Kaf Dağı’nın ardı!

Kaf Dağı’nın ardı!
Bu ülkede futbolun aktörlerine baskıyı kuran istediğini alıyor. Tolunay Kafkas’ın düzeneğe çomak sokması mucize... O’nun futbola en büyük katkısı ise başta genç Furkan yeni Topuzlar yaratması. Kayseri lige güzel bir renk getirdi. Ancak Gladio(!) oldukça şampiyon olması imkânsız!

 
Yakın tarihten bir yaprak.. 9 Mart 2009; yer Kadir Has Stadı. Anadolu’nun en güzel arenasının açılışı. Bir pozisyonda Tolunay Kafkas ile Roberto Carlos tartışmıştı. Carlos abartılı kavgacı halini Kafkas’ı iterek göstermişti.. Kafkas da, “Çek elini” diyerek dik duruşunu sertçe göstermişti.
 
Ancak mühim olan sadece bu sahne değil. Karşılaşma sonrasında Tolunay Kafkas’ın söylediği şu ilginç söz: “ATOM PARÇALAMIYORUZ”
 
Kafka'yı çok seven bir adamın en güzel tanımlamalarından birisiydi. Kafkas’ın ismi eğer Tolunay Wenger olsaydı mutlaka bu önemli ‘terim’ futbol literatürüne geçerdi. Şimdi fazla hatırlayan var mıdır açıkçası bilmiyorum...
 
İşte bu olayın iki kahramanın damga vurduğu bir haftayı geride bıraktık. Biri ligin zirvesine kurulurken diğeri zamana teslim olmamak için direnen kalın bacak kaslarına rağmen zirveden iniyor. Hakeme şiddetli itiraz edip Brezilya biletini erkene almak bir Brezilya geleneği aslında. Belki de yardımcı hakeme yine Kayseri’deki bir başka Kayseri-Fener maçında arkasındaki yardımcı hakeme pek de çaktırmadan su şişesi fırlatmış bir dünya yıldızından çok şey de beklememek gerekebilir.
 
Ben aslında hakeme kaba davrananlara savaş açanlardan birisiyim. Tolunay Kafkas’ı da bu konuda sabıkalı buluyorum. Kadıköy’de önceki sezon hakemin üzerine yürüme çılgınlığında bulunmuştu.. Futbola bakış olgunluğunun hakemler konusunda olduğunu düşünmüyorum.. Şu günlerde Kafkas’a getirilebilecek tek eleştiri de bu olur.. Övülecekse çok şey..
 
Çoluk çocukların yanına sağlam adamları koyup Süper Lig’de zirveye çıkabilmek güçlü bir karakter ve futbol anlayışı gerektirir. Tolunay Kafkas’ın 84 haftadır Kayseri’nin başında bulunması, Kayseri ile olan kimya uyuşmazlığını doku uygunluğuna dönüştürmesi bile başlı başına bir başarı...
 
Asıl başarısı lider olmak da değil... Furkan, Serdar Kesimal, Bilal Aziz, Semih, Ömer Hasan, Abdullah gibi yeni Mehmet Topuz potansiyelleri yaratması.. Tabii hiçbirisi eğer 2.Yıldırım savaşı olmazsa Topuz gibi 11 milyon Euro etmeyecek. Ancak Kayseri’ye Kafkas sayesinde tatlı bir gelir bırakacakları kesin..
 
Ben bu rolü nedeniyle Kafkas’ı kutluyorum, örnek bir rol model olarak düşünüyorum. Oynattığı agresif oyun anlayışı “Futbol erkek oyunudur”un belgesi. Ancak onu da abartılı buluyorum. Güzel oyun adına Kafkas’a karşı çekincem var. Şu da gerçek ki, onda ligin şifresini iyi çözmüş ve Bülent Uygun’un daha mantıklı halini görüyorum.
 
Fakat Kayseri’yi ne tutucu oyun anlayışı, ne elindeki genç yetenekler, ne forvetten çok tank görüntüsündeki Makukula, ne dünya yıldızı yeteneklerine sahip Cangele şampiyonluğa ulaştıramayacak. Çünkü karşısında çok güçlü bir “Süper Lig Vadisi: Gladio” var..!
 
Geçen hafta “Ergenekon yok” diyordum. Tabii ki de yok, bu fikrim sabit. Ancak bu lige Gladio usulü dokunuşlar var. Mesela Ekrem Kan’ın 2006’daki Sakarya-F.Bahçe (2-1) maçında F.Bahçe’yi katledip, tamamen psikolojik baskıdan olduğuna inandığım kararla 10 cm. içerdeki golü vermeyişi örneğindeki gibi.. Bu basit bir komplo teorisi. F.Bahçeliler bana hiç kızmasın.. Aynı baskıyı yapan G.Saraylılar ve Beşiktaşlılar da!
 
25 yıldır bu ligde bu 3 takım şampiyon oluyorsa bu lobidendir.. Devrimci Trabzon’un şampiyonluğu unutması da lobisizlikten.. Peki Kayseri şampiyon olur mu? Şampiyonluk Trabzonlu hocalar Tolunay Kafkas ve Şenol Güneş’ten geçer.. Ama onlarca nedenden dolayı Kayseri için iş gerçekten Kaf Dağı’nın ardında.. Hatta Kafkas’ın dediği gibi atom parçalamak kadar da imkânsız...