Atina günlüğü (5. gün)

Atina günlüğü (5. gün)
Bitirdik. Bir nefeste geçtiğini söyleyemeyeceğim. Oldukça yorucu ancak bir o kadar da güzel geçirdik Atina seyahatimizi.

Atina'daki son günümüzde hava bir anda buz kesildi. Fenerbahçe'nin perşembe akşamı aldığı muhteşem galibiyetle artık şehrin bile keyfi kaçmıştı...

Oldukça soğuk esen bu rüzgârı arkasına alma sırası Anadolu Efes'teydi.

Bir rüzgar çeşidi olan poyraz adını Yunan tanrısı Boreas'tan almış. Kar ve soğuk getiren poyrazın denizin üzerindeki etkisi çalkantılı ve dalgalıdır. Ne kadar manidar ki Olympiacos'ın maçlarını oynadığı SEF yani Barış ve Dostluk Stadyumu tam denizin yanında...

Salondaki atmosferin, salonun ismi ile müsemma olduğunu söyleyemeyiz. Zira Yunan takımları belki de Avrupa'nın en ateşli ve problemli taraftar gruplarına sahip. Evet, seyirci profili salonun adına yakışmıyor ama ismi ile müsemma olması için salona, Yunan mitolojisinde de barışın simgesi olarak geçen 2 güvercin salınmış.

Her gün olduğu gibi Gün Ortası'nda Çağıl Özkul'a bağlanmak için erken saatte salondaydık. Anadolu Efes'in idmanına katıldıktan sonra canlı bağlantımız için en az 1 saatimiz vardı. Salonda bir yandan şut atarak bir yandan da sohbet ederek vakit geçirdik. Salonda geçirdiğimiz 1,5 saatlik süre boyunca hiçbir şekilde görmediğimiz güvercinler, biz canlı yayındayken arzı endam etmeye karar verdi. Arka fonda uçarak yayınımıza katıldılar. Kendilerine katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz :)

Gelelim maça. Anadolu Efes ilk maçta hiçbir isteğini oyuna dikte etmeyi başaramamıştı. İkinci maçta bir çok şeyin değişmesi gerekecekti. İlk maçta Nikola Milutinov karşısında iyi bir iş çıkaramayan Dunston, bu kez müthiş başladı karşılaşmaya. İlk çeyrekteki 9 asist'in 4'ü Brown-Dunston ikilisinden geldi. Olympiacos savunmasına karşı pas sayısı arttırılmıştı. İkinci çeyrekte top kayıplarının çoğalması ve Spanoulis'in ilk 6 denemesinde 5 üçlük bulması ile ivme Olympiacos'a dönse de Anadolu Efes maçın içinde kalmayı başardı ama potamızda gördüğümüz 44 sayı iyi bir rakam değildi. Bunun bilinci ile sahaya çıkan Efes (özellikle de Dunston) bu çeyrekte rakibine sadece 3 basket şansı verdi ancak son çeyrekte topu Printezis'e emanet eden Olympiakos, son 5 dakika öncesinde tekrar 7 sayı öndeydi. Derrick Brown ve 2. devrede hücumun sıkıştığı anlarda sorumluluk almaktan kaçınmayıp yıldızlaşan Tyler Honeycutt'ın smaçları göz doldururken skor üstünlüğü el değiştirmeye devam etti. Bitime 1:10 kala skor 71-71 iken serbest atış çizgisine giden Printezis, müthiş oynadığı karşılaşmanın sonunda çizgiden 0/2 attı. Son top girmedi ve Anadolu Efes 71-73 ile Pire'de avantajı çalmayı başardı.

Üst üste iki gün boyunca sezonun en keyifli, en rahat röportajlarını gerçekleştirdik. Sezon boyunca röportaja ikna edemediğim herkes, galibiyetler sonrasında kolay ikna oldular. Ne de olsa baskı artık onların değil, Panathinaikos ve Olympiakos'un üstündeydi.

Yayın bittikten sonra Darüşşafaka Doğuş maçını merak ederek DigiturkPlay'i açtık bbir de ne görelim Daçka kazanıyor. Yunanlı spiker arkadaşlarımızla 4-5 kişi bir telefon ekranının başına üşüşmüşken arabayı almaya giden İsmail neredesiniz diye arayınca hep bir ağızdan "ah" naraları yükseldi ama sıkıntı yok. Günün sonunda fazlasıyla mutlu ve gururluyuz!

Didem Gürser / beIN SPORTS