Arda'nın tırnağı olamazlar!

Arda'nın tırnağı olamazlar!
Fatih Terim ilk ayağa kalktığında skorbord 19.50'yi gösteriyordu.. Hocaların hocasını kulübeden fırlatan pozisyon Baros'un 'dip'lettiği topun Ekrem'in 'bacak-kol' arasından sekmesiydi.

Beyaz gömleği ile (Beyaz giyme söz olur hocam) 'temiz-lig' mesajı veriyordu Terim belki.. Ama hareketi sezonun her şeye rağmen izleyeceğimiz refleksiydi. Peki G.Saray, sahada reaksiyon gösterebiliyor muydu?
 
İnadına topu hakim olup ayağa kullanma anlayışı biraz yavaş gösteriyordu G.Saray'ı... Ama ilk görüşte bir o kadar da sabırlı, sakin ve ne istediğini bilen takım havasına sokuyordu. Zaten Terim'in 2000'den sonra dönüşüm felsefesi de bu..
 
Bu kendini bilme sanatı, dikine atak (14 dakika 4 kez denendi), kanat ortası-bindirmesi (İlk çeyrekte 3 kez), şut (3 kez), ölü top (4 defa) taktikleri olarak yansıdı Olimpiyat çimine.
 
BELEDİYE GÜZEL UYUTTU
İşte bu 20 dakikalık G.Saray önderliği sonra yerini başka bir fotoğrafa bıraktı. Terim'in G.Saray'ı kondisyonsuz, 'şuursuz-panik atak' bir takıma dönüştü. İlk akıncıları durduran, rakibi uyutan Belediye sonra sazı eline alıp sağlı-sollu atak yaparken golü attı, G.Saray'ın savunmasını dağıtıp 3 puanı aldı.
 
Peki maçtan neler çıkardık?
 
1 - Belli oldu ki, Fatih Terim sezon boyunca bazı adamları mevkiilerinin dışında oynatacak, mecburi maceralara bol bol girecek. Eboue'yi Arda'nın yerinde, Sabri'yi 4-1-4-1'in sağ içinde denemek zaruriyetten midir bilinmez ama tutmadı, sahada çok sırıttı..!
 
2 -  Topa hakim olayım, topla oynayayım gibi düşünceler Abdullah Avcı'nın Belediye'si karşısında hikaye.. Dün bir kez daha gördük ki, topun arkasına geçen Belediye'ye karşı bu tarz oyunlar sökmüyor, bu durumda zamanı da resmen çöpe atıyorsunuz.
 
3 - Eğer Sercan ve Elmander mucize yaratmazsa, ki bu imkansız, bu Baros'u Fatih Hoca bir gün sahada evire çevire kevgir eder. Ağırlığı, kısıtlı kalan yeteneği, kaybolan refleksi nedeniyle bu adam Terim'e daha çok 'Çek'tirir. Terim üçünden çok çeker...
 
4 - Dünkü oyun net bir şekilde gösterdi ki G.Saray'ı hücuma çıkartacak, atağa kaldıracak adam yok. Önceki yıllardaki iyi bir Arda'nın tırnağı olabilecek bir tane oyuncu göremiyorsunuz. Daha 1. maçta ne Arda'sı demeyin. Terim yönetime demişti. Ama bu, bile bile lades oldu!
 
5 - Simoviç, Taffarel, Mondragon ile mutlu olmuş bir takım 5 yıl sonra aradığı ruhu sözde Uruguay'da bulmuştu. Ancak maçın hikayesi netti; bir çuval şut çıkartan Muslera bir yan topta bir çuval inciri berbat etti. Galiba kale lanetli..!
 
6 - Terim'in en çok sevindiği şey 'sakat'sız bir G.Saray'dı. '20 yıldır böyle sakatsız dönem görmedim' diyordu. Daha ilk haftadan nazar değdi. Hakan Balta, Çağlar sakatlıkları onu çılgınca son yarım saatte '3'lü savunma'ya itti. Risk aldı, 1-0'ı kurtarayım derken kumarı kaybetti. Gerçi maçı çevirecek ruh sahada zaten yoktu ya!
 
7- Bu Melo hakemleri çok yakar. G.Saray'ı da ileriye taşıyamaz. Selçuk İnan'ın hiç inandırıcı bir performansı yok. Eboue, Kazım evlere şenlik. Bu orta sahayla yürümez!
 
8- 11 transferin 5'i, yine 7 yabancıdan 5'i 11'de. Oyuna sonradan girenler; Yekta, Sercan, Engin. Fazla söze gerek var mı!