonuçta kısa süre önce 2014 yılında Kadınlar Dünya Şampiyonasına ev sahipliği yaptık. Baktığınız zaman son 6 yılda iki Dünya Şampiyonasına ev sahipliği yapmış bir federasyonuz. Tüm bunları göz önüne aldığınızda FIBA bize bu organizasyonu gözü kapalı verdi ve onlar sadece teknik detaylarla ilgileniyorlar...



Galatasaray Odeabank’ın ve milli takım’ın antrenörü Ergin Ataman’ın geleceği çok merak konusu. Ergin hoca milli takımla devam edecek mi?
Ergin Ataman’ın sözleşmesi devam ediyor ve Olimpiyat Elemelerinde takımın başında olacak. Kendisiyle yaptığım konuşmalarda milli takım organizasyonlarının kış döneminde de devam edeceğini belirtmiştim o da şu an Galatasaray gibi büyük bir camianın antrenörlüğünü yapıyor. Ergin hoca bu konu ile ilgili kararını daha sonra verecektir ama ben Ergin Ataman’ın milli takımla devam etmesini istiyorum.

Röportaj: Serkan Aslan – Ligtv.com.tr