"Kan kustu, gülsuyu dedi"

"Kan kustu, gülsuyu dedi"
Galatasaray 2. Başkanı Cengiz Özyalçın, Güneş Gazetesi'nden Selahattin Ekrekli'ye çok özel açıklamalar yaptı. Özyalçın, Başkan Dursun Özbek’in çok çektiğini söyledi
Takımda Baba Gündüz’ün ruhu olduğunu anlatan Galatasaray ikinci başkanı Cengiz Özyalçın, takımdan Sneijder gibi başarıya doymuş oyuncuları göndererek en doğru bir kararı verdiklerini ifade etti ve “Başkanım ‘Kan kustu gülsuyu’ dedi. Tünelin ucu artık aydınlık” ifadelerini kullandı

Galatasaray ikinci başkanı Cengiz Özyalçın 2 yıllık Dursun Özbek dönemini anlatırken çok zor günler geçirdiklerini söyledi. Ellerini taşın altına koyduklarını aktaran Özyalçın; “Başkan benden bile daha iyi Galatasaraylı. Başkan zor günlerinde bile ‘kan kustu gülsuyu’ dedi. Çok şükür sabrettik ve şimdi rahata erdik. Tünelin ucu artık aydınlık” diyerek camiaya önemli mesajlar verdi.  İşte Cengiz Özyalçın'ın arkadaşımız Selahattin Ekrekli'ye yaptığı birbirinden çarpıcı açıklamalar...

BU YÖNETİM ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU!
BU yönetim kurulu bilerek ve isteyerek göreve talip oldu. Galatasaray'ın ekonomik yapısını biliyordu. Benzetiş kötü; ‘Taşın altına elini koydu’. Ve de şöyle bir ikilem içerisinde sevgili başkan ve yönetim kurulu. Ekonomik yapı güçlenirse sportif başarı olabilir. O nedenle ekonomi yapının güçlenmesi gerekti. Bizim de elimizde bir takım asetler var. Örneğin; Riva… Bu güne kadar Riva'ya Galatasaray Yönetim Kurulu’nun bugünkü tavrı içerisinde yaklaşılmamış. Krediler de teminat olarak  gösterilmiş ve de bu paralar alınmış (Ünal Aysal dönemi ancak Özyalçın isim vermek istemedi). Galatasaray genel kurulu üyeleri saygın kişilerdir. Galatasaray’ın neye hizmet etiğini, ne amaçla Galatasaray’ı yücelttiklerini bilirleri


TÜNELİN UCUNDA IŞIK GÖZÜKTÜ
Galatasaray’ın 3 yıllık periyodunda yapacaklarının  genel kurul kararı ile yapılmasını önermişti. Bu oldu mu?
OLDU. Riva için büyük bir yetki verdiler yönetim kuruluna ve bu yetkiler içinde Sayın başkan çok kötü olan Galatasaray’ın ekonomik yapısının iyiye doğru gitmesini sağladı. Yani tünel karanlıktı bir ışık gözüktü. Şimdi iyiye gidiyor. Bence haklı ve haksız bana göre Galatasaray’ın çıkış yolu buydu. Riva ve Florya ile ilgili sevgili başkan TOKİ ile yapmış olduğu anlaşmalar Galatasaray’ın ekonomik yapısını güçlendirmeye yönelik çalışmalardı. Tünelin ucunda ışık gözüktü.

BAŞARIYA AÇ OYUNCULARA YÖNELDİK
GEÇEN yıl futbolda şöyle bir kanı vardı. Bizim futbolcularımız şampiyonluklara doymuş, toktular. Halbuki  teknik direktörümüz Igor Tudor ve sevgili başkanımızın istediği futbola aç, mücadeleci, şöhrete doymamış isimlere yönelmekti. Bunu yaptık. Taraftar bizim velinimetimizdir. 12. güç ve takım onların ateşlemesiyle daha fazla motive oluyor. Peki geçen seneyi düşünüyorum sayın başkan mı sahaya girsin? 79 yaşındayım ben mi sahaya gireyim? ben mi oynayayım? Seyirci haklı. Bir anımı anlatayım. Bir maçta store mağazasının önündeyim. İki kişi yanıma gelerek resim çektirmek istediler. Bu benim vazifem hay hay dedim kabul ettim. Bir tanesi de bana bir rapor taktim etti. Baktım ‘Almanca ben anlamam’ dedim. ‘Ben kanımı verdim. Bu haftaki lig maçı için kanımı verdim’ dedi. Şimdi bu seyirci maça geliyor. Seyirci faktörü; tamımım maçı kazansın, tatmin olayım, iftiharla çıkayım, gururla gideyim. O haklı.

BİZİ TARAFTAR SEÇMEDİ GENEL KURUL SEÇTİ
AMA bizi burada taraftar seçmiyor, genel kurul seçiyor. Niçin seçiyor? Galatasaray'ı ekonomik olarak düzlüğe çıkarmak için. Galatasaray'ı temsil etmek için seçiyorlar. Belli bir süre hizmet etmemiz için bizi görevlendiriyorlar. Biz de bu yapı içerisinde Galatasaray'ın ekonomik yapısı neyse sevgili başkan, görev taksimi yaparak bir ahenk ve güzellik içerisinde Galatasaray'ın başarısı için herkese görev veriyor. Bu sene Allah bize yardım ediyor. Şu ana kadar iyi gidiyoruz, güzel gidiyoruz. Seyirci mutlu. Seyircinin mutlu olması şu; geçen sene biz burada maç bittiği vakit; burnundan şıpır şıpır ter damlayan, forması sırılsıklam olan bir takım izleyemedik.


BABA GÜNDÜZ RUHU VAR
HATTA bir anımı anlatayım; 1961 senesi, rahmetli Gündüz Kılıç (Baba Gündüz) döneminde ben de Galatasaray takımındayım.1958-59-60 senesinde tam oynadım. 61’de fakültedeyim imkan nispetinde az oynuyorum. Maçta kapının önüne geldiğinde ensemize elini sokar ‘Ter var mı?’ diye bakardı. İlk zamanlar bir anlam verememiştim. Şimdi anlıyorum ki; 112 yıllık erişilmez o büyük şanlı Galatasaray formasının hakkını veriyor mu, vermiyor mu bu adam? Futbol biraz da şans işi. Topa vurursun çamura saplanır. Vurursun direkten döner. Hiç ilgisi olmayan bir şekilde tıngır mıngır içeri girer. Bu bir şanstır. Şimdi seyirci; formasının hakkını veren, mücadele eden, sahada basmadık yer bırakmayan bir Galatasaray istiyordu. İstediğimiz bu sene oldu mu? Allah’a şükür. Şu ana kadar iyi.

BAŞKAN 2 SENE ÇOK ÜZÜLDÜ!
Ben şuna inanıyorum. Sayın başkanımın en az benim kadar altını çizerek söylüyorum. En az benim kadar, hatta benden daha fazla bir Galatasaray aşığı olduğunu, Galatasaray’la yatıp kalktığını, Galatasaray’ın başarı için gece gündüz çalıştığını ve de 2 sene Allah düşmanıma vermesin çok üzüldü. Hem içeri de hem dışarı da çok cefa çekti. Fakat her vakit söylenen ‘Doğru her vakit kazanır ama geç kazanır’ bir de Atasözü var: ‘Sabrın sonu selamettir’

İSTİFAYI ZAAFİYET GÖRÜRÜM
HİÇ bırakmayı düşünmedim. Biz sevgili başkanımla ölüm hariç Mayıs 2018'e kadar başkanımı bırakmam. Neden bırakmam? Çünkü genel kurul bizi vazifelendirdi.
1- Kişilik olarak bir kere istifayı zafiyet görürüm. İdeolojik değilse, siyahla beyaz kadar değilse bunu ben zaaf görürüm.
2-Genel kurula karşı sorumluyum. Genel kurul bizi (Affedersiniz) kırmızı mumla çağırmadı ki! Biz aday olduk. Kulübün sıkıntısı olup olmadığını bilmiyor muyduk? Taşın altına elimizi koyduk. Sevgili başkan sabahın 9’undan akşamın bilmem kaçına kadar çalışmış, onla konuş bunla konuş, herkesin ayrı bir görevi var. Şimdi böyle bir ortamda ben sevgili başkanımı yalnız bırakmam. Bizi bırakanlara da saygılıyım. Olabilir. Beş parmağın 5'i bir değil. Ben buyum. Ben bırakmam!


BAŞKAN KAN KUSTU ‘GÜLSUYU’ DEDİ.
Bu bir gönül birlikteliği. Bugüne kadar hiç olmadı. Sevgili başkanım ‘Kan kustu gülsuyu’ dedi. Taraftar beni başkan sanarak protokol tribününde üzerime yürüdü. Hayatımda ben böyle bir şey görmedim. Oyuncu golü kaçırdıysa ben mi sahaya girip golü atayım? Dışarı çıkıyorsunuz hoş olmayan şeylerle karşılaşıyorsunuz.

EN SEVİNDİĞİM OLAY GALATASARAY'IN DÜZLÜĞE ÇIKMASI.
Ben; en üzüldüğüm olay değil de en sevindiğim olayı sizinle paylaşacağım ki; o da Galatasaray'ın düzlüğe çıkmasıdır. Galatasaray şampiyon olsun bitti. Her şey biter. Ben biliyorum ki; o sıkıntılı dönemler Galatasaray'ın başarısı için yapıldı. İçimde fırtınalar koptu. Ama ben konumum itibariyle cevap vermedim.
Biraz önce söyledim. Taraftar buraya göğsünü gere gere bir takım seyretmek için geliyor. Onun isteği var. Tarafta burada Riva’yı mı? Düşünüyor. Hayır! Takımının gelip gelmesini isitiyor. Yurt içindekiler, yurt dışındakiler iftihar etsin. Oooh! Benim takımım diye. Ama şimdi bizde burada diyoruz ki hani çok yakışır mı? Yakışmaz mı? Bir şey söyleyeyim; yönetim kurulu Galatasaray'ın ileriye doğru gitmesi için uğraşıyor. Sevgili başkanımın ısrarla bir sözü var. Diyor ki; ‘Ben bundan sonra gelecek yönetimin sıkışık bir ortam içerisinde görev yapmasını önlemek için görevdeyim´ Ona katılıyor ve kutluyorum. Kendimden şüphe ederim başkanımın Galatasaraylılığından şüphe etmem. Başkanım Galatasaray'ı seviyor. Galatasaray’la yaşıyor, Galatasaray’ın iyiliği için sabahlara kadar çalışıyor. Manen büyük bir sıkıntı içerisinde ekonomik olarak karanlık günlerden geçti. İlerisini ben aydınlık görüyorum.


KONUŞANLAR O ZAMAN KONUŞSAYDI!
SEVGİLİ başkan genel kurulda bir liste çıkarttı. Ben başkanım dedi. Konuşanlar o zaman konuşsaydı. Genel kurul üyeleri çok saygıdeğer insanlardır. O mu haklı? Bu mu haklı? karar verecekler. Ha! 3 sene önce taşın altına elini koyduğu için sevgili Dursun Özbek, Galatasaray’ı bu sıkıntılı süreçten kurtarmak için gecesini gündüzüne kattı ve Galatasaray bugünlere geldi.

SNİJEDER'İ GÖNDERDİK SONUÇ ORTADA
SNİJEDER'İ gönderdik. Sonuç? Mutlu mu herkes? Ben sonuca bakarım. Açılan sandık kesin sonuç. Rekor rekor üzerine. Yok 6 haftada şu kadar galibiyet, bu kadar galibiyet. Şöyledir, böyledir. Sonuç ortada buyurun. O zaman biz doğru yoldayız. Sevgili başkan gemiyi doğru rotaya sokmuş demektir. İnşallah Allah isterse 34.haftada burada şenlik olur beraber kutlarız.

YABANCI KURALININ DEĞİŞMESİNİ PEK RASYONEL BULMUYORUM
ŞAHSİ fikrim bu iş 1 dakikada olmaz. Oyuncularla 2 -3-4 yıllık sözleşmeler yapılıyor. Mesela araba yolda hızlı giderken fren yaptığında nasıl aniden sürükleniyorsa; Türk futbolu içerisinde de böyle bir geçiş süresi için pek rasyonel bulmuyorum. Ama keşke statü değişse, daha nitelikli, daha kaliteli, hepsi kaliteli ama daha ince eleyip sık dokuyup daha kaliteli oyuncuların gelmesinin formülünü bulsalar kabul. Futbol federasyonun bir yetkilisi isim vermeyeceğim ‘Bu böyle olmaz’ dedi. Neden olmaz? Adamlarla 3 yıllık sözleşme yapmışsın. Gider UEFA’dan parasını alır. Sen istediğin kadar değiştir. O sözleşme yapıldıktan sonra bitti. Bu uzun vadede olacak bir şey.

Kaynak: Selahattin Ekrekli-Güneş