Rakip Raporu: Panathinaikos

Rakip Raporu: Panathinaikos

Fenerbahçe'nin THY Euroleague'deki rakibi Panathinaikos'u, beIN SPORTS yorumcusu İsmail Şenol analiz etti. 

Fenerbahçe’nin iki Final Four sezonunda da çeyrek finalde son şampiyonu elemesi sürpriz değildi. Zeljko Obradoviç’in takımı çeyrek finalleri 3-0’lık skorlarla geçerken öyle bir oyun hakimiyeti kurdu ki rakipleri üzerinde; seriler bittiğinde 5-0 etkisi yarattı. Bu sezon işler biraz daha zor. Çünkü iç sahada oynadığı 14 Euroleague maçında 13 galibiyet alan, tarihi boyunca Türk takımlarına karşı Euroleague’de oynadığı 25 iç saha maçının 24’ünü kazanmış bir Panathinaikos var karşıda. Üstelik ev sahibi avantajı da, Xavi Pascual’in ekibinde. Senaryo bir yerlerden tanıdık. 2011 yılında Obradoviç ve Pascual karşı karşıya gelmiş, favori olarak gösterilen taraf Barça olmuştu. O zaman PAO’nun başındaki Zoc, ev sahibi avantajı olmamasına rağmen Barcelona’yı elemeyi başarmıştı. Avrupa tarihinin en unutulmaz serilerinden biriydi ve Obradoviç o sezon şampiyonluğa gitmişti. Bakalım Avrupa basketbolunun en çok şampiyonluk kazanmış antrenörü, yıllarını geçirdiği salonda şapkadan tavşan çıkarıp bir maç çalabilecek mi?

En farklı galibiyet: Galatasaray Odeabank, 85-58
En farklı mağlubiyet: Fenerbahçe, 84-63
Normal sezon derecesi: 19G – 11M
5 sayının altında biten maçlarda: 3G – 4M
Sıcak istatistik: Maç başına 7.5 top çalmayla Euroleague'de ikinci sırada. 
Soğuk istatistik: En düşük yüzdeyle faul atan takım. %71.4. 
Kulüp tarihi: 6 EuroLeague, 34 Yunanistan Ligi, 18 Yunanistan Kupası şampiyonluğu.
Antrenör kariyeri: Xavi Pascual. 1 Euroleague, 4 İspanya Ligi, 3 İspanya Kupası, 4 İspanya Süper Kupası, 1 Yunanistan Kupası şampiyonluğu. 1 Euroleague Yılın Koçu ödülü. 

KADRO
F, Chris Singleton (12.3s, 6.0r, 1.1a, 1.3tç, 1.1a)
G, Nick Calathes (10.1s, 4.0r, 5.7a, 1.6 tç)
F, KC Rivers (11.0s, 2.5r, %41 üçlük)
F, James Gist (9.5s, 4.8r, 1.2tç)
G, Mike James (12.9s, 2.1r, 3.0a)
G, James Feldeine (7.0s, 1.1r, 2.1a)
C, Ioannis Bourousis (8.1s, 4.9r, 1.1a)
G, Nikos Pappas (5.7s, 1.7r, 1.3a)
F, Demetris Nichols (4.2s, 2.5r)
F, Kenny Gabriel (5.4s, 3.0r)
F, Antonis Fotsis (2.0s, 2.5r)
F, Vassilis Charalampopoulos (0.6s, 0.3r)

EN GÜÇLÜ YÖNÜ
Dış oyuncuları. Topu oyun kurucuları Calathes ve James’e teslim eden; Pappas, Rivers ve Feldeine gibi skorerlerden her an katkı alabilen Panathinaikos, kısaların skor potansiyeli olarak Euroleague’in öne çıkan takımlarından biri. Sözü edilen beş kısa oyuncunun tamamı, bu sezon bir Euroleague maçında 19 sayı barajına ulaştı. Pozisyon sayısını azaltmaktan imtina etmeyen, topun genellikle oyun kurucuların elinde olmasından dolayı çok az top kaybeden Panathinaikos, kadro yapısı itibarıyla geçiş hücumunu da oynayabilecek atletizme sahip. Kısa oyuncuların topu bu kadar hakimiyeti altına almaları, Panathinaikos’un atletik bitirici uzunlarını da verimli kullanmasını sağlıyor. Singleton, Gist ve Gabriel gibi isimlerden hücumda verim almak da, onların dakikalarını artırıyor. Bu sayede rakip kısaların karşısında kalabilen uzun rotasyonu da genişliyor. Pascual’in oyunun akışını değiştirmek için başvurduğu “duran beş” ve “koşan beş” ile hücum çeşitlendirebilmesi, takımın kadro derinliğinin bir göstergesi.

EN ZAYIF YÖNÜ
Panathinaikos, bilhassa ribaundlarda önemli sorun yaşıyor. Maç başına 36.4 ile Euroleague’de rakiplerine en çok ribaund veren ikinci takım Panathinaikos, rakiplerinden de daha az ribaund alıyor. Bu aslında savunma tercihlerinin bir sonucu. Savunmada adam değiştirme üzerine kurulu bir strateji güden yeşil-beyazlılar, toplu kısaları savunan uzun oyuncuların çemberden uzaklaşmasının bedelini, az ribaund alarak ödüyor. Atina ekibinin tek sorunu ribaundlarda değil. PAO, çeşitli şekillerde hücum etme yetisine sahip kısalarıyla çok sık faul çizgisine gelmesine karşın, Avrupa’nın en kötü serbest atış kullanan takımı. Çizgide sadece %71.4’le oynuyorlar. 

EN İYİ OYUNCUSU
Chris Singleton. Singleton, hücumda Panathinaikos’un en değerli bitiricisi. Pascual, onu hücumda iki ana rolde kullanıyor. Birincisi, “perdelemeyi yapan kişi” görevinde. İkincisi de, “ikili oyunda saha içi yerleşimini sağlamak adına topsuz alanda bekleme” görevinde. Perdeleme yaptığı pozisyonlarda, çoğunlukla dışarıya açılıp şut kullanıyor Singleton. %47’yle üçlük atan bir forvet olarak köşede beklediği zamanlarda da şutu en önemli silahı, fakat şutu tercih etmediği anlarda, hareketli savunmaya karşı topu yere vurup potaya gidebiliyor. Elbette Singleton’ı bu kadar verimli kılan sebeplerden biri de, yaratıcıların çembere gitme özelliği. James ve Calathes’in potaya hareketlenip verdiği toplar, Singleton’ın en kuvvetli olduğu yönlerini ortaya koymasını sağlıyor. 27 yaşındaki Amerikalı, savunma kısmında da kısaların karşısında kalabilen, pas kanallarını iyi okuyan, zayıf taraftan gelip blok yapabilen bir isim. Bu sezon Panathinaikos’un başarısında en büyük pay sahibi. 

X FAKTÖRÜ
Mike James. Kartvizitinde büyük puntolarla “yaratıcı” yazıyor. James’in en önemli özelliği tabii ki skor üretimi. Panathinaikos sisteminde, yarı saha hücumları tıkandığında geçiş hücumunu başlatan, tempoyu artıran ve çeşitlilik yaratan bir isim. Avrupa’nın en değerli bire bircilerinden olan James, topu eline aldığında tek şey düşünüyor: Çembere gitmek. Bunu yaparken de, ısrarla sağına gitmenin yolunu arıyor. Ancak neredeyse bütün takımlar bunun farkında olduğundan, rakip savunmacılar James’in sağ tarafını kapatarak yönlendirme savunmasını tercih ediyorlar. Bu noktada da, dripling üzerinden orta mesafe şutunu tercih ediyor. O özelliği de Avrupa’ya geldiği günden bu yana bir hayli gelişti. James, soluna doğru yöneldiğindeyse çoğunlukla köşeye pas veriyor. Hiçbir maçta ilk beş çıkmamasına karşın, takımın en skoreri Mike James, Panathinaikos’un bu sezonki en skorer ismi. 

HÜCUMDA NE YAPARLAR?
Panathinaikos’un hücum dengesi biraz dışarıya kaymış durumda. En büyük göstergesi, takım halinde Avrupa’nın en az iki sayılık basket atan ikinci takımı olmaları. Maç başına yaklaşık 18 ikilik isabeti bulan PAO, buna karşın en çok üçlük atan ve deneyen de ikinci takım: 9.5/26.4. Ancak bu üçlüklerin top paylaşımı sonrası geldiğini söylemek doğru olmaz. Zira Panathinaikos, ortalama 15.3 asistle Euroleague'in en az asist yapan üçüncü takımı. Az asist yapmaları, topun daha çok bireylerin elinde kalmasının bir sonucu. Bu sistemin bir tercihi ve o tercihin sonunda olumlu bir istatistik de öne çıkıyor: Yeşil-beyazlılar, ligin en az top kaybeden ikinci takımı. Bu sezon pek verimli kullanamasalar da, hâlen Bourousis gibi bir sırtı dönük pota altı silahına sahipler. Xavi Pascual’in geliştirebileceği yönlerden birisi, kariyeri boyunca Türk takımlarına karşı hep iyi oynamış Bourousis’i takıma monte etmek.

SAVUNMADA NE YAPARLAR?
Panathinaikos, savunmada çok agresif bir takım. Bu agresifliği çabuk ayaklı uzunlarına borçlular. Singleton, Gist, Gabriel üçlüsü, kısa oyuncuların karşısında kalabilen, ikili oyun sonrasında topu elinde tutan oyunculara baskı yapabilen önemli isimler. 17 bin coşkulu taraftarı arkalarına almaları da bu duruma zarar vermiyor tabii. Yeşil-beyazlılar, çemberden çok uzaklara çıkarabildikleri bu baskı sayesinde, rakiplerine en az asist yaptıran ikinci takım. Maç başına yediği 74.5 sayıyla Euroleague üçüncüsü olan PAO, rakiplerini %44.6 isabette tutuyor ki, bu alanda da üçüncü durumda. 

PANATHINAIKOS NASIL KAZANIR?
Maça iyi başlayıp iyi bitirmek Panathinaikos için çok ama çok önemli. PAO, kazandığı maçlarda ilk ve son çeyreklerin toplamında ortalama 41 sayı atarken; kaybettiği maçlarda 34 civarında kalıyor. Hücum açısından düşünülürse, Calathes ve James’in hücumda topun kıymetini bilmesi de elzem. Yeşil-beyazlılar, tek hanelerde top kaybettiği dokuz maçın sekizini kazandı. Topun kıymetini bilmenin yanı sıra, agresif oynamak da Panathinaikos’un öne çıkmasını sağlıyor. Kazandığı maçlarda ortalama 19 kez serbest atış çizgisine giden Panathinaikos, kaybettiği maçlarda 14’te kalıyor. Agresiflik, savunma cephesinde de önemli. Kazanılan maçlarda ortalama 8.9 top çalan Panathinaikos, kaybettiği maçlarda 4.7’de kalıyor. PAO’da gözden kaçan, ancak bu eşleşmede dikkat çekebilecek noktalardan biri de Bourousis. Yunan pivot belki bu sezon hiç formda değil, ancak Fenerbahçe oyunu yavaşlatmayı başardığında, sırtı dönük pivot savunması zaafiyetini öne çıkarabilecek bir isim. 

FENERBAHÇE NASIL KAZANIR?
1- Dış şut sokarak
Fenerbahçe’nin doğru hücum etmesi gerektiğini gösterse de, aldatıcı bir istatistik var hücum kısmında. Sarı-lacivertliler, 80 sayının üstüne çıktığı 10 maçın tamamını kazandı. Fakat bu maçın yüksek skorlara çıkması Panathinaikos’un konfor alanına girdiğinden, OAKA’da 80’li sayılara çıkmak, ev sahibinin de isteyeceği bir durum. Fenerbahçe akıllı ve yüzdeli hücum etmeli. Bunu yapmak için de, Dixon, Sloukas ve Nunnally’nin Bogdanoviç’e skor desteği gerekiyor. Çünkü Fenerbahçe ne zaman hücumda sadece (aynı zamanda takımın en iyi kısa savunmacısı olan) Bogdanoviç’e bağımlı kalsa, işler zora giriyor. Üstelik Dixon kazanılan maçlarda %41, kaybedilenlerde %31 ile üçlük atarken; Nunnally kazanılan maçlarda çizginin gerisinden %47, kaybedilenlerde %36 ile oynuyor. Melih Mahmutoğlu için de durum çok farklı değil. Kazanılan maçlarda %48 ile üçlük atan kaptan, kaybedilenlerde %39’da kalıyor. Nişancılar, göreve!

2- Topu paylaşarak
Singleton, Gist ve Gabriel’ın ikili oyun savunmasında kısalar üzerinde kuracağı baskı, Sloukas ve Dixon’ın hiç sevmediği türden. Bu yüzden perde sonrası bu ikilinin topu nasıl kullanacağı, üzerine gelen uzunlara karşı top kaybı yapmadan doğru tercihleri Fenerbahçe hücumunun akıcılığını sağlayacaktır. Final Four’a çıkmak için, dört-beş paslı ve boş şutla biten klasik Fenerbahçe hücumlarına ihtiyaç çok. Baskıda top kaybetmemek, bu maç için hayati önem taşıyor.

3- James ve Calathes’i akıllıca savunarak
Hack-a-Shaq, Avrupa basketbolunda pek kullanılmayan bir strateji. Bu stratejinin temeli, faul hakkı dolan savunma takımının, kötü faul atan rakip oyuncuyu kasten çizgiye göndermesi. Zeljko Obradoviç, Panathinaikos’ta %48 ile faul atan Calathes’in maç sonlarını oynamasını engelleyebilir. Belki NBA’deki gibi net bir şekilde Hack-a-Calathes görmeyeceğiz, ancak Fenerbahçe’nin ikili oyunda Calathes’in şutunu savunmak yerine pas kanallarına odaklanacağı kesin. James konusunda Udoh ve Vesely’ye büyük iş düşüyor. James o kadar patlayıcı bir oyuncu ki, ısrarla sağına gideceğini bilmenize rağmen bunu yapabiliyor. Özellikle Udoh ve Vesely’nin “nasılsa bloklarım” düşüncesinden kurtulup, James’in çembere gitmesini engellemeleri gerekiyor.